Yıllar Öncesi
"Duru, Poyraz geldi." Dedi Melis. Yatakta uzanmış tavanı seyrederken onu bekledim. Evlenme teklifinden sonra bir daha görüşmemiştik. Aramamıştı bile!
"Duru'm! Ne oldu?" Endişeli sesi kulaklarıma dolduktan kısa süre sonra yanımda sıcaklığını hissettim. Bedeni bedenime sarılırken bir yandan da huzur sardı beni. Bendeki etkisi buydu. Sonsuz huzur ve mutluluk... "Ne oldu? Hadi söyle bana!"
"Dün gelmedin!" dedim sitemle. "Ondan önceki günde!" Kollarından sıyrılıp yataktan çıktım. Saçlarımı özensizce tepemde topladım ve kıyafetlerimi düzelttim. Bu süre zarfında ona dönüp bakmamıştım ama onun beni izlediğinin farkındaydım. Bana açıklaması bile yoktu demek.
"Seni almaya geldim." Dedi dakikalar sonra. "Hazırlan hadi. Ben salondayım." Sesi bunalmış gibiydi. Belki de sıkılmıştı benden. Sonuçta çevresinde hep güzel kızlar vardı. Ben ise artık tamamen onun insafına kalmış acınacak biriydim. Eninde sonunda sıkılacaktı. Hazırlanıp salona gittiğimde bir saniye bile beklemeden iri cüssesiyle koltuğa eziyet etmeyi bırakıp ayağa kalktı. "Kalıbımı basarım bu elbise Melis'in." Dedi kıskançlıkla. Evet, Melis'indi. Ama ona neydi ki! İstediğimi giyerdim ben.
"Gidelim nereye gideceksek." Dedim ve bakışlarını yok sayarak kapıya doğru ilerledim. Çocukça davrandığımı düşünüyordu. Her zamanki 'Yine başlama Duru' nutuğunu çekecekti. Umursamadım. Onu beklemeden arabasına bindim ve sessizce oturdum. Çok bekletmeden o da arabaya bindi ve bana döndü.
"Neden bu kadar huysuzsun? Adet döneminde misin?" Gözlerim kocaman oldu ve şaşkınlıkla ona baktım. Bunu gerçekten söylemiş miydi? Su katılmamış öküz.
"Hayır. Peki ya senin öküzlük dönemin mi? Pardon o hiç geçmiyordu değil mi?" diye sordum sinirle. Bana baktı ve dudakları alaycı bir gülüşle kıvrıldı. Hah, bir de alay ediyordu demek. Kollarımı göğsümde bağladım ve çocuksu bir güdüyle dudaklarımı büzdüm. Kahkaha atmaktan başka bir şey yapmadı. Yol boyunca ben huysuzluk yaptım o da benim bu halimle alay etti. Bana evlenme teklifini ettiği evin önüne park etti. Toparlanıp ona sorarcasına baktım.
"Geldik. Hadi!" dedi ve arabadan indi. "Tüm gün arabanın içinde mi kalacaksın?" diye sordu. Sabırsız öküz! Hırsla kemerimi çözüp arabadan indim. Kapıyı çarpıp ona döndüm. "Kırmasaydın iyiydi." Diye dalga geçtiğinde onu parçalamak istedim. Elimi tuttu ve apartmana girdik.
"Neden geldik buraya?" Soruma yine cevap vermedi. Bir dairenin önünde nihayet durduğumuzda kapıyı açtı ve biranda beni kucağına aldı. Çığlığım tüm apartmanda yayılmasına karşılık öküzüm sırıttı ve içeri girdik.
Ev? Boş? Ha...
"Hayır!" dedi Poyraz ve kahkaha attı. "Bunca zaman beklemişim evlenme arifesinde mi bekâretini alacağım?" dedi ve tekrar güldü. Beni kucağından indirirken içime titreten duygu yoğunluğuyla karşılaştım. Ondan uzaklaşıp eve göz attım. Benim zevkime göre dizayn edilmişti. Sadece ve şık... Ve Poyraz'ın asi benliğini ortaya çıkaran dokunuşlarda vardı evde. Bir kızın ihtiyacı olan her şey vardı.
Ama neden buraya gelmiştik? Onda nasıl anahtar vardı? Nereden biliyordu burayı? İkimizi de yansıtan bu ev... Hadi be! Bu ev... Bizimdi! Poyraz bizim için ayarlamıştı. Bizim evimizdi!
Poyraz'a döndüm ve hızla ona atıldım. Onu o kadar çok seviyordum ki! Benden habersiz evimizi almıştı ve döşemişti! Allah'ım! Çok teşekkür ederim. Çok çok çok teşekkür ederim!
"Seni seviyorum. Seni seviyorum. Seni seviyorum! Seni çok seviyorum!" dedim yüzünün her bir köşesini öperken. Gür sesiyle güldü ve beni etrafında döndürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ YABANCI |TAMAMLANDI|
General FictionHİKAYE 2013-2014 YILINDA YAZILMIŞ OLUP ŞİMDİKİ YAZDIĞIM VE HAYATIMI OLUŞTURDUĞUM HİÇBİR İLKEYİ BARINDIRMAMAKTADIR. HİKAYEMDE Ç"ALINTI" KISIM OLDUĞU İÇİN YAYIMDAN KALDIRMADIM. OKUMAYIN!