Paldor, bağlantıyı kestikten sonra ellerini gevşeterek Matthew'in başını serbest bıraktı ve yavaşça doğruldu. Elleri Matthew'in gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Matthew, Paldor kendisini serbest bıraktıktan sonra bir süre daha aynı pozisyonda kaldı. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Sonra kafasını yavaşça öne eğdi ve hıçkırarak ağlamaya başladı. Ağlamaya başladığı anda birdenbire onu kapıda ilk gördüğümüz sahne geldi aklıma. Güler yüzü, sanki hiç bitmeyecekmiş hissi veren enerjisi...
Onun bu hali hepimizi çok etkilemişti. Çünkü kısacık zamanda hepimizle bir bağ oluşturmayı başarmıştı. Birbirimize baktık. Yavaşça Matthew'e yaklaştım ve omzuna dokundum. Richard, saçlarını okşamayı tercih etti. Rachel ise yanına yaklaşarak iki eliyle kolunu kavradı ve başını onun başına yasladı.
Paldor'un da çok üzgün olduğu bakışlarından anlaşılabiliyordu. Büyük olasılıkla ona anılarını geri kazandırmakla iyi mi yoksa kötü mü yaptığını düşünüyordu. Daha bir saat önce Matthew, enerji dolu ve neşeli bir halde karşımıza çıkmıştı. Oysa şimdi çökmüştü ve kafası karmakarışıktı. Yaşadığı hayatın gerçeklikten uzak kurgu bir hayat olduğunu öğrendi. Şimdiki ailesi gerçek ailesi değildi ve gerçek olanlar ölmüştü. Aynı şekilde şimdiki arkadaşları da gerçek değildi ve gerçek olanların akıbeti ise belirsizdi. Hepimiz biraz sonra bunların cevabını öğrenmeyi umuyorduk.
Aslında şöyle bir düşününce, onun hayatı benimkine fazlasıyla benziyordu...
"Matthew, yaşadıklarına çok üzüldüm." dedim kısık bir sesle. "Aileni kaybettin, belki arkadaşlarını da. Çok acı olaylar yaşamışsın ve çok zor zamanlar geçirmişsin. Çok klişe bir söz olacak ama bunu bütün içtenliğimle söylüyorum; güçlü olmalısın, biz senin yanındayız."
Matthew'in hıçkırıkları kesilmişti, ama çok üzgün görünüyordu.
"Ultor'a bu kadar tepkili olmam boşuna değilmiş." dedi iç çekerek. "Biliyor musunuz, anne ve babama çok bağlıydım. Ben tek çocuklarıydım. Onları üzmek hayatta istediğim en son şeydi. Oysa şu duruma bir bakın. Onların ölümüne sebep oldum." diye devam etti, durduramadığı gözyaşlarını elinin tersiyle silerek.
"Bebeğim, bu senin suçun değil ki." diyerek araya girdi Richard. Sesi oldukça şefkatliydi. "Hayatta bazı şeyleri kontrol edemezsin"
Matthew kafasını belli belirsiz sallayarak Richard'ın söylediklerini onayladığını belirti. Sonra uzunca bir süre sessiz kalmayı tercih etti. Bu sürede hiç birimiz söyleyecek tek bir kelime bulamıyorduk.
Birkaç dakika daha böyle geçti. Matthew'un hala çok yoğun düşünceler içinde olduğunu görebiliyorduk. Kafasından düşünceler geçtikçe veya eski anılarını hatırladıkça gözlerinden akan yaşlara hâkim olamıyordu. Sonra birden kafasını kaldırarak hepimize sırayla ve imayla baktı:
"Tiyatro falan çalışmıyordunuz, konuştuklarınız gerçekti, öyle değil mi?" dedi sitemli bir ifadeyle.
Cevabı Paldor yavaşça kafasını sallayarak verdi. Ancak böyle sessiz bir cevabın Matthew'e yeterli gelmeyeceğini biliyordum.
"Matthew, söylediklerimizin ne kadarını hatırlıyorsun?" diye sordum ona.
"Hepsini." diye cevap verdi. "Nasıl dikkatle izlediğimi fark etmediniz mi?"
Onun bu cevabı üzerine devam ettim:
"O zaman benim durumumun senden çok farklı olmadığını anlamışsındır. Ben de birkaç saat öncesine kadar senin gibiydim. Hiçbir şeyden habersiz benim için kurgulanmış hayatı yaşıyordum. Sonra birden bire bu dünyadan olmadığımı öğrendim. Meğer benim de ailem seninkiler gibi gerçek değilmiş. Benim bu konuda farkım, gerçek olanları hiç tanımamış olmam. Senin durumun bu açıdan biraz daha sarsıcı olabilir. Ama Richard'ın dediği gibi, hayatta her şeyi kontrol edemiyoruz. Ne kadar üzücü de olsa hayat devam ediyor ve özellikle bizim durumumuzda şu an yapılacak en akıllıca şey, bir an önce toparlanıp nasıl bir strateji izleyeceğimize karar vermek. Üstelik bunun için çok az zamanımız var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER YAZICI
Science Fiction"Coldor ırkı, beyin güçlerini kullanarak karşısındakinin algısını kısa veya uzun süreliğine değiştirebilir Maya. İstediğimiz canlıya -tabi normal seviyede bir beyni olan- kurguladığımız herhangi bir hayatı yaşatabiliriz. Yaşanılan ya da yaşanılacak...