Songül ve Güney sabah telefonun sesiyle uyanmıştı.
Songül uykulu uykulu telefonu açtı.
"Alo..."
Hayal:
"Anne."
Songül:
"Kuzum. Ne yapıyorsun?"
Hayal:
"Okula gitcez Cemre ablayla."
Songül:
"Kahvaltını yaptın mı anneciğim?"
Hayal:
"Yaptım... sütümü de içtim."
Songül:
"Aferin bitanem."
Hayal:
"Güney abi ne yapıyor?"
Songül:
"Şimdi uyandı.. kahvaltı yapacağız biraz sonra."
Hayal:
"Çok özledim ikinizi de. Ne zaman geleceksiniz?"
Songül:
"Ben de çok özledim aşkım. Yarın geliriz belki."
Hayal:
"Tamam... öptüm."
Songül:
"Ben de çok öptüm." diyerek telefonu kapattı.
Güney başını yastığa koymuş Songül'e bakıyordu.
"Hayal mi?"
Songül başını olumlu anlamda salladı.
"Evet. Özlemiş bizi."
Güney:
"Ben de özledim onu."
Songül:
"Yarın dönsek mi?"
Güney:
"Sen bilirsin."
Songül:
"Kızmıyorsun değil mi?"
Güney:
"Yok bitanem niye kızayım?"
Songül gülümsedi.
"Hazırlanayım da kahvaltıya inelim."