Evan'ın odasında yatıyordum. Evan banyodan çıktığında müziğin sesini biraz kıstım. ''Eee, ne yapacaksın şimdi?''
''Donumu giymekten başka mı?''
Gülerek kolumu büküp biraz dikleştim ve ona baktım. ''Yani biliyorsun, seni birkaç kez rehberlik odasına girip çıkarken gördüm.''
Evan havlusu belindeyken donunu giyip hızla havlusunu yatağının üzerine attı. Havlusu benim yanımda durduğu anda ortamın iyice kirlendiğine karar verip ayağa kalktım ve camın kenarında olan koltuğa oturdum. Evan dans ederek dolaptan kıyafet alıyordu.
Cehennem böyle bir şey.
Koltuktan ona doğru baktım ve üzerine sadece bir eşofman geçirdi. "Cevap verecek misin Evan?"
"Ne dememi bekliyorsun Morris?"
"Hangi üniversite seni kabul edecek gibi duruyor?"
Evan derin bir nefes aldı. "Sadece öğrenmek istemiştim Morris, gitmeyi düşünmüyorum. Zaten paramızın da olduğunu sanmıyorum."
Kaşlarımı çattım. "İkimiz de çalışıyoruz Evan okul paranı her türlü çıkartırız. Nereye kabul edilme ihtimalinin yüksek olduğunu söyle."
Evan o gülümsemeyi yaptı. Dondurma alacak tek paramız olduğunda sadece bana alırken yaptığı o gülümsemeyi yaptı. Çok istediği ama kimseye istediğini belli etmeme şekliydi bu.
Ona bunu hiç söylemedim ama neyse.
"Columbia Üniversitesi."
Şaşkınlıkla onun suratına baktım. "New York?"
Ağabeyim kafasını salladı. Ellerimi ağzıma götürdüm. "Aman Tanrım!"
Eğer küçük bir kasabada yaşıyorsunuz böyle şeylerin olma ihtimali çok düşüktür. Babam bir yeni tür buluşçu gibi bir şey. Sürekli eğitimimizin önemini vurguladığında asla üniversiteye gitmeme gibi bir hayal kurmadık.
Evan omuz silkti. "Morris heyecanlanma git-"
"Kes şunu. İstiyorsun ve gideceksin."
Evan sertçe konuştu. "Morris senin hayalinin de o okul ve ben gidersem babam diğer sene senin okul paranı nasıl ödeyecek?"
Omuz silktim. "Burs almaya çalışırım. Hem kenarıya kendim için de para ayırdım. Bu kadar salak değilim!"
Kenarı para ayırmadım. Bu ev sadece babamın parası ile dönmüyordu. Evan'a bunu söylediğim an rahatlamış gibi gülümsedi. "Morris, New York!"
Gülümsedim onunla. "Geçen yaz Rusya'ya gidişimizi hatırlıyorsun değil mi?''
Evan mırıldandı. ''Harikaydı.''
''Değildi gece dışarı çıkmak için beni otel odasına kilitledin.''
Bana doğru döndü. ''Mini barın hepsini içmişsin gerizekalı!''
''O seni cezalandırmak içindi.''
Evan kahkaha atarak ıslak ve kıvır kıvır olan saçlarını yukarıdan topladı. Benim de saçlarım kıvır kıvırdı fakat Evan kadar değildi.
Biraz sonra söyleyeceğim şey hayatımızın gidişatını değiştirecekti. Hayır direkt değiştirecekti. Evan, aşık olacağı kız ile tanışacaktı ve biz aptal bir grup kuracaktık. Evan birkaç ay sonra evden taşınacaktı.
''Biliyor musun, aşağıya yeni bir bar açılmış gitmek ister misin?''
Evan sert nefes verdi. ''Neredeyse tüm lise oraya toplanmıştır.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."