3. Bölüm

19.6K 883 25
                                    

"Ne oldu? Yine mi kavga ettiniz?" Melis, liseden beri bizim en yakın arkadaşımızdı. Biraz fazla açık sözlü ve sinirli olsa da çok iyiydi. Her zaman yanımızda olmuştu. Liseden sonra devamlı görüştüğümüz tek insandı Melis. Poyraz onu kız kardeşi Berru'dan ayırmazdı. Benim de olmayan kız kardeşimdi. Her şeyimizi biliyordu.

Poyraz'la tartıştığımızda Poyraz sürekli Melis'e giderdi. Melis onun damarına girer eve gönderirdi. Ve Poyraz eve geldiğinde sakinleşmiş, âşık adama dönerdi. Ama ben Melis'e gidersem iş ciddi demekti.

"Kavga etmedik. Ortada kavga edilecek hiçbir şey kalmadı." Dedim ve kahvemi yudumladım. Tüm gece kâbuslarla boğuşmuştum. Melis gibi birine sahip olduğum için çok şanslıydım. Harika bir arkadaştı. Biçimli kaşları hayretle havaya kalktı.

"İş o kadar ciddi mi?" Başımı olumlu anlamda salladım. Ağlamamak için dudağımı dişledim. Çalıştığım yerde özel hayatımı bir kenara bırakmalıydım sonuçta.

"Ne oldu? Anlatmak ister misin?" Derin bir nefes aldım. Bir insan aldatıldığını nasıl söylerdi? Söyleyebilir miydi?

"Bana gidebiliriz istersen." Ah, Melis'im. Sana gitsem ne çözülecek? Poyraz bana bunu yaptıktan sonra ne düzeltebilecek bizi? Biz diye bir şey var mıydı sahi? Yaşadıklarımız birer rüya mıydı?

"Gerek yok Melis. Bu sana gidip sonra eve dönebileceğim tarzda bir şey değil. " Boğazımdaki yumru ne kadar yutkunsamda geçmiyordu. Allah'ım bu kadar acı neden?

"Oha! Çok ciddi anlaşılan. " Acıyla tebessüm ettim. Çok ciddi Melis. Bitti. Poyraz ve Duru bitti.

"Ciddi, Melis. Sesini duymaya, yüzünü görmeye tahammül edemiyorum. O kadar ciddi."

"Yuh! Ne yaptı bu çocuk ya? Aldattı falan mı?" İrkildim. Yaşamak ayrıydı, duymak ayrı. Aldatılmıştım. Çocukluk aşkım, kocam beni aldatmıştı.

"Evet, aldattı." Dediğimde kahvesini püskürttü. İrileşmiş kahverengi gözlerini bana dikti. Bunu o da beklemiyordu. Biz birbirine âşık iki kişiydik. Ya da ben öyle sanmıştım.

"Gördün mü?" İnanmak istemiyordu. Üçümüzün arasındaki bağ o kadar kuvvetliydi ki inanmak istememesini anlayışla karşılayabiliyordum. Ben görmeme rağmen inanmak istemiyordum.

"İş yerine ziyarete gittim ve odasına girdiğimde o kızla gayet samimi bir şekilde konuşuyordu."

Kulaklarına inanamıyordu. Hazmedemiyordu belli. Biliyorum, Melis. Onca yaşananlardan sonra bunların olması o kadar imkansız geliyor ki! Ama oldu işte.

"Belki-"

"Melis ben gördüm! Onları sarmaş dolaş gördüm! Bunun bahanesi, belkisi olamaz! Pozitif olmana gerek yok. Pozitif olunacak bir şey yok zaten. Beni aldatıyor. Belki yıllardır aldatıyordur da ben yeni keşfetmişimdir. Allah aşkına hiç bir aylık iş seyahati olur mu? Ne kadar da aptalım. "

"Aptal değilsin, âşıksın. Ve Poyraz da sana aşık. Buna eminim. Bir çözüm yolu buluruz. " Ne çözüm yolu? Çözüm mü kalmış artık?

"Bu... Korkarım ki yok. Onu seviyorum ve hadi lisedeki flörtüz halleri bir nebze çekebiliyordum. Birlikte değildik, o bilmiyordu aşkımı. Bir sürü bahane bulup oyaladım kendimi ama artık o evli. İki senelik evli ve sadık olması gerekirdi. Ben bunu kaldıramam."

"Bence senin canın yandığı için böyle konuşuyorsun. Karşılıklı konuşsanız?"

"Sen beni dinlemiyor musun Melis? Sesine tahammül edemiyorum diyorum. Canım acıyor Melis. Yalanlarını duyarsam kendimi kaybederim."

İKİ YABANCI |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin