İki dünya'nın birleşmesini sağlayacak bir kız ve herkesten gizlenen kendi dünyasını kurtarmaya çalışan bir grup.
.
.
.
Baekhyun : "Sen onun karanlık olduğunu biliyorsun değil mi?"
Chen : "Hayır. Bilmiyor."
Baekhyun : "Ben Kris'e sorduğumu hatırlıyor...
Scintillam: Kıvılcım. Karanlık Dünya'nın ordusundaki askerlere deniliyor. Kelime latince.
Telekinez: Zihin gücü ile nesneleri hareket ettirebilme.
Ellerimi havaya kaldırdım. Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Beni deneyeceklerini tahmin etmek çok zor değildi. Bu yüzden önceden bunu düşünmüştüm.
Başlayacağım anda hatırladığım kadarıyla adı Luhan olan üye bana seslendi.
"Hey, Karanlık Dünya'dan scintillamların nerelerde olacakları belli olmuyor içeri girelim."
Bir şey dememi beklemeden arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Baekhyun hariç diğerleri de Luhan'ı takip etti. O ise sanki arkadan yürümem tehlikeliymiş gibi başıyla ileriyi gösterip ilk benim geçmemi istedi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ama anlamadığım bir şey vardı. Nasıl öylece gizli yerlerini görmeme izin veriyorlardı? Önceden gözlerimi bağlamışlardı ve nereden gidebildiğini görmediğim için sorun olmazdı. Şu anda ise bunu umursamıyorlardı.
Yıkılacakmış gibi görünen eve girdiğimde içerisinin daha iyi gözüktüğünü fark ettim. Alt kata indiklerini görünce onları takip ettim. Sonunda alt kata indiğimizde sanki az sonra bir şey olmayacakmış gibi bazı üyeler rahatça koltuklara oturmuştu.
O sırada onların yine eksik olduklarını fark ettim. On iki kişi olmaları sadece söylentilerden mi ibaretti? Gerçekte daha mı azlardı. Daha önce görmediğim birkaç kişi vardı. Ama yine de eksiklerdi. On kişilerdi. Ben neden eksik olduklarını düşünürken ilk gördüğümde bile en uzunlardan biri olduğunu düşündüğüm bir üye Suho'ya bakarak konuştu.
"Hyung birimiz üzerinden mi gücünü gösterecek?"
Ben tek başıma güçlerimi göstereceğimi düşünürken biriyle mi dövüşecektim?
"Bilmiyorum Tao. Gönüllü olan biri yoksa..."
Hiçbiri bir korkak gibi ben dövüşmek istemiyorum diyip geri çekilmezdi. Madem biriyle dövüşecektim kendim seçmek istiyordum. Baekhyun'a doğru ilerledim.
"Sana meydan okuyorum."
Gözlerini şaşkınlıkla büyülttü.
"Ne?"
Beni anladığını biliyordum. Niye bu kadar şaşırmıştı? Normal biri değildim vee zıt iki güce de sahiptim. Ama sadece aydınlık olsamda buna cesaret edebilirdim. Hera'nın da bence korkusuz bir yönü vardı. Bunu o da yapardı. Baekhyun'u mu seçerdi bilmiyordum. Ama birine meydan okurdu, bunu yapardı.
"Tekrarlamamı mı istiyorsun yoksa sadece şaşırdın mı?"
