Masum: Kirleniş [BxB]

BÖLÜM 13: Kahraman Prens

Medyada muhteşem üçlümüz var.

"Ne o bak seni kurtaracak kimse yok etrafta. Koruduğun çocuk bile seni sırtüstü bıraktı. Korkusundan kaçtı gitti" Mehmet derinin gittiğine inanmak istemiyordu ama gitmişti işte. Bırakmıştı onu.

"Dönecek. Kurtaracak beni burdan" Mehmet sakin bir şekilde konuştu. Çetin onun bu haline sadece kahkahalarla güldü.

"Ahahahaha dediğine sen bile inanmıyorsun. Ben nasıl inanayım?"

"Gelecek" Mehmet bağırmıştı şimdi de. Çetinin suratındaki sırıtış daha da büyümüştü. Karşısındaki gencin acizliği onu mutlu ediyordu. Ondan iliklerine kadar nefret ediyordu.

"Yapmaaa. Akın sence bizim korkak prens atarlı prensi kurtarmaya gelecek mi? "

" Bence gelmeyecek Çet. Adı üstünde korkağın teki o" Akın konuşunca mehmet kafasını eğdi. Sanırım doğru söylüyorlardı. Buradan kurtulamayacaktı.

"Korkak prens mi daha yaratıcı olmanı beklerdim. Mesela kahraman prens? " Derin ve sera kapının önünde belirince bütün başlar onlara çevrildi. Mehmet başını kaldırıp kapıdaki ikiliye baktı. Derin elinde yangın tüpü ve yanında serayla kapının önünde dikiliyordu.

"Yangın söndürme tüpü mü? Şaka mı bu? " Çetin sakin ve şaşkın bir şekilde konuştu. Yanındaki iki gençte en az onun kadar şaşkındılar.

" Evet. Köpük banyosu iyi gelir diye düşündük" Derin tüpü açıp karşısındaki üç gence doğru fışkırtmaya başladı. Çetin ve çetesi ellerini önünde siper etselerde köpükten kurtulamamışlardı. Sera durumdan faydalanıp hemen mehmeti çözdü ve derinin arkasına geçtiler. Derin manyak bir şekilde kahkaha atıp köpük fışkırtmaya devam ediyordu. Sonunda tüpün içindeki köpük bitince derin tüpü bir iki kere salladı. İçinden bir şey çıkmayınca yere fırlattı.

"Sanırım kaçma zamanı " Sera önde arkasında mehmet ve en arkada derin olmak üzere kaçmaya başladılar.

"Yakalayın onları" Çetin bağırınca yanındaki iki genç köpüklü bir şekilde kovalamaya başladılar.

Derinler basketbol sahasından çıkıp tenefüs nedeniyle okulun koridorunda olan insanların garip bakışları altında koşmaya başladılar. Ne de olsa arkalarında iki köpük canavarı vardı.

Derin koridorda birine çarpınca düşeyazdı. Ayrıca gözlüğü gözünden kaymıştı. Düşmemesi için belinden tutan eller de cabasıydı. Derin gözlüğünü düzeltip ellerin sahibine baktı. Karşında bir adet mert duruyordu. Başdüşmanının arkadaşı olan cinsten mert. Mehmet ve sera derin birine çarpınca durmuşlardı.

"Hooppp! Yavaş ol. Arkandan kovalayan mı var? " Derin arkasına bakınca tebessüm etti. İki köpüklü genç koşarak onlara doğru geliyordu.

" Aslında tam da öyle" Mert derinin baktığı yere bakınca iki köpüklü gencin onlara doğru koştuğunu gördü.
"Mert tut onu sakın bırakma" Mert akının sesini duyunca şaşırmıştı. Onlar neden bu haldeydi? Neden derini kovalıyorlardı? Derin tam kaçacakken ensesinden tutulan elle yerinde kalakaldı. Akın ona yetişip tutmuştu bile.

"Bırak onu" Sera ve mehmet hemen derin ve akına doğru hamlede bulundular. Ama akın son anda kendine çekti derini. Mert şaşkın bir şekilde olanları izliyordu. Gerçi bütün koridor olanları izliyordu. Tabii Melih ve sevgiliside...

"Ne bırakacak be. Baksana bizi ne hale getirdiniz. Bunu ödemelisiniz" Çetin sinirli bir şekilde koridorun başında belirince derin siki tuttuklarını anlamıştı. Akının dalgınlığından faydalanıp elinden kurtuldu. Akın derine doğru hamle yaptığı sırada müdirenin sesiyle yerinde durdu.

"Ne oluyor orada? Napıyorsunuz siz?"
Derin müdirenin geldiğini görünce biraz da olsa rahatladı.

"Hocam baksanıza halimize. Bu üç cadı ne hale getirdi bizi. Özellikle şu ortadaki" Akın derini işaret ettiğinde derin 'ben bir şey yapmadım' bakışlarını atmaya başladı.

"Yalan hocam biz bir şey yapmadık" Sera konuşunca akın ona doğru atağa geçti. Mehmet akının kolunu tutup engelledi. Akının kolunu ittirince genç adam arkaya doğru sendeledi.

"Yalan mı? Neden kaçıyorsunuz o zaman?" Akın sitem etti. Çetin sesini çıkarmamıştı. Suskunluğu tercih etmişti.

"Şu tipinize baksana. Hayalet sandık. O yüzden kaçıyorduk" Akın seraya gıcık olmaya başlamıştı. Kız o kadar inandırıcıydıki(!)

"Hemen odama geliyorsunuz! " Müdire emir verince 6 genç müdürün arkasından yürüdü. Derin bir an melihle göz göze gelince bir kaç saniye bakıştılar. Melih derine çok değişik bakıyordu. Derin daha fazla bakamayacağını anlayınca kafasını eğdi.

" Oğlum ben hiçbir şey anlamadım. Bunu onlara derinler mi yapmış?" Mert arkadaşlarının yanına gidip hayret eder gibi konuşmuştu.

"Evet. Görmüyor musun? Ne haldeler baksana. " Defne konuşunca melih onu onaylar gibi kafa salladı. Mert ise hâla inanmamakta kararlıydı.

" Hayatta inanmam. Baksana şu masumluğa. Hiç böyle bir şey yapabilir mi?"

"Yapar tabi. Tipsiz olduğu için ilgi çekmeye çalışıyor" Defne konuşunca mert ona baktı. Sinirlendiğini hissetti genç adam. Bazen bu kızla neden arkadaş olduğunu düşünüyordu. Ama cevabı kısa ve netti. O, kuzeninin sevgilisiydi. Sonra başka bir şey düşünmeye başladı. Bu çocuğu neden önemsiyordu ki?

"Bu çocuğun bu okuldan gitme vakti geldi. Ona öyle şeyler yapacağımki arkasına bakmadan kaçacak" Mert melihe de sinir olmuştu. Ne olmuştu ona böyle. Derine karşı olan herkese sinirleniyordu.

Melih time... Planlar başlasın dimi? Şimdi yorumlara hadi axhbjlk