Hayatımın değiştiği kısma yaklaşıyorum. Birkaç ay sonra Evan evden taşınacak ve çok ağlayacağım. Babamı seviyorum evet ama onunla anlaşamıyoruz. Belki de hiçbir zaman birbirimizi anlamak için uğraşmadık.
Bunları yazarken hatırladım.
O gün masana bitki çayı koyarken seninle ilk kez o zaman tanışmıştık. Aslında ilk kez birbirimizin umrunda olmazken birbirimize baktık. Vay canına, seni sevebileceğim o an aklımdan dahi geçmedi.
''Ve bitki çayınız.''
Sen, gözlüğünü düzeltip gülümsedin. ''Teşekkürler.''
Gözlerine baktım. Sen de benim. Hiçbir şey hissetmedik.
Büyük ihtimalle kim olduğunu çok merak ettiniz ama onunla tanışma hikayeme daha çok var.
Önüme döndüm ve yürüdüm. Başka masaların siparişlerini aldım. O sırada Christina kulağıma yaklaştı. ''Evan mutfakta.''
Gözlerimi devirdim. ''Kulüp sandviç ve Recs akşam tabağı değil mi?''
Genç çift kafasını salladı. ''Ah, birde ikimize de buzlu çay.''
Kafamı sallayarak adisyona yazdım ve hızla kalemi saçıma soktum. ''Hemen geliyor.''
Adisyonu mutfağın ipliğine mandalla sıkıştırdıktan sonra önlüğüme elimi silerek mutfağa girdim. Evan, Young ile bana bakıyordu. ''Burada ne arıyorsunuz?''
Evan nefes aldı ve Young ile aynı anda tuttukları afişi açtı. ''TA TADAM!''
COCO COLA yazan bir afiş vardı.
''Coca-cola'yı yanlış yazmışsın.''
Evan gözlerini devirdi ve afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?"
Ona baktım. "Sen gerizekalısın."
Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."
Young mırıldandı. ''Beğendin mi?''
''Hayır, yanlış yazım gibi duruyor.''
Young gözlüğünü düzeltirken, Evan onu inanılmaz bir etki ile izledi. Büyük ihtimalle animelerdeki inek çocuğun gözlüğünü düzeltirken oluşan ayna ve havalı ses efektleri beyninde canlanmıştı. ''Senin kelime haznenin bu kadar küçük olduğunu biliyorduk.''
Evan kafasını salladı. ''Coco, yazdığım an da Young senin anlamayacağını söyledi.''
Young sırıttı ve bana baktı. ''Çinlisin.''
Young afişi rulo haline getirdi ve aynı hızda mutfaktan çıktı. ''Senden nefret ediyorum.''
Evan mutfak tezgahına uzanıp bir müşterinin patatesinden aldı. Ağzına attı ve bana döndü. ''Kalan turtaları eve getir.''
Mutfaktan çıktıktan sonra zil sesini duydum. ''Sandviç ve akşam yemeği!''
Gözlerimi devirerek hızla siparişleri almaya gittim. Mutfaktan çıkıp müşterilere yemeklerini verdikten sonra Christina'da içeceklerini getirdi. Başka bir masaya gitmek üzereyken Uliues kafenin camına yapıştı.
Korkuyla irkildim. O sırada camın arkasından dudaklarını kıpırdattı.
'Şaplak attı'
Kaşlarımı çattım. Ne? Uliues bir çocuk gibi sevinç gösterisi yaparak kafenin kapısına yürüdü. Şaplak atılmasına mı sevinmişti.
Bir dakika, ne?
Uliues kafenin içine girdiği anda yanıma yaklaştı. ''Sana kim şaplak attı?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."