Sarışın adam gözlerini, yakan tuzlu yaşların acısıyla kapatmıştı, artık ağlamaktan düşünecek hali kalmamıştı, özlüyordu, onu yanına gitmek istiyordu daha ona kavuşamamış, ruhlarını birbirlerine bağlayamamışken, avuçlarının arasına ellerini alamamışken, onun gitmesini istememişti. Yeni yeni farkına varıyordu ona aşık oluduğunu... Yeni anlıyordu onun gerçekte kim olduğunu, Izaya Orihara onun biricik sanatçısı ve masum sevgilisiydi ve her daim öyle kalacaktı ve artık hayata birlikte tutunabileceklerdi.
Hastane odasında onu beklemek, sarışın adamı günlerdir öldürüyordu içinde yaşadığı pişmanlık gördüğü mektuptan sonra daha da artmıştı kabul edemiyordu onun gitmek istemesini. Odasına girmesine izin vermeyen doktor ve hemşirelerden nefret eder olmuştu. Bir haftadır onu hastanenin acı kokan koridorlarında bekliyordu. Yanına gelen doktorları korkutucu bakışlarıyla kaçırıyordu.
Siyah adamın bilinci hâlâ açılmamıştı.Yine her zamanki rutinini yapmış ve hastanede sabahlamıştı. Yanına her gün bıkmadan gelip duran hemşire kadını fark eden sarışın adam, ayağa kalkmıştı. Ona iyi davranan tek kişi bu kadındı.
S-''Izaya iyi mi ? Uyandı mı size bir şey söyledi mi ?''
-''İzaya Orihara'nın bilici bu gün yerine geldi.''
S-''O zaman onu görebilirim değil mi ?''
-''Üzgünüm, Heiwajima-san ama İzaya Orihara odasına özellikle sizin gelmenizi istemedi.''
S-''Bu ne demek ! Ben onun için bekliyorum lütfen izin verin onunla görüşeyim, tam bir haftadır onu burda bekliyorum sizde biliyorsunuz neler yaşandığını.''
-''Biliyorum efendim, sizin için Izaya-san ile tekrar konuşacağım belki fikrini değiştirir.''
S-''Sizden haber bekleyeceğim kafeteryada beni bulun.Size güveniyorum yoksa çoktan burayı yıkmıştım.''
Shizuo, Izaya'yı görmeyi ne kadar istese de içine dolan hayal kırkılığıyla onu aşağıda beklemeyi uygun bulmuştu. Bedeni bir ölüden farklı olmayan adam gözlerini kapatıp asansöre binmişti. Sevdiğini kaybetme korkusuyla alelacele getirdiği hastaneyi artık her köşesini bilecek kadar tanımıştı. Ona her daim destek olan, yemek getiren, kalması için oda veren hemşireye içinden teşekkür ederek kafeteryada ondan haber beklemeye başlamıştı.
(1 HAFTA SONRA, IZAYA)
Gözlerine çöken ağırlık ve uyuşan bedeninin acısıyla kendine gelen siyah adam, yatağında gerinmiş ve ameliyatlı yerinin acımasıyla acı içinde inlemişti. Yatakta kıpırdanırken içeriye giren doktor ve hemşirelerle dikkati dağılmış ve birden kendini sağlık kontrolünde bulmuştu. Zayıf vücudundaki dikiş izlerini kontrol eden doktor işini yaptıktan sonra Izaya'nın odasından çıkmıştı. Doktorun olduğu yerde odanın ortasında duran hemşireye bakan İzaya ona çıkmasını söyleyecekken birden duraksamıştı. Aklına nasıl buraya geldiği gelmişti.
I-''Beni bu hastaneye kim getirdi ?''
-''Sarışın bir adam getirdi
Izaya-san.''Izaya başını kaşırken yutkunmuştu. Kalbi birdenbire hızlanıvermişti.
I-''Şimdi nerede peki ?''
-''Sizi buraya getirdikten sonra gitti efendim. Bir haftadır kendisini görmedim. Yakınınız mıydı ?''
I-''Öyle sanıyordum... demekki beni affetmemiş... Neyse önemi yok çıkabilirsin.''
Hemşire odadan çıkmış ve kafeteryaya inecek asansörün düğmesine basmıştı. İçindeki heyecanı zor bastırıyordu. Bir haftadır aklında olan planı başarıyla sürdürüyordu.
Hemşire Eveline, hayatında ilk defa yalan söylemişti. Sarışın adamın şu anda hastanede olduğunu söylemek onun için aşık olmaya başladığı Shizuo'yu kaybetmesi demekti. Izaya Orihara'nın bu yalanı bozmasına izin vermeyi düşünmüyordu çünkü bir haftadır kendisine iyi davranan iyi kalpli sarışın adama kalbi ısınmıştı ve ondan kolay kolay vazgeçecek değildi. Hayatı bu hastanenin acıları içinde tek başına savaşırken geçip gitmişti. Bugün hayatını tamamen değiştirmeye karar vermişti. Bu hastaneden yanında güçlü sarışın bir adamla çıkmayı planlıyordu. Beline uzanan kahve rengi saçlarını her zamanki gibi at kuyruğu yapmıştı, yirmilerini yaşayan genç bir kız için oldukça yaşlı hissetmişti kendini birdenbire saçlarını açıp savurmuş ve elleriyle gelişigüzel şekil verdikten sonra üstündeki kalın hırkayı çıkarıp atmış ve yüzüne yerleştirdiği zafer gülümsemesini kaldırarak Shizuo'nun bulunduğu kafeteryaya gelmişti.
Sarışın adam elindeki soğumuş kahveye tiksinerek bakarken önünde duran bitmiş sigara paketini buruşturmuş ve çöpe atmıştı. Tanımadığı bir şehirde terk edilmişlik hissinden daha çok onu yaralayacak bir şey düşünemiyordu. İzaya'yı merak eden kalbine pranga vurmayı düşünürken kafeteryanın kapısı açılmış ve hemşire Eveline yanına gelmişti. Shizuo, genç kıza İzaya'yı sormak için hazırlanırken hemşire çoktan olanları kendi bakış açısıyla anlatmaya başlamıştı.
-''İzaya'ya sizi sordum bana sizin yüzünüzü göremeye bir saniye bile katlanamayacağını söyledi. Sizi unutmuş ve hayatında çıkarmış.''
Shizuo tek yudum bile içemediği kahveyi birden kalkıp çöpe atmıştı. İçine dolan bu öfke bedenini titretmiş, gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.
S-''İzaya'la birde ben konuşsam belki onu ikna ederim, beni onun odasına götürmen gerek bunu yapabilir misin Eveline ?''
Hemşire yüzüne yerleştirdiği hüzünlü yüzünün arkasından kahkahalar atmak istemişti. Bu kadar saf bir adam buluğu için kendiyle övünürken, sarışın adamın isteğine cevap vermesi gerektiğini düşünmüştü.
-''Üzgünüm Shizuo-san, sizi odaya almamamı söyleyen zaten Izaya'ydı.''
S-''Demek beni affetmeyecek...''
diye mırıldanan adamın omuzları düşmüştü. Siyah adamı bundan sonra hayatının sonuna kadar bırakmayacağını hayal ederken olanlar sarışın adamın nefesini kesmişti. Omzuna dokunan ince eli hissettiğinde kafasını kaldırmış ve elin sahibine bakmıştı. Hemşire Eveline ''çok yakında mutlu olacaksın'' demek ister gibi gülümsemiş ve Shizuo'ya bakmaya devam etmişti.
-''İsterseniz kafanızı dağıtmak için sizi bildiğim bir mekana götüreyim, ne dersiniz ?''
Shizuo, İzaya'yla kalmayı isteyen acı çeken kalbini dinlememeye karar vermiş ve hemşireyle gitmeye karar vermişti. Ceketini alan kızın arkasından hastaneden çıkmıştı.
Eveline içten içe zafer çığlıkları atarak yürürken, arkasından yürüyen sarışın adamın gözleri kalbini bıraktığı hastanedeydi.Hastanenin penceresinden dışarıyı izleyen siyah adam, geceyarısı atıştırmaya başlayan yağmurun sesini dinlerken hastane çıkışında bir kadınla yürümekte olan sarışın bir adamın Shizuo'ya çok benzediğini düşünmüştü.
(Y.N.=Final yapmayı düşünüyordum, sonra bu şekilde devam etme kararı aldım. Umarım beğenmişsinizdir.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanatçı (Texting&Shizaya)
FanfictionHomofobikler uzak dursun. Shizaya çiftini içerir. Yarı Texting yarı hikaye.