Uliues ile beraber konuşmanın kritiğini yapıyorduk. Uliues iç çekti. "Bu çocuk takılmak istiyor."
Kafamı salladım. "Evet, takılmalık istesen daha yakışıklı çocuklar tanıyorsun."
İkimiz de bir an göz göze geldik. Regl ve hormonların hareketliliği ile Uliues ile kendimizi attığımız bir bar vardı. Burada birkaç çocuk gözüme kestirir ve onlarla yatmaktan başka bir şey yapmazdık. Fakat Uliues artık sevmek ve sevilmek istiyordu. En azından kafasında buna karar vermişti.
Benim tek düşündüğüm, üniversite hayalim.
Uliues kendini koltuğa atarken mırıldandı. "Neden bu kadar zor bu işler?"
Trav tam o sırada mırıldandı. "Aşk, iki tarafın sevgi çatısı altında birbirlerini öldürdükleri bir olay."
Uliues ile aynı anda ona doğru döndük. Trav ilk omuzlarını kaldırdı ve ellerini açtı. Şaşırmış bir şekilde konuştum. "Senin hep duygusal zekanın düşük olduğunu düşünürdüm."
Trav kafasını salladı. "Öyle zaten, kadınları anlamıyorum. İnsanların neden nezaket ya da iyi bir duruş sergilemek için yapmak istemedikleri şeyleri yapmalarını anlamıyorum. Yani bilmiyorum bunlar çok mantıksız. Neden herkes düz ve net olmuyor?"
Uliues parmağını çenesinin altına koydu. "Beynin var."
Trav saçlarını arkaya doğru yatırıp gülümsedi. "Çok sıkıldığımda kullanıyorum."
Evan kahkaha atarak garaja girdiğinde hepimiz irkildik. "DEĞERLİ GRUP ÜYELERİM TARZIMIZI BULDUM!"
Young ile içeriye coşkulu bir şekilde girdi. Young daha çok zorla getirilmiş gibiydi gerçi.
"Çıplak çıkmayacak mıydık?"
Uliues Trav'e döndü. "Anlaşılan sıkılmıyorsun şu an. Çünkü beynin olduğuna dair hiçbir iz olmadan bir cümle kurdun."
Trav ona baktı. "Ne?"
Uliues ile kafamızı salladık. "Evet yok."
Evan heyecanla konuştu. "HEPİMİZ TAKIM GİYECEĞİZ!"
Young konuştu. "Onu vazgeçirmeye çalıştım."
Evan kimseyi takmayarak konuştu. "Resmi ama serseri."
Elimi alnıma koydum. "Sen gerçekten hayal dünyanda ne yaşıyorsun?"
Trav kol kasını gösterdi. "Ben performans sonunda hep tişörtümü çıkartırdım, gömleğimi çıkarsam sorun olur mu?"
Uliues ona döndü. "Sence tek önemli olan bu mu?"
Trav hepimize baktı. "Değil mi?"
Evan yeniden konuştu. "Morris ve Uliues siz elbise gibi uzun olan gömleklerden giyeceksiniz. Tercihimiz gri."
Gözlerimi devirdim. "Tercihi de varmış."
Eduard o anda garajın camına yapıştı. "MERHABA MORRIS!"
Kalbimi tutarak mırıldandım. "Yüce isa!"
Eduard içeri geldiğinde bana gülümsedi. "Bugün çok güzel görünüyorsun."
Evan boğazını temizledi. "Kardeşimi sinir etmen hoşuma gidiyor Eduard ama şu an grup adına önemli bir karar almaya çalışıyoruz."
Trav, Young'ın gözlerinin kenarına dokundu. "Göz kenarlarını geriye doğru çekersen daha çekik gözlü olur musun?"
Young elini kaldırdı. "Ben Trav'i gruba alınmasını onaylamadım. Hala onaylamıyorum. Sokaktan bulduğumuz bir çocuk ve zekasız olması bir yana içimizden birini bile öldürebilir. HEM DE YANLIŞLIKLA!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."