Eylemden
Sabah uyandığımda su ve nazlı hala uyuyordu. "Kalkın lan!" Diye bağırdım ama nafile beni takan kim. Bende üstümü giyinip kapıyı açtım .
Fethi kapının önündeydi. Eli havada kalmıştı. "Uyanmiyo bu öküzler" dedik ikimizde aynı anda. "Biz kahvaltıya inelim o zaman" dedim ve beraber kahvaltıya indik.
"Ben kızlara söyledim sevgili olduğumuzu." Dedim. "Iyi yapmışsın" dedi o da kafasını sallayarak. O sırada yanımızdan bir bebek geçti. Daha yeni yeni yürüyordu.
"Ya çok tatlı" dedim ama fethi kafasını yemeginden kaldirmamisti bile. "Hıhı" dedi. "Fethi ölümsüzlüğü bulmuşlar duydun mu?" "Hıhı" dedi fethi
"Fethi gerizekalımısın?" Dedim. "Hıhı" dedi hala yemek yiyordu. Masada duran suyu aldım ve yüzüne doğru attım. "Kızım ne yapıyosun ya!" Dedi fethi.
"Yeter yedin!" Dedim. "Ben daha doymadım. " dedi fethi. "Ya hadi biraz dışarıya çıkıp dolasalim." Dedim. Biraz düşündü sonra kafasını salladı.
Sudan
Uyandığımda eylemin yatağı boştu nazlı hala uyuyordu. Üstümü giyindim ve aşağıya kahvaltıya indim. Kahvaltıda feyzullah tek başına oturuyordu. Yanına gittim ve oturdum.
"Günaydın feyzo" dedim. "Günaydın" dedi o da. Kahvaltımızı yaptıktan sonra "sahile inelim mi?" Dedim o da kabul etti ve sahile gittik.
Ayakkabilarımı çıkardım ve denizin kenarında yürümeye başladım o da yanıma geldi. Dalgalar çok siddetliydi. Üstümuz başımız yas olmuştu.
Yerden bir taş aldım ve denize doğru fırlattım. Iki tane daha taş aldım ve birini feyzullaha verdim birini kendim aldım "Hadi en çok sektiren kazanır." Dedim ve taşı denize doğru fırlattım.
Benim ardimdan feyzullahda attı. Kazanmıştı. "Ya haksızlık!" Dedim dudagimi büzerek. "Hiçte bile." Dedi aynı şekilde.
Gözüm kenarda duran midyeciye çarptı. "Midyeci! Hadi midye yiyelim." Diye feyzullahı midyecinin yanına cekistirdim.
Nazlıdan
Uyandığımda odada ne eylem vardı ne de su kalktım hazırlandım ve dışarıya çıktım. "Nerde bunlar ya!" Diye kendi kendime söyleniyordum.
Erkeklerin odasına gitmeye karar verdim. Belki ordadirlar. Kapiya vurdum açan olmadı. Bir kaç kez daha kapıya vurdum.
Kapıyı saçı bası dağılmış gözlerinden uyku damlayan bir ateş açtı. "Nerdeler?" Dedim. "Kim?" Dedi uyku sersemi bir şekilde.
"Ya ışte bizimkiler yoklar hiç bir yerde" dedim. Dudağını buzdü "bilmem." Dedi. "Sen iyimisin." Dedim.
"İyiyim gece sizin yaniniza geldikten sonra pek uyuyamadim. Sonra uyudum." Dedi ateş. "Uykun mu var halâ" dedim.
"Biraz" dedi. O sırada içeriden dünkü kız çıktı. "Ateş nerde kaldın?" Dedi yine ağzını yaya yaya. "Bekle biraz." Dedi ateş.
"Kussura bakmayın. Rahatsız ettim." Dedim. "Evet rahatsız ettin." Dedi kız ve ateş ağzını açıp tek kelime bile söylemedi.
Ateşin gözlerinin içine baktım. Bir şey söylemesini istiyordum. Hiçbir şey demedi. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Yanaklarim yanıyordu.
Ben ne ara ateşe bu kadar bağlanmiştim? Koşarak odaya gittim. Kapıyı kapatıp ağladım. Ateş benim için bu kadar değerli olmamalıydı.
Ateş çapkın biriydi ve beni uzerdi. Bunları düşündükçe daha çok şiddetlendi ağlamam. Beni kiran şeylerden biri de kızın yanında bana sanki bir yabanciymisim gibi davranmasiydi.
Bana bu kadar yakın davranırken bir anda ne olmuştu şimdi? Keşke gelmesydim diye geçirdim icimden. Keşke bu lanet olası yere gelmeseydim.
Selam! 2 kitabımda da atesin üzerine oynadığımın farkındayım. Xkdkdjxjc ama napiyim seviyorum xkdkdkd