Uliues bağırarak dolabımın kapağını kapattı. ''NASILIZ?''
Çekingen bir şekilde etrafa baktım. ''Tüm liseye mi soruyorsun yoksa sadece beni mi kast ettin?''
Az ötemizde olan olaya tanıklık ettik. ''Jordan'ı sevdiğini duydum Stace.''
Diğer ponpon kızlar gülerek konuya dahil oldu. ''Meggie, kızın hayallerini yıkma. Belki ileride daha güzel bir kız olur.''
Hepsi durdu ve daha sonra kahkaha attılar. Uliues ile korkunç bir şey görmüş gibi birbirimize baktık. Yanımızdan ponpon kızlar geçerken Uliues gülerek onları gösterdi. ''Onları umursayacak gibi miyim?''
Ona tam gülmek üzereyken güzel kızlardan birisi dediğimizi duydu. ''Pardon?''
Uliues omuz silkti. ''Varlığın ile yeterince hayatımızı mahvettin çok geç bir 'pardon' oldu.''
Birkaç saniye yüzümüze öylece baktılar. Yanlarındaki kızlardan biri konuştu. ''Ben anlamadım.''
''Sen ne dediğini sanıyorsun?''
Uliues ellerini kaldırdı. ''Çok net konuştum.''
İçlerinden en güzeli bir adım attı ve önümüzde durdu. ''Ayağını denk al yoksa-''
''Yoksa bizi aranıza almayacak mısınız? Hakkımda kötü dedikodular mı çıkartacaksın? Yoksa Jordan bana gelip çok çirkinsin mi diyecek? Tanrım çok klişesiniz. İnsanların sizin düşüncelerini neden umursadığını anlamıyorum.''
Kafamı salladım. ''Uliues, yaktın bebeğim!''
O anda kalabalık gittikçe arttı. İçlerinden biri kızı çekiştirdi. ''Boşver Meggie, kimle uğraştıklarının farkında değiller.''
Jutes bağırarak geldi. ''KAVGA!''
Kahkaha atarak onu ittim. ''Ponpon kızlar etek giymiş, belki başka zaman Jutes.''
Dördü yüzümüze aptala dönmüş gibi bakarken üçümüz delicesine eğlenerek güldük. Gerçekten bu salak insanları dinleyenler ve onların ettiği laf için ağlayan kızlar vardı. Tanrım, çok acıyorum onlara.
''Her neyse, bu akşam için hazır mısın?''
Gözlerimi ponpon kızlara çevirdim. Hala Uliues ve bana bakıyorlardı. O anda onlarla tekrar konuştum. ''Konuşma bitti gidebilirsiniz.''
Uliues belki de en sinir bozucu bir şekilde dönüp konuştu. ''Bunlar hala burada mı?''
Ve kalabalıktan o 'ooo' sesi geldi.
Dört kız birden bağırarak konuştular. İçlerinden Meggie çıldırmış gibi Uliues'ın üstüne doğru koşmaya başladı. Üstüne atlayacaktı!
Yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Birden elimdeki kitapları kenara attım ve kızın yüzüne yumruk geçirdim. Geçirdiğim yumruk ile yere yığıldı anda okulda ölüm sessizliği oldu.
Uliues tüm ciddiyetsizliği ile elini ağzına kapatıp gülmemeye çalıştı ve sonra yüksek bir kahkaha patlattı. ''TANRIM BOK ÇUVALI GİBİ DEVRİLDİ!''
Jutes'de kahkaha atmaya başladığında kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Tüm okul ponpon kıza yaptığım bu hareketin şoku ile yaşarken Meggie bağıra çağıra ağlamaya başladı.
''Bana nasıl vurursun?''
''Takma tırnaklarına zarar gelmesin diye hızlı bitirdim.''
Jutes ve Uliues yere yatıp kahkaha atarken okuldaki herkes yavaş yavaş gülmeye başladı. O sırada Müdüremiz geldi. ''Neler oluyor burada?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
Genel KurguEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."