21. Bölüm

14.3K 592 9
                                    

Melis Orbay Taşçı

"Rahat mısın güzelim?" diye sordu Gökmen. Gülümsedim ve elini tutup bana doğru çektim kocamı. Bu kadar streslenmesi bize verdiği değeri gösterse de fazlaydı. Küt diye tahtalıköye gitmesini istemezdim yani. Sonuçta bir ömür söz konusuydu. Yanıma uzanıp başını göbeğime koydu baskı yapmayacak şekilde.

"Rahat mısın oğlum?" diye sordu sevgiyle. Karnımı okşayıp minik bir öpücük kondurdu şişliğe. "Doğunca anneni benden çalacaksın ha?" dedi gülerek. Kendimi tutamayıp ben de güldüm. Ciddi olmadığını elbette biliyordum. "Seni seviyoruz bebeğim." Harika bir baba olacaktı. Bundan emindim.

"Ad düşündün mü hiç?" diye sordum. Başını kaldırıp gülümseyerek bana baktı. Düşünmüştü. Çıkık çenelim benim! Güzel gözlü kocam! Bir tanem! Seni çok çok çok çok seviyorum. İyi ki evlenmişim seninle! Kendini yatağın diğer kenarına attı ve oturur pozisyona geçti. Devlet sırrı açıklayacak gibi bir hali vardı.

"Ben şey düşünmüştüm... Yekta ismini." Dedi utangaç bir gülümsemeyle. Yekta mı? Nereden çıkmıştı bu isim? Çok hoştu. Yekta Orbay... Harika! "Yekta tek ve eşsiz demek... Senin gibi. Size, ailemize olan aşkım gibi. Ve eğer o olmasaydı ben düzelemezdim." Gözümden bir damla yaş süzülürken parmaklarıyla durdurup kuruladı. "Beğenmediysen-"

"Çok beğendim." Dedim ve başımı onun mis kokulu göğsüne yasladım. "Sadece bu bana o kadar imkansız geliyor ki. Senden başkasını görmedim ve şimdi bu sözlerin... Rüyada olmaktan korkuyorum."

"Ben de korkuyorum. Seni kaybetmekten. Mucizemizi kaybetmekten. Ve her şeyi mahvetmekten korkuyorum." Dedi ve alnımdan öptü. Bir insanın dokunuşunda iyileştirme yeteneği olabilir miydi gerçekten? Bu gerçek miydi? İç çekti. "Yekta Orbay ha?" dedi ve güldü.

"Yekta Orbay... Annesi kadar iyi..."

"Babası kadar yakışıklı." Diye tamamladım. Gülüştük. "Gökmen benim uykum geldi." Derim masumlaşarak.

"Uyu bebeğim. Ben kalkayım." Dedi. Kalkacakken kolunu tuttum. Onun verdiği fedakarlıklar karşısında benimde bazı fedakarlıklar yapmam gerekiyordu. Pişmandı ve bir daha yapmayacaktı. Buna emindim.

"Kalkma. Yanımızda kal." Dedim. Şaşkınlıkla irileşen gözleri ve aralanan dudaklarıyla ancak bu kadar masum olabilirdi benim kocam. Bu en masum hali bile onu arzulamamı sağlıyordu. Allah'ım iradem her geçen gün daha da azalıyordu! Bu paniklememe sebep olsa da içten içe istiyordum onun dokunuşu. Tenimde tenini hissetmeyi istiyordum. Ve biliyordum, gelecek sevişmemizde bazı şeyler farklı olacaktı.

Aşkım karşılıksız değildi artık. Ve benim kadar çok sevmese bile ailesini çok seven bir kocam vardı benim. Sadece içimdeki şüphelerin artık olmaması gerekiyordu o birleşme olabilmesi için. Biraz daha zaman gerekiyordu. Biraz daha...

Yıllar Öncesi

Poyraz gözlerimi bağlamıştı ve nereye gittiğimizi söylemiyordu. Karanlıktan korkardım. Çok korkardım. Çığlık atıp tepinmemek için zor tutuyordum kendimi. Poyraz'a güvenmem bu korkumu yenmeme yardımcı olmuyordu maalesef!

"Ne zaman varacağız Poyraz?" diye sordum sabırsızca. İç çekti ve sıcak dudaklarını saçlarımda gezdirdi. Rahatlamıştım. Çok azcık!

"Korkma güzelim. Ben yanındayım. Sadece sabret. Az kaldı. " Koktuğumu biliyordu ve buna rağmen gözlerimi bağlıyordu! Sadist!

"Korkuyorum. Çabuk ol!" Babama karşı çıktığım zaman beni kilere kilitlerdi ve hayvani bir öfkeyle döverdi. Beni zorla sevmediğim bir adamla evlendirecekleri gün aklıma geldikçe kusacak gibi oluyordum. Poyraz o zaman askerdeydi. Tam evleneceğim gün gelip kurtarmıştı beni ondan. Para karşılığında kızını satacak kadar piçti benim babam. Aylardır Melis'in ailesiyle kalıyordum.

İKİ YABANCI |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin