Nazlıdan
Evde sıkıntıdan patliyordum ki telefonuma bir mesaj geldi.
Mesaj gizli numaradandi. "Nazlım. Seni çok özledim."Mesajın kimden olduğunu düşünürken tabiki aklıma ondan başka kimse gelmedi. Alp. Eski sevgilim. Daha doğrusu eski nişanlım.
Alpi ve eski anilarimizi düşünürken dalmisim. Yanima eylemin gelmesiyle kendime geldim. "Nazlı! Noluyo kızım? Duymuyomusun sen beni?" Dedi eylem bağırarak.
"Bagirma eylem duyuyorum. Dalmisim." Dedim. Elimde açık duran telefona baktı. Hemen kapatıp yanıma koydum. "Yok yok sende bir şeyler var ama neyse yakında çıkar kokusu." Dedi.
"Sen niye gelmistin ?" Diye eyleme sordum. "Bunlar sana gelmiş." Dedi elindekileri sallayarak. Elindekilere baktım. Küçük bir kutu ve bir çiçek vardı.
"Ben ateşdendir diye aldım ama..." bisey demesine izin vermeden elindekileri aldım. "Tamam sağol. Şey biraz dinlenmek istiyorum da..." "Tamam tamam anlaşıldı ben kaçtım." Dedi ve odadan çıktı.
Çiçeğin üstündeki kartı aldım. Üstünde yazan yaziya baktigimda bunlarin atesden degilde alpden oldugunu anlamak pek de zor olmadi.
"Nazlım. Herseyi düzelticem sana söz veriyorum."
Yazıyordu üstünde. Kutuda ise Ateşle birkaç fotografimiz ve bir not. "Bu çocukta pek hoşuma gitmiyor aşkım. Ya sen kurtul şu çocuktan ya da ben kurtulmasını bilirim."
Yatağımda ne yapacağımı düşünürken telefonuma bir mesaj daha geldi. "Bence sen kurtul ben kurtulursam pek de iyi şeyler olmaz."
Ateşten
Odamdan dışarıya bakıyordum. Bahçede feyzullahı gördüm. Yanina gittim. "Konuşalim mi?" Dedim. Kafasını salladı.
"Bak feyzullah senin endişelerini anlıyorum geçmişim seni yanlış düşüncelere çekiyor olabilir. Kız kardeşinin üzülmesinden korkuyor olabilirsin. Ben de bi abiyim ve seni çok iyi anlıyorum." Dedim.
Kafasını kaldırdı ve bana baktı. "Ama ben Nazlıyı çok seviyorum ve onu üzecek bir şey yapmam. Buna emin olabilirsin." Diye devam ettim.
Kafasını salladı. "Tamam. Ama bak onu asla uzmiyiceksin." Dedi gülümsedim ve kafamı salladım. O sırada su yanımıza geldi.
"Yaa! Siz ne tatlışsınız." Dedi ve yanımıza gelip oturdu. Ben kalktım "o zaman gorüsüruz" dedim ve nazliya haberi vermek için koşarak eve gittim.
Kapıyı eylem açtı. "Nazlı nerde eylem?" Dedim heyecanlı bir şekilde. Eliyle içeriyi gösterdi. "Odada." Dedi. Kafamı salladım ve içeriye girdim.
Hemen odaya gittim ve kapıyı çaldım. "Nazlı!" Bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Içeriden nazlı çıktı. "Noluyo ateş?" Dedi sert bir şekilde.
"Ben şey için gelmiştim. Feyzullahla konuştum. Kabul etti. Yani artık önümüzde hiç bir engel kalmadı." Dedim. Bana boş bos baktı.
"Sevinmedin mi?" Dedim şaşkın bir şekilde. "Hayır sevinmedim. Boşuna konusmasaydin keşke. Çünkü artık ben ayrılmak istiyorum." Dedi.
"Ne demek bu? Nazlı ne oluyo?" Dedim. "Bir şey olduğu yok sadece artık seni sevmiyorum." Dedi. "Ne?"
"Daha fazla uzatmaya gerek yok. Yol yakınken bitsin." Dedi ve odasına girip kapıyı kapattı. Gözümden bir damla yas düştü.
Kapıya yaslandım. "Yalan söylüyorsun ben biliyorum gözlerin öyle demiyordu. Anlarım ben. Aç hadi kapıyı ne olduysa söyle konuşalım." Dedim.
Içeriden ses gelmedi ben de daha fazla dayanamayıp yere çoktüm. Artık gözyaşlarımı tutamiyordum. "Tamam açma ama unutma ben her zaman burdayım."
Selam ben geldim!
Bölümü nasıl buldunuz?