I.O- Sen beni mutlu edemezsin. Sen ışıksan ben karanlık olurum yanında, söyle bana napacaksın beni ışığınla aydınlatıp iyi birisi mi yapmayı deneyeceksin ? Ben filmlerdeki süper kahraman ya da masum kurbanlardan birisi değilim. Sense klasik filmlerden tanıdığımız klişe insan olabilirsin.
Unknown- Seni iyi birisi yapamam çünkü sen zaten iyi birisin.
I.O- Hayır değilim.
Unknown- Benim için dünya üzerindeki en iyi insansın.
I.O-Komik değil, insanın dış yüzünün yanında aynaların arkasında kalmış saklanan yüzü vardır. Ben bile kalbimi tanıyamadım. Sen nasıl çözdüğünü idda edersin. Üstelik sadece birkaç haftadır mesajlaşıyoruz.
Unknown-Sana ne kadar değer verdiğimi gör istiyorum. Tek istediğim bu. Zamanın önemi yok.
I.O- O zaman soruyorum sana,
Aynı ortamda bulunsaydık beni tanıyabilir miydin, madem beni bu kadar seviyorsun, kalbimi tanıyorsun, kendine güvenip benim yanıma gelebilirsin değil mi ?Unknown- Sen istedin bunu, benim olan harika sanatçımı bulmaya geleceğim.
I.O- Beklediğin gibi biri çıkmazsam ne yapmayı düşünüyorsun ?
Unknown-Beklediğim birisi yok ki kafamda, görmediğim birisini nasıl kafamda şekillendirebilirim.
Seni hiç görmemiş olsam bile tanıyacağım. Buna eminim.I.O- O zaman sana atacağım konuma gelmeni istiyorum.
(Tabi uzak değilse yoksa ben geleceğim)
Hangi şehirde yaşıyorsun ?Unknown-Ikebukuro'da yaşıyorum.
I.O- Cidden mi ?
《》
Sanatçı telefonunu kontrol edince oturduğu masadan hızla kalkmıştı. Gördüğü cevabın şaşkınlığıyla masadaki kahvesini üstüne döküvermişti. Sinirli ve gergin tavırlarıyla cafenin lavabosuna doğru yürüdüğü sırada yaşadığı şokun etkisiyle kendisiyle konuşmaya başlamıştı.
"İkebukuro mu, bana şaka yapan birisi olmalı. Bunun başka açıklaması olamaz ! Çocukluğuma, okul hayatıma, ilk aşkıma, ilk işime, ilk kavgama tanık olan bu şehirde yaşadım. Ben yıllarımı bu şehrin karanlık sokaklarına sakladım.
Saklandım, sevdim, kaybettim.
Biten herşeyi şimdi nasıl karşıma alıp tekrarlayabilirim.
Bu adam benle dalga geçen düşmanlarımdan birisi olmalı."Adam yanından geçen kızların ilgili bakışlarına karşılık verip gülümsemişti. Onun için en kolayı attığı abartılı gülümsemelerdi. Bunu birkez daha uygulamıştı.
İç çekip lavaboya girmiş ve yüzünü soğuk suyun altına tutmuştu. Aynadaki yansımasıyla konuşmaya başladığında gözlerinin altında oluşmuş mor torbaları inceliyordu. Kendini baştan aşağıya süzmüştü. Deri montu, dağılmış siyah saçları, sol kulağından sallanan uzun metal küpesi, ince boynu ve köprücük kemikleri aynadaki yansımasını taramayı bitirdiğinde peçeteyle üstündeki kahve lekesini çıkarmıştı.
Ardından telefonunun ekranına bakmaya kendini zorlamıştı."Benim Izaya olduğumu bilen biri bana tuzak kuruyor olmalı ama göz göre göre oraya gideceğim. Belli ki tehlikeli olacak. Beni neyin beklediği hakkında hiçbir fikrim yok. Hemen uçağı hazırlatsam iyi olacak. Yalnız gitmediğim sürece bana birşey olmaz."
Izaya adamlarına uçağı hazırlamalarını emrederken kararını kesinleştirmişti. Geçmişini çalan şehre gidecek, ışık prensiyle yüzleşecek ve şan ve şöhretle dolu hayatına devam edecekti. Tek seferde halledip geriye dönecekti.
Adamlarına buluşma yeri için düşündüğü yerden biletini aldırmıştı.
"Yeni rotamız Ikebukuro olacak."
Izaya Orihara'nın kalınlaşan sesi adamları anında harekete geçirmişti. Izaya cafeyi ve çevresini saran görünmez adamlarına gideceğini işaret ederek yanına toplamıştı. Plan basitti. Git, Bul, Öğren, Bitir.
Izaya helikoptere binene kadar hayranına nasıl bir cevap verebileceğini düşünmüştü.
"Sandığım kadar masum değilsin ışık prensi, kendi ışığın için birilerini katledip acı çektiriyorsun tıpkı masum kurbanlar gibisin. Birilerinin kullandığı kurbanken yanmaya çalışan küçük bir ateşsin. Masum olmadığını sana göstereceğim, sana dersini vermek ve kendimi tanıtmak için geliyorum. Seninle işim bittiğinde ayaklarıma kapanıp benden özür dileyeceksin. Benimle şaka yaptım adı altında dalga geçtiğin için seni buna pişman edeceğim."
《》
Unknown- Ikebukuro'yu duymuş muydun ?
I.O-Hiç duymaz olur muyum :)
Unknown- Neden güldün birden
I.O- Nedeni bunu sadece bir tesadüf olması.
Unknown- Ne tesadüfünden bahsediyorsun ?
I.O- Bana yeni ilhamlar versin diye çoktan Ikebukuro'ya doğru yola çıkmış olmam.
Unknown- Yani gerçekten buraya geliyorsun😃
I.O-Geliyorum.
Unknown-Dünyanın en mutlu insanını görmen mümkün olacak desene !
I.O- Tekrar üzüleceğin mutluğu kucaklamak doğru değildir.
Unknown- Anlamadım neyse mutluluğumu bozamazsın.
I.O- *Konum*
*Fotoğraf*Unknown- Yoksa bu tahmin ettiğim şey mi ?
I.O-Ne tahmin edersin bilemem ama burası katılacağım partinin adresi birkaç saate burdayım. Attığım fotoğraf ise giriş davetiyen oluyor.
Unknown- Bende ev adresin sandım. Baş başa oluruz diye tahmin etmiştim.
I.O-Tanımadığım birisiyle baş başa kalmayı kendim için uygun bulmam. Orada görüşürüz.
Unknown- Hemen yola çıkıyorum görüşürüz harika insan.
Unknown-O yüzden "kimin olduğunu bilmediğim partilerden birinde" buluşacağız değil mi ?
I.O- Gayet güzel olacak onları tanımıyorum ama elit bir parti olacak. Hem senin yanında olduğumdan saha güvende olacağım orada.
Unknown-Neden bana böyle davranıyorsun ?
I.O- Sana güvenmediğim için mesafeliyim. Bu davetiyeyi de ikimiz için zor olsa da ayarladım.
Son anda yapılan şeyler hep daha zor olur.
Ha birde gelmezsen fena olur :)
Korkup gelmemek yok.Unknown-Aramızdaki mesafeyi yok etmek için geleceğim yanına, kendimi tanıtacağım,
sonundaysa sen de bana güveneceksin. Ben asla korkmam bunu da bil.I.O- Göreceğiz :)
《》
Izaya Orihara kişisel helikopterinden inmiş, üstündeki deri montu çıkarmıştı içindeki takımı düzeltip yolladığı konuma doğru gitmek için adamlarının getirdiği arabaya doğru yürümeye başlamıştı.
Arabaya bindiği zaman en sadık adamlarından birini yanına çağırmış, kan dondurucu ses tonuyla "Eğer beni tanıyan birisi olursa onu yakalayın." demişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanatçı (Texting&Shizaya)
FanficHomofobikler uzak dursun. Shizaya çiftini içerir. Yarı Texting yarı hikaye.