20. Bölüm

13.5K 633 28
                                    

Geçmişten...

Karanlık... Her yer karanlık ve soğuk. Üşüyorum. Çok üşüyorum. Biri beni buradan kurtarsın! Poyraz'ım... Neredesin? Kurtar beni bu cehennemden! Götür beni! Evlendiremesinler beni onunla. Seni seviyorum ben! Lütfen gel artık! Gel! Korkuyorum! Kapının kilit sesini duydum. Hayır, lütfen baba dövme beni. Yeterince taze yaralarım. Canım çok acıyor. Ben senin minik kızınım. Ne olur acıtma daha fazla canımı. Kırma daha fazla kalbimi.

"Akıllandın mı? Yoksa biraz daha mı istersin burada kalmak?" Baba. Yapma ne olursun! Sana olan sevgimi tüketme! Ben senin kızınım, küçükken omuzlarında taşıdığın kızın... Beni istemediğim bir şeye zorlama.

"Ben... Poyraz'ı... Seviyorum!" Dedim öksürüklerimin izin verdiğince. Karnıma yediğim sert tekmeyle nefesim kesildi. Ardından sonu gelmeyen tokatlar, tekmeler, yumruklar... Ama pes etmeyecektim. Asla! Gerekirse ölürdüm. En azından sevdiğim adam uğruna ölmüş olurdum. Her gün sevmediğim bir adamın koynunda geçireceğime, onun çocuklarını doğuracağıma şimdi burada ölürdüm daha iyi!

"Seni orospu! Evleneceksin ulan! Ben senin babansam o adamla evleneceksin. Ben de paramı çatır çatır alacağım. Yıllardır bana yük olduğun yeter. Annen gibi işlevsizsin sen de! " Dedi ve sessizlik. Odada sadece benim hıçkırık ve öksürük seslerim vardı. Ölmek istiyordum. Benim babam bu olamazdı. Annem bu adamla bir ömür geçirmiş olamazdı. Ya abilerim? Onlar hiç mi sevmiyorlardı beni? Hiç mi kıymetim yoktu onların gözünde? Tek kız kardeşleriydim ben onların! Beni korumaları gerekmez miydi? Karanlık beni tekrar içine çekerken direnmedim. Direnecek gücüm vardı da sanki! Sızlayan gözlerimi yumdum ve karanlığa teslim oldum.

2 Ay Sonra

"Aa hayatımda ilk defa bu kadar ağlayan gelin gördüm. Kızım düğün bu cenaze değil!" Dedi kayın validem olacak cadı kadın. Ne onun yüzünü görmek istiyordum ne de onun iğrenç oğluyla evlenmek... Bu benim cenazemdi. Evlenmiyordum ben ölüyordum. Dünyadaki cehenneme bir ömürlük kontrat imzalıyordum. Üzerimdeki gelinlikten yüzümdeki makyaja kadar her şeye, her lanet olası şeye onlar karar vermişti. Umursamamıştım.

"Gülşah Hanım kızım duygusaldır. Üstüne gitmeyin lütfen!" Dedi annem. O her şeyi bilirdi. Canımdı o benim, annemdi, her şeyimdi!

"Ne üstüne gideceğim Özlem Hanım! Her şeye bu kadar çok ağlıyorsa oho yandık demektir. "

"Kolayı var Gülşah Hanım. Hiçbir şey için geç değil. Almazsınız kızımı olur biter!"

"O kadar masraf edilmiş, para saçılmış senin bu çelimsiz kızın için. Amacınız bu biliyorum ama evlenecek. Yırtınsanız da çıngar çıkarsanız da bu kız bugün alınacak!" Dedi ve odadan çıktı. Çıngıraklı yılan!

"Anne!" Dedim ve sıkıca sarıldım ona. "Sen üzülme. Ben iyi olurum."

"Çok özür dilerim kızım. Engel olamadım. Gücüm yetmedi. "

"Biliyorum annem. Biliyorum. Kaderimde bu varmış. Üzülme!" Dedim. Onun mis kokusu biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı. Annem, canım annem! Canım feda olsun o güzel kalbine!

"Yeter artık! Başka bir şehre taşınmıyoruz. Aptalca sevgi gösterisi yapmayın. Yerine geç hanımanne! Yapmamız gereken bir nikâh var!" İğrenç mahlûkat! Annem bana hüzünlü bir gülümsemenin ardından odadan çıktı.

"Yüzünü ört! Karım oluyorsun Duru!" Allah'ım hemen burada al canımı! Yalvarırım yaşatma bana bu acıyı!

"Maalesef!" Diye mırıldandım. Kolumu sertçe tutup beni kendine çekti. Sigara kokulu nefesi midemi bulandırıyordu.

İKİ YABANCI |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin