Fairy Tale°JJK

Tale'17

Mark Tuan:

Günaydın en sevdiğim eski sevgilim.

Sabah gözümü açar açmaz böyle bir mesajla uyanmak gülümsememi sağlamıştı. İlk defa güne mutlu uyanmıştım ve hiç uykulu hissetmiyordum. Cevap yazdım.

Minah:

Size de günaydın bey

Mark Tuan:

Babam yumoş yumoş oldu dünden sonra az önce bana okul için harçlık bile verdi.

Minah:

Neee
ciddi misin?

Mark Tuan:

Evet, Jungkook'la konuşurlarken görücektin babamı bi an özür dileyecek falan sandım amk

Gülümseyerek telefonu kapattım. Jungkookun babasının bu işte iyi kozu olmuştu demekki.

Okul kıyafetlerimi giyinerek makyajımı yaptım. Sıksık yapmazdım hatta uzun bir süredir hiç yapmamıştım. Ama şu an canım yapmak istemişti.

Mutfakta annemin kahvaltı yaptığını gördüm. Yanına gidip yanağını öptüm.

"Ben gidiyorum anne."

Annem şaşkınlıkla bana bakıp ne diyeceğini bilemeden gülümsedi.
"Görüşürüz kızım, dikkatli ol."

Hızlıca kapıyı açıp dışarıya çıktım. Arkamı döndüğüm anda Jungkook'la burun buruna gelmem bir olmuştu. Çığlık atıp geriye çekildim.

"Ayy! Na-napıyosun burda!"

"Sana geldim"

Çok açıklayıcı oldu gerçekten

"Onu bende görebiliyorum, niye geldin?"

Dudak bükerek konuştu. "Seni almaya?"

Gülümsememek için zor durdum.

Biraz bekledim. O istiyor diye onla gitmeyecektim. Arabanın kapısını açıp beni bekledi.

Kollarımı göğsümde birleştirip konuştum.

"Peki bundan benim haberim var mı?"

Aynı şekilde cevapladı. "Olması mı gerek?"

Senin ben-

Tam saydıracak bir yüz ifadesine girmişken gülerek konuştu.

"Şaka yapıyorum, bin hadi."

Zaten geç kalmıştım. Götürse iyi olurdu diye kendimi avutarak arabaya bindim.

Kapıyı yavaşça kapatıp o da bindi. Dudak bükerek camdan dışarı baktığımda bana doğru yaklaştı. Ne yaptığını anlamaz bir şekilde bakarak daha da yaklaştı.

Yanımdaki kemere uzandığında geriye çekildim ve kemerimi taktı.
Geri çekilip gözlüğünü taktığında göz devirip kemerimi açtım. Bana baktı.