FLASHBACK
Küçük çocuk korkuyla elleriyle yüzünü gizledi.
-Özür dilerim. Lüt-lütfen vurma.
İlk kez o gün bu acılara katlanmak zorunda olmayacağı için ölmek istedi küçük çocuk ve kendisine aylardır eziyet eden o canavar sonunda onu rahat bırakıp uyuyunca yavaşça kapıyı çekti ardından. Kollarındaki ve bacaklarındaki yaralara dayanmaya çalışıp biraz daha uzaklaşmak istedi o evden. Yalın ayak ile daha fazla dayanamayıp yere düştüğünde yaralarının acımasıyla yere oturup sırtını ağaca yasladı. Aslında o kadar uzakta olmayan ama bu yaralarla kendisine olabildiğince uzak gözüken şehirdeki evlere baktı. Oraya kadar gitmeyi başarırsa birinden yardım isteyebilir miydi? Ya da birinin ona yardım edecek olmasına güvenebilir miydi? Biraz olsun uyuyabilmek için gözlerini kapattı. Ve gelen sesle hızla gözlerini açtı.
-İyi gözükmüyorsun. Sana noldu?
Yaralarının acıdığı açıkça belli olduğu halde ayağa kalkmaya çalışan çocuğa ondan büyük olan seslendi.
-Yaraların var, ne yapıyorsun?
Hareketlerini yavaşlattığı halde hala ona korkuyla bakan çocuğun yanına çimlere otururken sordu.
-Adın ne?
-Che- Chen.
-Ben Kris. Chen, benden korkmana gerek yok. Neden bu saatte buradasın? Ailen nerede? İstersen sana yardım edebilirim.
-Sen iyi biri misin?
-Sana yardım edebileceğim ilk konu. Kötülerin kötüyüm diyeceğini düşünme.
Chen hızla başını sallarken Kris ayağa kalktı. Ona da elini uzatıp kalkmasını beklerken Chen'in yaralarına kaşlarını çatıp tekrar baktı. Onu kaldırdığında arkasını dönüp eğildi.
-Bu halde yürüyemezsin. Seni taşıyacağım.
İleride bu kişinin kendisi için daha değerli olacağını hissetmişçesine, Chen onun sırtına bindi. Kris yavaşça kalktı. Ona ne olduğunu merak ediyordu.
-Seni bu hale kim getirdi?
-Babam... Annemin birkaç yıl önce evlendiği kişiye baba demek zorunda mıyım? Ona baba demek istemiyorum. Hem babalar iyi olmaz mı? O iyi biri değil. O bir canavar.
-Demek zorunda değilsin. Evden mi kaçtın yoksa o canavar seni dışarı mı attı?
-Ben kaçtım. Oraya geri dönmek de istemiyorum... O babam değilse yani benim bir babam yoksa artık ailem yok mu?
Kris o canavara karşı içinde beliren öfkeye şaşırdı. Ve kendinden küçük olduğunu düşündüğü bu çocuğu iki dünyada da olan tüm kötülüklerden korumak istedi. Yetim olduğundan dolayı kendisine bakan ailenin zorbalıklarından kaçıp, sokağın acımasızlığına sığınacak kadar çaresizliğe düştüğünde yalnızlığı sonuna kadar hissetmişti. Ve Chen'in de bu yalnızlığı hissetmesini istemedi o an. Kendisini kimin koruyacağını umursamadan konuştu.
-Biliyor musun, benim de bir ailem yok. Hey, Chen baksana bundan sonra senin ailen ben olacağım. Seni o canavardan koruyacağım. Bundan sonra birbirimizin ailesi olalım.
-Yani kardeşim misin?
-Kaç yaşındasın?
-On.
-Senden büyüğüm...
Bundan sonra seni sadece o canavara karşı değil herkese karşı koruyacağım. Senin abin olacağım. Bana hyung demelisin.Chen birkaç saat öncesinin aksine, mutlu oldğu için gözleri dolarken sırtında olduğu Kris'e daha sıkı sarıldı.
-Söz ver. Her zaman yanımda olacağına...
-Söz veriyorum. Ne olursa olsun yanında olacağım.
Elini arkaya uzattığında Chen ile serçe parmaklarını birleştirdiler...
Ve yıldızlar olduğu sürece , karanlık dünyanın yanında aydınlık dünyada var olmaya devam ettiği sürece her zaman bir umut olduğunu küçük bedeni ama olgun ruhuyla fark etti o gece Chen, gecenin tüm karanlığına rağmen ışık vermeye devam edecek olan yıldızlara bakarken.
FLASHBACK SON
İşte, iki arkadaşın küçükken birbirlerine verdikleri söz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lo siento ~ Byun Baekhyun
Fanfictionİki dünya'nın birleşmesini sağlayacak bir kız ve herkesten gizlenen kendi dünyasını kurtarmaya çalışan bir grup. . . . Baekhyun : "Sen onun karanlık olduğunu biliyorsun değil mi?" Chen : "Hayır. Bilmiyor." Baekhyun : "Ben Kris'e sorduğumu hatırlıyor...