KADER YAZICI

BÖLÜM 42

   Böylelikle ben de yeni planımızın Zamoran ayağını organize etmiş oluyordum. Yine de bu beni tam olarak rahatlatamamıştı, çünkü Dünya'daki işimiz daha yeni başlıyordu...

Forneus'la bağlantı halindeyken aynı anda Matt ve Charles'in konuşmalarını ve düşüncelerini takip ederek Volvo'yu devasa bir yapının önüne kadar getirmiştim. Bu kullanım alanı olarak büyükçe bir villaydı. Dışarıdan görüldüğü kadarıyla net olarak iki katı vardı ama binanın şekli nedeniyle bir kısmında üçüncü bir kat oluşmuştu. Binanın bildiğimiz anlamda bir çatısı yoktu, aşağıdan tam olarak anlaşılamayan ve iyi kamufle edilmiş büyükçe bir terası vardı. Yine ayrıca bir bodrum katı da olmalıydı.

Binanın, yapı ve görünüş olarak alıştığımız villa konseptine göre farklı oluşu hemen hissediliyor ve fütüristik çizgileri hemen belli oluyordu. Bu haliyle Nasa'nın diğer gezegenlerde kurmayı planladığı araştırma istasyonları gibiydi. Mimarisi, yapıda kullanılan malzemeler... Mesela dış kaplamada çoğunlukla farklı bir cam türü kullanılmıştı ve tasarımcısının kimliğini göz önünde bulundurduğumuzda bunun, yapının enerji yönetiminde önemli bir rolünün olduğunu anlamak hiç de zor değildi. Teras dışında kalan üst yüzeyler küresel formdaydı ve dışı yine cam kaplama materyallerinden oluşuyordu. Bu da büyük ihtimalle yine binanın ısı ve elektrik enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılıyordu. Bununla birlikte binanın üstünde yükseltilmiş ve geniş bir platformun üzerinde farklı yönlere bakan büyük uydu çanakları, bir tane de hava ve deniz kontrol kulelerinde de kullanılan döner tip bir radar cihazı vardı.

Richard'ın aracı da bizimkinin yanındaydı. Onlar da henüz araçlarından inmemişlerdi ve hayranlıkla binayı inceliyorlardı. Tekniğindeki gelişmiş detayları benim gibi fark etmemiş olabilirlerdi ama sadece yapının şekli bile onları büyülemeye yetmişti.

Anlaşmışçasına hep birlikte araçlardan indik. Richard gözlerini binadan alamıyordu. Sanki bir çekim gücü altındaymış gibi ileriye doğru birkaç adım attı.

"Yok artık!" dedi hayretle. "Binayı resmen ada haline getirmişler!"

Richard şaşırmakta haklıydı. Çünkü biraz yaklaşınca binanın bir özelliği daha tamamen gözler önüne serilmişti. Uzaktan bakıldığında villaların önlerindeki sıradan bir yüzme havuzu gibi algılanan yapı, aslında çok değişik bir formatta yapılmıştı. Sadece binanın önünde değildi, yapıyı çepeçevre sarıyordu. Öyle ustalıkla dizayn edilmişti ki, ev sanki gölün ortasındaki bir adacığa inşa edilmiş gibi duruyordu. Ev ile bağlantıyı da su üzerinden kapıya kadar uzanan ve köprü vazifesini gören bir platform sağlıyordu.

Yavaşça ilerlemeye devam ediyorduk ki, Charles bir eksiklik fark etmiş gibi oldu ve duraksayarak arkasına baktı. Haklıydı, Matt yanımızda değildi. Birkaç adım arkamızda kalmıştı ve sanki donmuş gibiydi. Charles üzgün bir ifadeyle bakışlarını üzerimizde gezdirdi. Arkadaşını çok iyi tanıyordu ve tekrar görünce bu evin geçmişinin, iyi ve kötü yanlarıyla onu ne kadar çok etkilediğini ve duygulandırdığını hemen anlamıştı. Yavaş yavaş ona doğru ilerledi ve karşısında durdu. Matt'in gözleri dolmuştu ama bu anlamda yalnız değildi, çünkü Charles da duygulanmıştı. Kısa bir süre bakıştılar ve sonrasında Charles şefkatle elini onun omzuna koydu.

"Hadi dostum, daha yapacak çok işimiz var." dedi kısık bir sesle.

Matt kısa bir süre daha Charles'in gözlerinin içine baktı. Sonra da onaylar gibi başını hafifçe sallayarak birlikte yanımıza geldiler. Onların bu durumu beni ve diğerlerini de etkilemişti. Aslında şöyle bir düşününce, birbirimizin arasında gerçekten de güçlü bir bağ oluşmuştu, bu rahatça hissediliyordu. Birkaç adım sonra yanımıza geldiklerinde de herkes bunu gösterircesine davrandı. Richard doğrudan Matt'e sarılmayı tercih etti. Rachel ve Paldor da omuzlarına dokunup sırtlarını sıvazladılar ve bir anlamda bu konuda hep birlikte olduklarını ifade ettiler.