Siyah adam, pencereden uzaklaşırken gördüğü siluetin Shizuo olup olmadığını düşünmeye başlamıştı. Bir anda beynine dolan düşünceyle gerilmişti.
Gerçekten sevdiği adamın onu hastanede bırakıp başka bir kızla dışarıya gitmesi gerçekten mümkün müydü ?
Bunun en kötü kabusunda bile olmayacağını düşünürdü. Siyah adam, hiçbir zaman sarışın adamın yanında bir başkasını görmemişti. Camdan baktığında gördüğü iki kişi hemşiresi Eveline ve aşık olduğu adam Shizuo olmazdı.
Bu düşüncelerin içinde daha fazla savaşmak istemeyen siyah adam,
ağrıyan vücudunun verdiği rahatsızlıkla yatakta gerinmişti.
Canı ona iyi gelen, ilacı olan insanın olmadığı her saniye daha çok yanıyordu ve bu acı o gelmedikçe kat be kat artacak ve sonu olmayan dipsiz bir kuyuya dönüşüp acıyla onu boğacaktı.Uzatmadığı kolları, kıpırdamayan parmak uçları, kurumuş gözyaşları, dağılmış siyah saçları, bedenini saran dikiş izleri ve sayısız yarayı kapatmak için kullanılmış birçok sargı bezi...
Izaya Orihara, hastane odasında cama vuran yansımasına baktığında başarılı bir sanatçı görmemişti. Eksik ve dağılmış, yaralı bir adam görmüştü.
Ince parmaklarıyla saçlarını karıştıran Izaya, siyah saçlarına şekil vermiş ve yataktan kalkıp zorlukla odanın içinde yürümeye başlamıştı. Düşünmeliydi, plan yapmalıydı ama ilk önce gerçeği öğrenmesi gerekiyordu.
Siyah adam aklına gelen fikirle birilikte aceleyle hastanede onun çıkmasını bekleyen menajerini aramıştı. Adam telefonu birkaç uzun çalışın ardından açmıştı.
Siyah adam vakit kaybetmeden aklındaki soruyu her daim güvendiği adamına sormuştu."Bilincimin kapalı olduğu şu bir hafta boyunca benim yanımda olduğunu söylemiştin. Sen beni ziyarete geldin, hemşirelerim, doktorlarım geldi, sosyal medyadan birçok takipçim mesaj ve soru yağmuruna tuttu."
"Evet efendim, aynen dediğiniz gibi."
"Peki benim ilham kaynağım olduğunu her daim söylediğim Shizuo Heiwahima beni ziyarete geldi mi ? Bunu bilmem gerçekten önemli"
Adam sanatçısının sorusuna şaşırmış ve birkaç saniyelik bir sessizliğin ardından konuşmaya başlamıştı.
"Shizuo bir hafta boyunca her gün sizi ziyarete geldi efendim, ama doktorların kesin talimatı kimseyi içeriye aldırmamaktan yana olmuştu çünkü durumunuz kritikti.
Size şunu demeliyim ki o her gün geldi ve size uzaktan uzaktan bakıp sessizce gitti. Hatta biraz önce kendisini gördüm ve sizle konuşup konuşmadığını sormayı düşünürken hemşireyle hastaneyi terk ettiğini gördüm. ""Teşekkür ederim, şimdi senden arabayı hastaneye getirmeni ve beni burdan çıkarmanı istiyorum."
Izaya'nın menajeri şaşırsa da "Her zamanki Izaya işte" diyip gülümsemiş ve onun şuanda hayatta olduğunu bildiği için bir kez daha kendi kendine mutlu olmuştu. Birisine sinir olabilirdiniz ama onun ölecek olması fikri bütün bu sinirin anında yok olmasını sağlardı.
Izaya odanın ucuna yürümüş ve odadaki metal dolaptan giysilerini almıştı. Üstüne geçirirken her bir hareketinde kısık kısık inliyordu. Bedeni hareket etmesine karşıydı ama düşünceleri susmak bilmiyordu.
İçindeki öfke ve kıskançlık tohumları filizlenmiş ve büyümeye başlamıştı.Düşününce Hemşire Eveline'nin sesindeki titremeyi fark etmiş ama bunu daha önce önemsememişti. Yüzünde bir anlık beliren eğlence tınısını hatırlayınca, genç kadının ne yapmak istediğini anlayıvermişti.
"Beni oyuna getirdi, baştan beri planı Shizuo'yu kendine çekmemiş.
Onu bulmam gerekiyor. Shizuo'yu benden uzaklaştırmaya çalışıyor.
Şu durumda bunu başardığı belli onları bulmam gerek, çok geç olmadan benim olanı o kadının elinden geri almam lazım."Izaya'nın menajeri sanatçının odasına girmiş ve Izaya'ya kalkması için yardım etmişti. Onu belinden tutup yürümesine yardımcı olurken bir yandan da telefonundaki GPS sisteminin kodlarını kırmayı deniyordu.
"Arabaya bindiğimizde onların gittiği yeri öğrenmiş olmamız gerekiyor."
"Bunu bana bırakın Izaya-san."
Izaya, onaylayıp kendisine destek olan kollara sıkıca tutunmuş ve arabaya kadar da tek kelime bile dudaklarından dökülmemişti.
Siyah adam konuşursa hissettiğini acının dudaklarından çıkıp serbest kalacağını düşünürken arabaya varmışlar ve kapıyı açıp ön koltuğa oturmuştu."Yerlerini buldun mu ?"
"Neredeyse... Buldum."
Birçok sistemin korkulu rüyası olan adam, Izaya'nın güvendiği sayılı kişilerdendi. Siyah adam gülümsemiş ve koltuğa yaslanmıştı. Araba hedefe doğru giderken siyah adam gökyüzündeki karışıklığı ve beraberinde gelmiş olan ıssız karanlığı izlemeye dalmıştı.
"Sen de gökyüzündeki karanlık gibi yolunu mu kaybettin Shizu-chan, benim seni kaybedip yok olduğum gibi beni bırakıp gitmeyi mi seçtin, o kadın senin için bu kadar önemli mi ? Sen benim her şeyim diyebileceğim tek kişiyken, ben senin için ölen hatıralardan daha ileriye geçemeyecek miyim ? Ruhumdaki sevginin verdiği acıyı ne kadar sesime ve beraberinde gelen şarkılara döksemde, bana yetmiyor. Ne senin beni anlamana yetecek ne de benim seni unutmama..."
"Geldik efendim."
Izaya, adamın kalın sesini duyduğunda düşüncelerinden çıkmış ve kendine gelmişti. Bedeni kaskatı kesilmiş aynı zamanda da gerilmişti. Adam sanatçısına yürümesi için yardım etmiş ve birlikte içeriye girmişlerdi.
Canlı müziğin sabaha kadar devam edeceği, loş ışıkların gözleri yormadığı sakin mekanda Izaya'nın dikkatle bakan gözleri Shizuo ve Eveline'i bulmuştu.Izaya gülümseyerek yanlarına yaklaşmış ve Shizuo'nun yanındaki koltuğa oturmuştu.
Sarışın adamın gözleri Izaya'yı görünce birden şaşkınlıkla açılmış ve saniyesinde onu kendine çekip kollarının arasına almıştı. Siyah adamda özlediği bedene karışlık verip sıkıca sarılmış ve şeytani gülüşüyle Eveline'i korkutacak bir hareket yapmıştı.
Hemşire kız yerin dibine girmeyi isterken kıskançlık yerinde krizleri geçiriyor ama bir şey yapamıyordu.Shizuo Izaya'nın alnına uzun bir öpücük kondurup "seni çok özledim" demişti.
Siyah adam küçük bir tebessümle sarışın adama bakarken "yanında olduğum için çok mutluyum" demişti.Eveline ikisinin dikkatini çekmek için hamle yapacağı sırada Izaya'nın menajeri araya girmiş ve genç kıza "sizinle yalnız olarak konuşabilir miyim ?" demişti.
Hemşire Eveline, ciddi ve korkutucu görünen adamla masadan kalkıp uzaklaşırken Izaya içinden menajerine teşekkürlerini sunmuş ve Shizuo'nun kollarının arasına girmişti.Sarışın adamın kelimeleri duygularını anlatmak için yetmezdi, nefesini tüketerek siyah adama geçmişi anlatıp onu üzmek istemediği için Izaya'ya sarılıp, defalarca öperek kendisini affettirmek istemişti. Izaya da ona karşılık verdiğinde birbirlerine gülümsemişler ve bütün geceyi birlikte geçirecekleri yabancı oldukları şehirde eğlenmeye karar vermişlerdi.
"Sadece sen ve ben sevgilim, tıpkı şarkılarındaki gibi senin gözlerinin içine bakmaya doyamazken tüm gece seninle dans edebilirim. Hayatta olduğun için çok mutluyum, bana bahşettiğin güzel hayatını avuçlarımın içine koymuşsun gibi geliyor ve senin küçük kalbin ellerimin içinde atmaya devam ediyor. Ben ölene kadar durmadan atacak siyah meleğim, sanatçım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanatçı (Texting&Shizaya)
FanficHomofobikler uzak dursun. Shizaya çiftini içerir. Yarı Texting yarı hikaye.