Shizuo aylık maaşının tamamını uçak ve konser biletlerine yatırmıştı. Karşısında duygusuz hareketlerle onu süzen kardeşi Kasuka'yla tartışıyordu sarışın adam. Yaptığının doğru olduğuna inanıyordu ve sevdiği adamın peşinden ölmeden önce vereceği son nefese kadar gitmeyi istiyordu.
S-"Sana dedim ya, gitmem gerek oraya."
K-"Kim olduğunu bile bilmediğin birisinin peşinden gitmek doğru değil."
S-"Ona sakın öyle deme. Ben onu tanıyorum. Günlerce görüştük, konuştuk, buluştuk. Birden gitmiş olması imkansız onu kaçırdılar ya da kandırdılar. Yoksa gitmezdi."
Shizuo'nun titreyen sesi kendisini kandırmaya yetmemişti. İçinde biryerde onun kendi isteğiyle gittiğini tahmin etmişti. Çakmak gibi parlayan gözlerini kapatıp aklına dolan anıları hayallerinden geçirmişti. Her an maskesinin arkasına saklanmış, narin ve bir o kadar kırılmaktan korkan siyah saçlı, harika bir zekaya sahip bir adam.
Sarışın adam birkaç adım önünde ona sorgulayarak bakan kardeşi Kasuka'ya gerçekleri anlatmıştı.
"Bana yalan söylemeni beklemiştim ama tüm sözlerini içtenlikle söylüyorsun. Onu gerçekten sevdin değil mi ?"
Shizuo Kasuka'nın sorularıyla şaşırsa da çabuk toplamış ve derin bir nefes almıştı. Saatine baktığında uçağın havaalanından kalkmasına bir saati kaldığını görmüştü.
S-"Evet onu gerçekten sevdim istersen bana inanma ama yüzünü bir kere bile görmeme izin vermedi, beni bundan mahrum bıraktı. Yine de o beni ortada bırakıp gidecek birisi değil.
Anlıyor musun, beni onunla konuşmam gerek o yüzden önümde durma yoksa seni kırmak zorunda kalacağım."Kasuka abisinin sinirlenmeye başlayan hâline içten içe acımıştı.
"Gerçekte kim olduğunu bilseydi"
diye içinden geçiren sakin adam, yutkunmuş ve abisinin önünden çekilmişti. Onu durdurma gibi bir şansının olmadığını yıllar içinde öğrenmişti."Git ve onu bul ama sonunda buraya pişman olmuş şekilde geri döneceğine garanti verebilirim."
Sarışın adam koşarak odadan çıktığında pişman olmayacağına kendine inandırmaya çalışıyordu.
Konser akşam olacaktı ama şimdiden içindeki heyecanı dizginleyememişti. Uçağa zamanında yetişip yerine oturduğunda telefonunu açmış ve ona mesajlarını okuyormuş gibi mesaj atmaya başlamıştı.S-"Sevgilim, elinden tutacağım ve kim ne derse desin seni buraya, kendi dünyamıza getireceğim.
Maskesinin ardındaki bu güzel insanla tanışma vaktim çoktan geldi. Bugün sana seni ilk gördüğüm zamanı anlatmak istiyorum. Sözlerim sana ne kadar ulaşabilir ikna etmek için bilemem ama seni ilk gördüğüm gün sanki dün gibiydi.
3-4 yıl öncesiydi. Mutsuzdum, umutsuzdum. Hayatta kimsenin beni ben olduğum için sevemeyeceğine inanmıştım.
Benden korkan insanlarla yalnız yaşamaya alışmıştım. Bir gün seni dinleyene kadar hayatım bu şekilde bir düzende gidiyordu.
Sonra senin şarkılarını ve sözlerini dinledikçe yarına umutla bakmaya başladığımı fark ettim. Sen diğerlerinden farklıydın benim için... Bu dikkatimi çekmişti. Senden hoşlanmıştım. Senin dikkatini çekmem zor oldu ama seni buldum ve şimdi senin için geliyorum. Seni bırakmaya niyetim olmadığını kanıtlayacağım güzel sevgilim."(İletildi)
Shizuo iletildi yazısını görünce gözlerini şaşkınlıkla açmıştı.
Telefonu kapatmaları için duyuru yapıldığında telefonuna sinirle ve bir o kadarda heyecanlı bir merakla bakmaya devam ediyordu. Sevdiği adamın yazdığı iki kelimeyle nefes alıyor gibiydi."Demek mesajım iletildi." derken yanına gelen hostes, sarışın adamın telefonunu hızla elinden almıştı.
"Defalarca kez sizi uyardık bayım, ama bizi dinlemediniz. Lütfen yerinize oturun ve yolculuk bittiğinde gelip telefonunuzu büromuzdan alın."
S-"Acil bir durum bu...Lütfen !"
Shizuo, sinirle koltuğu tekmelemişti. Ardından yerine oturup bitmek bilmeyen saatlerin geçmesini beklerken bulmuştu kendini.
Kısa süreli daldığı uykularında kendisini maskeli siyah saçlı güzel ve onun için eşsiz olan sevgilisinin yanında buluyordu.
Ardından onun yüzünü saklayan maskesine uzanıyor ama yüzünü görmek için yaptığı bütün hareketlerinin sonunda sevgilisinin parlayan yüzünü göremeden uykusundan uyanıyordu.Shizuo Heiwajima daha önce gelmemiş olduğu ona yeni gelen bu şehirdeki tek amacı olan adamı aramaya başlamıştı. Telefonunu alır almaz mesajları açmış ve onu terk eden gizemli sevgilisinin cevap verip vermediğine bakmıştı.
Siyah saçlı adam ona cevap vermemişti.
Sarışın adam konser alanına doğru gidecek yollar ararken bir taksi çevirmiş ve yabancı olduğu şehri böylelikle tanımaya başlamıştı.İspanya'nın sokaklarında süzülüp giden taksi Shizuo'yu büyük bir alana getirmişti. Kalabalığın oldukça yoğun olduğu konser hazırlıklarının yapıldığı yeri gözleriyle dikkatle tarayan sarışın adam, doğru yerde olduğunu anlamakta gecikmemişti.
Koşar adımlarla konser alanına girmiş ve kulisin olduğu tarafa geçmişti. Arkasından gelip durmasını söyleyen güvenliği etkisiz hale getiren sarışın adam koşarak kulisin kapısına ulaşmıştı. Nedensiz heyecanını bastırmaya çalışırken sonunda içindeki sevgilisinin özlemine dayanamayıp kapıyı açmıştı.Sarışın adamın altın gözlerindeki neşe ve huzur önündeki sanatçının maskesiz yüzünü görmesiyle birlikte yok olup gitmişti.
"Rüyamdaki ışık saçan adam, şu anda karşımda duran hayatımı karartmış adam olamaz. Maske arkasına saklanan bu yüz, bu derin düşüncelere sahip sanatçı Izaya Orihara olamaz. Onun gibi duygulardan yoksun biri sahneye çıkıp en duygusal şarkıları ince sesiyle seslendiremez. Benim kalbimi çalmış olamaz. "
Sarışın adam hayal kırıklığını ve dolan gözlerini saklamadan söylediği sözlerinini Izaya'ya kusmuştu.
S-"Bana yalan söyledin."
Izaya konser saatin geldiğini bildiği için sarışın adamın yanında bir an durmuş ve bütün içtenliğiyle ona cevap vermişti.
I-"Seni sevdim Shizu-chan."
Izaya Orihara maskesini takıp sahneye giderken, elinde sakladığı beyaz zarfı menajerine vermiş ve son konserini verceğini tahmin ettiği sahneye adımını atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanatçı (Texting&Shizaya)
ФанфикHomofobikler uzak dursun. Shizaya çiftini içerir. Yarı Texting yarı hikaye.