^^20.Bölüm^^

129 9 0
                                    

FLASHBACK
(22 yıl önce)

Genç kız, sevdiğine sürpriz yapmak için her zaman buluştukları sarayın, kendilerine özel belirledikleri gizli yerde onu bekliyordu.

Onlar uzun süre bakışmışlar, uzunca bir sürede birbirlerine açılamamışlardı. Kendine olan güvenini toplayınca itiraf etmişti genç kız. Başta ona olan aşkına karşılık vermezse diye endişelensede şu an 1. yıldönümlerini kutlamak için hazırlık yapmakla meşgul oluyordu. İlk aşkına unutamayacağı bir hediye vermek isteme sebebi, olan heyecanını daha da artırıyordu.

İkisi de gençti ama mutluydular. Sonsuza kadar birbirlerine tutunup, aşkla bağlı kalacaklarını sanıyorlardı. Her şeye göğüs gerebileceklerini, her zorluğun üstesinden el ele vererek kurtulacaklarına inanıyorlardı. Diyorum ya ikisi de genç ve saftı. Hayatın onlara ne göstereceğini bilemeyecek kadar kördüler. Mutluluğun kalıcı olmadığını anlamak için yaşamak lazımdı, yaşayarak öğrenmek. Acı verici olsa da yaşarken kaybetmek lazımdı. Ama genç kız kaybetse yaşayabilir miydi?

Kız, Aydınlık Ülkesi'nin gelecek Kraliçesi olacaktı. Annesi, onun sevdiği adamı ona layık biri olarak asla görmemişti. Sürekli ondan ayrılması gerektiğini, ileride Kraliçe olunca sadece ülkesiyle ilgilenmesi gerektiğini söyleyip duruyordu. Annesinin tabirine göre sadece gençlik hatırası olabilecek biri için geleceğini riske atmaması gerektiğiydi. Bu boş işleri bırakmasını ve zamanı gelince doğru adam ile kendisini tanıştıracağını anlatmıştı. Kız, annesinin bahsettiği doğru adamın, soylu biri olan herhangi bir prens olabileceğini az çok tahmin ediyordu. Ama o bir prens istemiyordu sadece sevdiği adam ile evlenmek istiyordu. İşte bu yüzden gizli gizli onunla görüşüyordu. Annesi görse kesinlikle izin vermezdi. Bir seferinde onları beraber yakaladığında peşine adam bile takmıştı her adımından haberi olması için. Ama onların kocaman sevgileri her engeli aşmayı başarıyordu. Kız her defasında peşindeki adamı atlatıp buluşuyordu sevdiği genç ile.

Biraz zaman geçse de sonunda istedikleri gibi rahat rahat buluşabiliyorlardı. Bu onları sonu gelmeyecekmiş gibi bir rahatlığa sürüklemişti. Ama ikisininde atladığı bir şey vardı kızın annesinin her şeyden haberi vardı. Zaten onun haberi ve izni olmasaydı kız, kimse ile buluşamazdı. Ya da çocuk onunla görüşemezdi. Genç kızın annesi, her zaman düşündüğü gibi çocuğun, bir hata yapıp kızını üzeceğinden korkmuştu. Kızı asla kimseyi sevmemişti bu zamana kadar. Kolayca kandırılabileceğinden, insanlara hemen güvenmesinden ve sevgiye duyduğu açlıktan dolayı kızının o çocuğa karşı hissettiği duygunun gerçek olabileceğine asla inanmıyordu. Ama yine de izin veriyordu. Kızının duyduğu aşkın zamanla azalacağını ve onu kendi terk edeceğini biliyordu. Ya da öyle düşünmek istiyordu. Her ne olursa olsun kızının şimdi mutluluğu önemliydi ilerisi için düşünecek daha çok vakit vardı.

Bir yıl olduğu için sevdiği çocukla baya bir yakınlaşmışlardı. Yani yakınlaşmak derken birbirlerinden sakladıkları bir şey yoktu ve karşısındakine dair de az çok bir şeyler biliyorlardı. Nelerden hoşlanır, neleri sevmez, en sevdiği renk, en sevdiği yemek falan. İlişki klasiği olarak kız da sevdiği çocuğun hoşlandığı yemekleri hazırlatmıştı. Çocuk, kıza kendinde en çok saçlarını sevdiğini söylediği için kız, saçlarını daha bir özenle taramış ve hazırlanmıştı. Giydiği kıyafet bile ilk karşılaştıkları günkü idi. Bugün kız için diğerlerinden çok farklı bir gündü. Diğerlerinden çok daha güzel geçmesini umduğu bir gündü.

Vereceği hediyesini kutusuyla birlikte arkasına saklamıştı. Çünkü öncelikle haber verip onunla ilgilenmek istiyordu. Gün sonunda ona verebilirdi hediyesini. Onu çağırmıştı ve saatlerdir onu bekliyordu. Neden gelmediği hakkında fikir yürütürken ayakta dolaşıyordu. Tekrar ve tekrar daire çizmeye son verdi. Biraz da onu oturarak bekleyecekti.

Lo siento ~ Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin