BÖLÜM 33

1.9K 254 28
                                    

Büyük bir odanın içerisinde oldukça sinirli bir ruh haliyle gezinip duruyordu. Şöyle dikkatlice bakınca bulunduğu yer; yatak odası, çalışma odası ve oturma odasının tek hacimde toplandığı mimari kombinasyonlardan biriydi. Odanın en dikkat çeken yanı, dünyadaki bizim bildiğimiz yapı ve dekorasyon alışkanlıklarına göre oldukça sade ve tabii ki fütüristik oluşuydu. Shila'nın komuta merkezinde olduğu gibi burada da her yer bembeyazdı. Yatma bölümü asma kat şeklinde tasarlanmıştı ve o bölüme, basamakları sanki hiçbir bağlantı olmadan havada duruyormuş gibi algılanan bir merdivenle çıkılıyordu. Bu basamakların her biri, aynı zamanda bir aydınlatma elemanıymış gibi loş bir ışık saçıyordu. Yukarıda iki kişinin bile rahatça yatabileceği büyük bir yatak haricinde, yine iki kişilik bir koltuk takımı ve ortasında da bir sehpa yer alıyordu. Bütün bunların haricinde asma katta bir kapı daha vardı ve büyük ihtimalle de burası banyo idi.

Alt katta ise büyükçe bir koltuk takımı ve ayrıca hem toplantı hem de çalışma masası olarak kullanıldığını tahmin ettiğim bir masa bulunuyordu. Forneus, işte bu koltuk takımı ile masa arasındaki geniş boşlukta ve karşılıklı iki duvar arasında bir ileri bir geri gidip geliyordu. Yürürken aynı anda bir şeyler mırıldanıyordu ve ben bunu rahatça duyabiliyordum.

"Seni öldüreceğim Ultor... Seni öldüreceğim..."

Forneus bu şekilde mırıldanarak dolaşırken birden sanki bir ses duymuş gibi kafasını çevirdi ve dikkatini kapıya doğru yöneltti. Aynı anda kapı otomatik olarak yana doğru kayıp duvarın içinde kayboldu ve açılan kapıdan içeriye birisi girdi. Üzerinde bilim kurgu filmlerde görmeye alıştığımız, kasları belirgin olarak vurgulayan robotik tarzda ve siyah mat renkli malzemeden yapılmış bir kıyafet vardı. Sarı ve hafif dalgalı saçlı, bizden sanki bir iki yaş daha küçük birisiydi gelen ve içeriye adımını atar atmaz Forneus ona nefretle baktı. Bu nefret dolu bakışın nedenini anlamak benim için hiç de zor olmamıştı, çünkü bu kişiyi Matt ve Charles'ın anılarının geri yüklenmesi sırasındaki görüntülerden gayet iyi hatırlıyordum. Ultor'du bu...

"Sanki birden kulağım çınladı, yoksa beni mi anıyordun Forneus?"

"Ooo, sonunda gelebildiniz beyefendi." dedi Forneus sinirli bir ifadeyle.

"Bugün nasılsın bakalım sevgili abiciğim, umarım çok sıkılmamışsındır beklerken."

Ultor'un bu kinayeli sözü ve imalı gülümsemesi zaten gergin olan Forneus'u iyice sinirlendirmişti, dişlerini sıkarak cevap verdi:

" Ultor saçma sapan esprilerini kendine sakla ve Dünya'dayken ne haltlar karıştırdın hemen bana cevap ver. Seninle bir anlaşma yapmıştık; yargılanmayı göze alarak seninle buraya gelmeyi kabul ettim ve karşılığında Burdonlara birlikte yardım edecektik. Oysa ben savaş günüyle ilgili hiçbir şey hatırlayamıyorum. En son hatırladığım Carol'la vedalaşıp seninle kayalıklara doğru ilerleyişimizdi. Sonrasında kendimi burada buldum, yani kendi odamda..."

"Yaa evet çok dokunaklı bir sahneydi, içim parçalandı resmen. Ama bilirsin benim aşka sonsuz saygım vardır. Özellikle sevenlerin ayrılmasına kesinlikle tahammül edemiyorum. Bu nedenle küçük sevgilini ve kardeşlerini de buraya getirdim. Sana sorup iznini alacaktım ama enerji içeceğini fazla kaçırdığın için derin bir uykuya dalmıştın. Bunu sorun etmezsin umarım, hem merak etme ev sahipliğinde kusur etmemeye çalışıyoruz. Arkadaşlar araştırma katında gayet yoğun bir şekilde ilgileniyorlar sevgilinle ve kardeşleriyle."

Ultor'un bu açıklamaları Forneus'ta sanki bir şok etkisi yaratmıştı. Yüzüne bir anda derin bir acı ve pişmanlık hissi yerleşti. Burdonların burada olmamasını umuyordu. Carol'u bu deneylerden korumak için her şeyi göze almıştı ama başarılı olamamıştı. Hissettiği acı o kadar büyüktü ki bunun etkisiyle aniden sendeledi. Sanki bir anda ayakları bedenini taşıyamaz duruma gelmişti ve bunu fark ederek yavaşça yanındaki koltuğa oturdu. Sonra gözleri derinlere daldı; "Carol..." dedi fısıltıyla. "Affet beni, hepsi benim suçum... Hepsi..."

KADER YAZICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin