🗨22

210 18 6
                                    

Ikebukuro'ya inen 322 numaralı uçağın yolcuları teker teker uçaktan inerken o yolculardan ikisi zamanında Ikebukuro'da adlarını kazımış isimlerdi. İkiside Ikebukuro'nun en güçlü adamı sayılırken içlerinden birisi kovalar diğeri kaçardı. O günleri geride bırakıp eski birer anı gibi saklayan sokaklardaki insanlar, 322 numaralı uçaktan inen bu iki adamı görseydi huzurlarının ve sessizliklerinin kaçacağını düşünüp onlara korkuyla bakabilirdi.

Izaya, Shizuo'yla uğraşırken uçaktan inmiş ve başını şişirdiği sarışının koluna girmiş ve birlikte  yürümeye başlamışlardı.
Shizuo taksilerden birini çevirip evini tarif ettiğinde Izaya istemsizce heyecanlanmıştı.
Shizuo'nun evi onun gözünde giremeyeceği yasaklı bölge gibiydi bunca zaman. Özlemle bakarak uzak kaldığı bir alan, düşmanının en özel yeri, en savunmasız olduğu yeriydi.

Izaya akşam çöken şehri, yanında getirdiği yıldızlarla birlikte izlerken havalimanından sarışın adamın evine gitmelerinin bir saati bulacağını düşünüyordu. Başını cama yaslamış Shizuo'yla kanlı bıçaklı olduğu günleri düşünmeye dalmışken, omzuna yaslanan başı hissetmişti. Shizuo gözlerini kapatıp Izaya'nın kalp atışlarını dinlerken, Izaya sırıtıp gökyüzünü izlemeye devam etmişti.

"Tekrar bu şehirde olmak, en güzeli de seninle birlikte olmak benim için bir yaşamdan daha kıymetli. Ilk defa gökyüzüne bu denli bir huzurla ve içim umutla dolu bir şekilde bakıyorum. Hayatım boyunca dilediğim, yanımda olmasını istediğim kişi artık benimle birlikte. Bir sanatçıya bundan daha güzel bir hediye verilemezdi Tanrı ya da bir başladı tarafından. Ben bu denli mutlu olmazdım. Eğer yıldızların arasından beni izliyorsan Tanrı'm sana ilk defa tessekkür ediyorum ama en çokta başını omzuma koymuş uyuklayan Shizu-chan'ıma teşekkür ediyorum.
Bana hayat verdiğin için, ölmeyi beklerken nefesim olarak bana geldiğin için... Hüzün kokan mısralarımda, titreyen sesimle seni çağırdığımı duyduğunda bana sarılığın için. Alışmaya çalıştığım içimdeki  yalnızlığıma kalbini getirdiğin için. Bir anda tanımadığım senden gelen bir mesajla hayatımı değiştirdiğin için artık hayata senin gözlerinden bakabiliyorum ve sana anlatamayacağım bir aşk ve hayranlık duyuyorum."

Izaya, sevgilisinin saçlarını okşarken gölge düşen yüzündeki mimiklerini izliyordu. Tanıdığı sokaklardan birine girdiklerini anladığında Shizuo'nun saçlarını arkaya itmiş ve alnına dudaklarını yaslayıp nefesini yüzüne üflemişti.
Shizuo titreyerek uyandığında çevresine bakmış ve gelmek üzere olduklarını anlamıştı. Izaya'nın bacaklarına giden eli, onun sıcak nefesi kadar cürretkar davranınca Izaya kızarmış ve Shizuo'nun elini itmişti.

Taksi, sarışın adamın tek katlı, oldukça sade görünen, evde yalnız yaşayan birisi olduğunu hissettiren evinin önünde, durduğunda Izaya hemen taksiden inmiş ve koşar adımlarla eve yürümeye başlamıştı. Sarışın adam heyecanlı ve meraklı görünen sevgilisini izlerken yavaşlamış ve gözleriyle önündeki güzelliği izlemişti.

"Shizu-chan, bana bakmayı keste yardım et."

"Geldim Izaya, sakın biryerlere dokunma."

"Burayı düzenlememiz şart."

"Yarın hallederiz küçük pirem, yatak odamda gezintiye çıkmaya ne dersin ?"

Shizuo dış kapıyı kapatıp kilitledikten sonra Izaya'yı kucağına almış ve cevap vermesine fırsat tanımadan odaya doğru götürmüştü.
Izaya çırpınırken çığlık atıyordu.

"Sabahları ağrı kesici içmekten ilaç müptelası olacağım, bu kadar azgın olma, Shizuuuuu-chan !"

Shizuo Izaya'yı yatağa bırakıp üstüne çıkmış ve yatakla arasına sertçe sıkıştırmıştı. Sarı gözler eğlendiğini belli ediyordu.
Izaya üstündeki sert göğse yumruklar atıp onu kendinden  uzaklaştırmaya çalışsa da başarılı olamamıştı.

I-"Sen yanımdayken kendimi tutamıyorum, sana bağlanıyorum ve her dakika seninle sevişmek istiyorum."

Shizuo başını Izaya'nın omzuna gömüp onun kokusunu içine çekerken Izaya içinde hoş bir titreme hissetmiş ve kollarını Shizuo'ya dolamıştı. Shizuo'nun yüzünü görmemiş olmasından minnet duyarak

I-"Madem böyle düşünüyorsun bu durumda yatağının kırılmayacağından emin olmamız lazım."

S-"Demek yaramazlık yapacaksın."

Izaya kahkaha atıp parmaklarını Shizuo'nun göğsünde gezdirirken beline dolanan ellerin üstündekileri çıkarmasına izin vermiş ve yenilgiyi büyük bir mutlulukla kabul edercesine gülümseyerek kendisini Shizuo'ya bırakmıştı.

Sabah erken kalkma alışkanlığı  siyah saçlı adamı yine  uyandırmıştı. Izaya çıplak bedenini saracak bir şeyler ararken Shizuo'nun tişörtünü gözüne kestirmiş ve üstüne geçirmişti.  Yatak odasını incelerken daha önce görmediği odanın her bir detayını aklına kazımaya çalışıyordu. Sade görünen odada yatak, dolap ve halıdan başka  eşya yoktu. Izaya kalçalarını örten tişörte memnun memnun bakarken tek tek bütün odaları dolaşamaya başlamıştı.

Her odada sevgilisiyle farklı anılar biriktirmek istiyordu.
Mutfağa inip buzdolabının içini kurcalarken, salona geçip televizyonu açmış ve yine az sayıdaki eşyaların arasından kolaylıkla geçerek oldukça ferah ve boş görünen eve kendince düzen planları yapmaya başlamıştı.

Shizuo'nun yanına döndüğünde bir süre sıkıntıyla iç çekmiş, onu uyandırmayı düşünmüş sonra vazgeçmiş ve dolabındaki hepsi tıpa-tıp aynı olan barmen kıyafetinden birisini çıkarıp üstünde denemişti. Shizuo'nun kıyafetleri içinde kaybolmak muhbir Izaya Orihara'yı çok eğlendirmiş ve bütün neşesini yerine getirmişti.

Üstündekileri yerine yeninden asıp bir süre kendini oyalamak için evi toplamış, düzenlemiş sonra Shizuo'nun yanına tekrar yatmıştı. Kalçası hâlâ biraz acıyordu ama çok daha dikkatli ve nazik davranan bu adamın yaptıkları her şeyi iyileştirmeyi başarmıştı. Hem yarım bir kalbi hem de yarın bir bedeni eşiyle birleştirmeyi başarmıştı.

Sanatçı  (Texting&Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin