💬8

267 26 3
                                    

Restoranta döndüğünde "Boş masalardan birisine  otursam mı ?" diye düşünüp bunu uygulamış ve loş ışığın gözlerini kör eden etkisine karşı koyarak
boş masa aramaya başlamıştı.
Şansızlığına hiçbir masa boş değildi. Solundaki masada tek başına oturan maskeli sarışın adam dikkatini çekmiş ve yanına gelmişti. "Oturabilir miyim ?" dercesine elini göstermiş adamın başını eğmesini olumlu bularak karşısına oturmuştu.
"Artık hayranıma mesaj atabilirim" diye düşünerek 'Unknown' un attığı son mesajı açmıştı.

Unknown- Baştan sona her yefi köşe bucak aradım. Garsonların yanındaki bar taburelerine, restorant bölümündeki masaları, kenardaki sessiz ama nahoş masaları aradım. Seni lavaboda bile aradım ama yoktun. Bir kızlar tuvaletine bakmadığım kaldı orada da olmayacağına göre değil mi ?

I.O-Komik olma kızlar tuvaletinde ne işim olsun ben erkeğim ;)

Unknown-Öyle umutsuzum ki,
umutsuzlukta rekor kıracağım.

I.O-Beni bu kadar çok mu merak ediyorsun ?

Unknown-Sence ?

I.O- Bilemiyorum, bu ortam beni rahatsız etti: ucuz insanları, loş ışıkları, duygusuz müzikleri, bayat içkileri...

Unknown- Kesinlikle, sana demiştim benim evime gidelim diye kimsecikler yoktu. Sessizlikten bunaldım. Tek başına yaşamak bir süre sonra sinir bozucu oluyor. Ilk başta çok havalı diye düşünürdüm ama şimdi...

I.O-Üzgünüm ışık prensi,  yalnızlığını bozan ses olamam.
Yanına gelip destekçin olamam.
Sadık birisi değilim. Kendime bile saygım yokken nasıl sana olsun ?

Unknown-Bunları düşünme şimdi seni bulmak için çevreme bakıyorum inanır mısın senin tarifine uygun birisi karşımda oturuyor. Gözleri telefonuna sabitmenmiş sanırım birisiyle mesajlaşıyor, deminden beri bildirim sesi geliyor. Baştan aşağıya siyah giyinmiş. Simsiyah saçları var.

I.O-Benim karşımda da iri yarı
sarışın bir adam oturuyor. Oda
aynı senin dediğin gibi.

《》
Izaya okuduğu mesajın ardından otomatik yazdığı cevabı yollarken izin isteyerek oturduğu masanın sahibinin yazdığı mesaja takılan bakışlarını ve şüpheli, inanmak istemeyen şaşkınlığını gizlemeden kafasını kaldırmış ve sarışın adamı baştan aşağıya  süzmüştü. Sarışın adamsa düşündüğü  birkaç dakikanın ardından şaşkınlıktan altın gibi parlayan gözlerini karşısında oturan adama dikmişti.

Ikisinin kalbi de yaşadıkları şokla hızlanırken nefes alışverişleri de hızlanmış, sıcak basan bedenleri yerlerinde kıpırdamaya başlamıştı. Birbirlerini bulmuş olmak onlarda  küçük çaplı bir duygu seli yaratmıştı. Birbirlerinin göz hapsine devam ederlerken kaçmaya çalışmayı kafasına koyan Izaya ayağa kalkarak kaçmak için hamlesini yapmıştı.

Tam özgürlüğe kavuşacağını düşünürken bileğini sıkıca saran elle hareket edememişti.
Sarışın adam ona oturmasını işaret edip genç adamı izlerken yüzündeki maskesini gevşemiş ve biraz uğraştıktan sonra çıkarmıştı. "Dünya varmış böyle şeyler hiç bana göre değil, benim adım Shizuo Heiwajima.
Seni bulduğuma göre artık oyun bitmiştir maskeni çıkarabilirsin."

Shizuo'nun kalın sesi maskeli Izaya'ya ulaşıp gürültüde duyulmaz olurken, siyah adam içinden kendisine ve şansına küfrediyordu. Tam anlamıyla b.ka basmıştı. Elleri titremeye başlamıştı. Önünde oturan sarışın adam onun bir numaralı düşmanıydı. Onu tanırsa başına gelecekleri düşünürken kaçış için aklından binbir türlü olan yapmaktaydı ama her planı çıkmaza giriyor beyni en uygun yolu Shizuo'ya çıkarıyordu. Bütün yollar sarışın adama çıkıyordu. 
Bir yanına Shizuo'yu gören
kalbi ona ihanet edip hızlanmış yüzü de destek çıkmış ve kıpkırmızı kesilmişti. Aylardır görmediği sarışını özlemiş olan gözleri dolmuştu. Tam anlamıyla unuttuğunu sandığı adam kendini yabancı ve yalancı bedenlerle aldattığı adam, şimdi karşısında oturmuş ona hayranlıkla bakıyordu.

Daha önce  öfke, kin, nefret  dışında hiçbir duyguyla bakmayan sarışın adamın altın gibi parlayan gözleri hayranı olduğu sanatçı için alev alev yanıyordu.

Bu durumun tek iyi yanıysa gerçek kimliğinin henüz açığa çıkmamış olmasıydı. Izaya güç alırcasına masaya tutunup gözlerini sarışın adama bakmaya zorlamış, ses tonunu değiştirerek cevabını vermişti.
"Başka bir yere gidebiliriz ama fazla vaktim yok."
"Tamam ozaman" diyerek gülümseyen Shizuo Izaya'ya elini uzatmış ve elini elleri arasına alacağı anı beklemişti.
Izaya elini istemese de uzatmış ve sarışının kendisini apar topar sürükleyerek  karanlıkta koşuşturmalarına müsaade etmişti.

Shizuo ve Izaya Ikebukuro'nun  soğuk havadasında durmadan koşarken bir yandan kahkaha atıyor diğer yandan nefes nefese
koşmayı sürdürüyorlardı.
Izaya yavaşlayınca Shizuo da yavaşlamış ve Izaya'nın kolunu sıkıca kavrayıp ona yaklaşmıştı.
Sarı gözler maskeye odaklanmış bakarken genç adam merakını gizleyememişti.

"Benim yanımda, burada rahat olabilisin. Kimse bizi bulamaz. Seni kaçırdım. Neden maskeni çıkarmıyorsun da yüzünü görmüyorum ? Bana güvenmiyor musun Karanlık Kral ?" 

Sanatçı  (Texting&Shizaya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin