Bu işte tecrübe sahibi olan birisi olarak ilk yaklaşım Matt'den geldi:
"İyi misin Charles?" diye sordu, aynı anda omzunu hafifçe sıvazlayarak. Sonra devam etti: "Hissettiklerini gayet iyi anlayabiliyorum. Ama bunu atlatabilir miyim diye hiç merak etme. Bu arkadaşlar sayesinde hayatında o kadar çok yeni atraksiyon gelişecek ki, kafanı meşgul eden bu konu en fazla birkaç saat içinde güncelliğini kaybedecek, buna garanti veriyorum."
"Bir şeylerin yanlış gittiğinin farkındaydım." diye cevap verdi Charles, içini çekerek. "Ama bir türlü ne olduğunu çözemiyordum."
"Kayıpların için hepimiz çok üzgünüz." dedim kısık bir ses tonuyla. "Sen de, Matt ve diğer arkadaşlarınız da kısa süre içinde çok acı olaylar yaşamışsınız. Eğer bir şeyler yapmazsak dünyadaki milyonlarca insan sizin gibi, belki de bundan kat kat daha büyük acılar çekecekler. Sadece insanlar için değil, diğer ırklar için de aynı şeyler söz konusu. Hatta bazı gezegenler bu acıları çoktan yaşamaya başladılar bile.
"Biliyorum." diye sözümü kesti Charles. "Hatırlıyorum da mesela Aden'lerin koruması vardı, Hercules... Lapithia diye bir gezegendendi sanırım. Mordad gezegenlerini işgal ettiğinde karısı ve kızı öldürülmüştü. Biz önceleri onu sadece Burdon'ların koruması olarak biliyorduk. Ama zaman içinde bu olaylar patlak verince, hem Burdonlar hem de Hercules ile ilgili bu gerçekleri öğrenmiştik."
"Evet, sizin yaşadıklarınız da sebebi Mordad değil mi zaten. Onun gerçekleştirdiği yıkımın sonuçlarının en yakın ve canlı tanığısınız. Üstelik Ultor'un da ondan aşağı kalır yanı yok. Eğer Mordad düşündüklerini başarırsa, gezegenlerdeki ırkları büyük acılarla dolu çok uzun süren bir gelecek bekliyor olacak." diye cevapladım onu. Ve artık benim de ondan bir cevap almam gerekiyordu. "Ne diyorsun, bizimle misin?"
Charles kafasını kaldırıp bakışlarını sırayla üzerimizde dolaştırdı. Sonra da beklediğimiz cevabı verdi:
"Evet, sizinleyim. Sonuna kadar."
"İşte bu!" diye heyecanla atıldı Matt ve Charles'la sert bir biçimde çaklaştılar. Arkasından da "Seni çok özlemişim kanka." dedi ona gülümseyerek.
"Ben de." diyerek aynı şekilde gülümseyerek cevap verdi Charles.
Sonra Matt, sanki bir açığını yakalamış gibi tek gözünü imalı bir ifadeyle kırparak merakla sordu:
"Başım belada mı diye sormuştun kapıda. Bensiz ne işler çeviriyorsun bakalım?
Rachel şüphe içerisinde Matt'i tamamladı:
"Ayrıca burası normal bir yüksek okul öğrencisinin çalışma odasına hiç benzemiyor."
"Koruyucu ailen nerede? Ne yaptın onlara?"
Richard'ın sorduğu son soru artık Charles'ın sabrını taşırmıştı:
"Siz ciddi misiniz çocuklar? Sorguya mı çekiyorsunuz beni?"
"Benimki espriydi ama onlarınkini bilmiyorum." diye cevapladı Richard alaycı bir şekilde.
"Benimki gerçek." dedi Matt elini kaldırarak.
Charles kızgın bir bakış attı Matt'e ve anlatmaya başladı. Ama önce derin bir nefes aldı.
" Final Countdown diye bir şey duydunuz mu hiç." diye sordu bakışlarını yüzümüzde gezdirerek.
Matt hemen atıldı.
"Tabii ki duyduk, 80'li yıllardaki çok ünlü bir rock grubudur."
Richard küçümser bir ifadeyle kafasını sallayarak Matt'e karşılık verdi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER YAZICI
Science Fiction"Coldor ırkı, beyin güçlerini kullanarak karşısındakinin algısını kısa veya uzun süreliğine değiştirebilir Maya. İstediğimiz canlıya -tabi normal seviyede bir beyni olan- kurguladığımız herhangi bir hayatı yaşatabiliriz. Yaşanılan ya da yaşanılacak...