Nazlıdan
Ateşi öyle görünce kendimi çok kötü hissetmiştim. Daha önceden çok iyi bildiğim bir duyguydu bu. Kaybetme duygusu.
Hemen ateşi hastaneye götürdük. Şu an koridorda doktorun çıkıp bize bir şeyler söylemesini bekliyoruz.
Su köşeye oturmuş gözleri dolu dolu dokunsan ağlayacak. Fethi bir köşede endişeli gözlerle etrafına bakıyor.
Feyzullah suyun yanında ve onu sakinleştirmeye çalışıyor. Eylem de Fethinin yaninda ona destek veriyor.
Ben ise kapının dibinde durmuş ateşe kötü bir şey olmaması için duâ ediyordum.
Doktor içeriden çıkınca herkes bulunduğu yerden ayrıldı ve doktorun başına toplandı.
Doktor endişeli gözlerle bize bakınca kötü bir şey olduğunu anladım. "Bir şey soylesenize!"Diye çıkışına fethi doktor sonunda konuşabildi.
"Ateş beyin beyiniyle ilgili sorunları var."dedi doktor tek solukta. Nasıl yani?
Su icimdeki sesi duymuş gibi sordu. "Ne demek bu?"
Doktor bize nasıl aciklayacagini düşünüyordu. "Size şöyle açıklayayım. Bu süreçte baş dönmeleri, mide bulanmaları gibi şeylerle karşılaşabilir. Ama en önemlisi krizler geçirebilir. Kendine ve çevresindekilere zarar verebilecek şeyler yapabilir. Kısacası kendini kaybedebilir."diyerek konuşmasını bitirdi doktor.
"Nasıl kurtulacak peki?"Diye sordum. "Aslında bu hastalığa henüz bir çözüm bulunamadı malesef. Ama en aza indirgenebilir. Bunu başarabilmesi içinde ilaçlarını doğru kullanması ve moralini yüksek tutması gerekiyor."dedi.
"Şimdilik size söyleyebileceklerim bu kadar. Şimdi onu eve görürseniz iyi olacak sanırım. Kontrollerini sakın aksatmasın. "Dedi ve gitti.
Suyun gözünden bir damla yaş akinca ona kızdım. "Duymadin mi doktor moralini yüksek tutması gerek dedi. Niye aglıyorsun. Sakın bu şekilde odasına gelme"dedim. Gozyaslarima hakim olarak.
Ateşin odasına girdiğimde diğerlerinde arkamdan geldi. Gülümsedim ve gidip yanına oturdum.
"Sende alıstin iyice ha?"Dedim gülerek. "Neye?"Dedi anlamamış gibi. "Bizi hastane koridorlarına bekletmeye."dedim.
"Uf nazlı dalga geçme başım catlıyo zaten"dedi başını ovarak. Suya baktığımda gülümsüyordu.
"Oğlum yok bi şeyin ışte abartma."dedi fethi.
"Neyim olduğunu biliyorum Fethi."dedi ateş onu tersleyerek. "Sen çok guclusun eminim bununda üstünden geleceksin."dedim elimi yüzüne koyarak.
"Ve üstünden gelemeyecegimi de biliyorum. Bu hastalıkla yasamam gerektigini de biliyorum."dedi bu sefer oklarını bana çevirerek.
"Ama sen böyle söylersem olmaz ki."dedim. "Ne diyim nazlı?"Dedi. "Polyanacilik oynamaya gerek yok."diye ekledi sonra.
Feyzullah kapıdan girince o tarafa döndük. "Çıkabiliriz."dedi. Hepimiz ayağa kalktık. Ateşin kalkmasına yardım ettim o da kalkınca dışarıya çıktık.
Eve geldiğimizde Ateş odasına çıktı ve kapıyı kapattı. Yanına gitsem acmayacagini biliyordum bende dışarıya çıktım.
Feyzullahtan
Ateş odasına çıkınca su da kendini koltuga birakti ve aglamay basladi. "Şşs aglama su."dedim gözyaslarini silerek. "Ona bir şey olamaz. O benim her seyim."dedim.
"Olmayacak zaten. Hepimiz elimizden geleni yapacağız merak etme."dedim ve suya sarıldım.
Kafasını kaldırdığında birbirimize çok yakindik. "Yanimda olduğum için teşekkür ederim feyzo."dedi su.
"Her zaman."dedim ve aramızdaki küçük mesafeyi kapatıp onu dudaklarından öptüm.
Eylemden
Fethi mutfağa girince bende arkasından girdim. Güçlü durmaya çalıştığını gorebiliyordum.
"Ağla hadi."dedim. "Ne?"Dedi şaşkın bir şekilde. "Içindeki kucuk erkek cocugunun hüngür hüngür ağladığını gorebiliyorum. Inat etme hadi. Kendine eziyet çektirme."dedim.
Gözünden bir damla yaş akinca gülümsedim. "Gozyaslarim yüzüne çok yakışıyor."dedim.
"Ama sen hiç aglama."diye ekledim ve gozyaslarindan öptüm onu. Gözyaşları akmaya başlayınca ona sarıldım sıkıca. Ben her zaman yanındayım der gibi.
Selam gençler!
Ben geldim.Nasıl buldunuz bölümü?
Yorumlarınizi bekliyorum.