Masum: Kirleniş [BxB]

BÖLÜM 47: "Mahşerin Dört Atlısı"

FİNAL'E SON 1

******************

Her insan hak ettiğini yaşarmış. Onlara göre karma denen sistem yani ne ekersen onu biçersin. Peki herhangi bir yanlış düşünce veya eylem bize en fazla ne kadar zarar verir.

FLASHBACK ^^DAMLA^^

Bundan yaklaşık bir yıl önce bana aşk nedir diye sorduklarında 'aşk bir saçmalıktır'' demiştim. Kişiye faydası olmaz aksine sürekli zarar verir. Sanırım o zamanlar bu duyguyla karşılaşmadığım için böyle söylemiştim. Şimdi düşüncelerimde duygularım da değişti. Aşk insana tatlı bir huzur veriyordu. İnsana kendini bulutların üzerindeymiş gibi hissettiriyordu. Ahh ne diyordum ben? İşte aşk benim gibi bir insana bile böyle cümleler kurduruyordu.

Kapıdan giren bedenle yerimde dikleştim. Kendimi her türlü oyuna, yalana hazırlamıştım.

''Çok beklettim mi?''

Gözlerimi devirdim.

''Kısa kes Melih! Ne istiyorsun?''

Karşıma oturdu. Sanki ben hiç konuşmamışım gibi garsonu çağırmış, sipariş vermişti. Bu rahat halleri daha çok sinirimi bozmuştu.

''Söyleyecek misin artık?''

''Bu kadar sabırsız olma. Duydukların seni pek tatmin etmeyecek.''

Anlamamıştım. Zaten bu dünyada Melihi anlayabilen biri olduğunu sanmıyordum.

''Kuzenimle sevgili olmuşşunuz.''

Karın ağrısının sebebi belli olmuştu.

''Kutlamak içi beni buraya çağırmana gerek yoktu.'' Dedim alayla. Yüzüme baktı.

''Aslında kuzenimle sevgili olman benim de işime gelirdi. Tabi bu koşullar altında olmasaydık.''

''Hangi koşullar?''

''Mesela kuzenimin de en az benim kadar şerefsiz olması gibi.'' Dedi. Gözleri meydan okur gibi bakıyordu. Bende ona soğuk bakışlarımdan atıyordum.

''Ne saçmalıyorsun sen?''

''Sence Mert neden birdenbire sana yakınlaştı?''

Kolay yerden sormuştu.

''Tabi ki beni sevdiği için.'' Dedim gururla.

''İşte bu konuda yanılıyorsun Damla. Mert seni sevmiyor.''

''Kes!'' dedim. Mert bana beni sevdiğini söylemişti.

''Onun sana yaklaşmasında tek bir amaç vardı. O da Derin.''

''Derin?'' dedim. Her şeyi şimdi anlamıştım. ''Nedense hiç şaşırmadım. Mert'in Derinle ne alıp veremediği olsun. Onlar gayet iyi anlaşıyorlar. Senin aksine.''

Yüzü asılmıştı.

''Yaaa, o kadar iyi anlaşıyorlar ki sevgili bile oldular!''

Duyduklarımı hazmetmem zaman almıştı. Yine de kendimi toplamam uzun sürmemişti. Dediğim gibi buraya hazırlıklı gelmiştim.

''Yine ne oyunlar peşindesin sen?''

''İnan bana bu sefer oyun oynayan ben değilim.''

''Bende inandım tabi. Senin oyunlarına tokuz artık Melih Eroğlu!''

O sırada sipariş ettiği kahvesi gelmişti. Bir yudum alıp bana baktı.

''Vay arkadaş! Üzerinizde nasıl bir etki bırakmışsam artık her hareketimden bir şey çıkarıyorsunuz.''