Bacağımı masaya uzatırken yüzümde salak bir gülümseme vardı.
Babam elinde kahve ile mutfağa girdiğinde iki saniyeliğine bakıştık. ''Ne yapıyorsun?''
''Düşünüyorum?''
Babam nefes aldı. ''Lütfen, geleceğimi düşünüyorum de.''
Gülümseyerek ayağımı masadan çektim ve sabahlığımı düzeltip gülmeye başladım. ''Bir çocuk var.''
Babam kafasını arakaya attı. ''Tanrım! Hayır!''
Kahkaha atarak konuştum. ''Gerçekten konuşmamız lazım baba.''
''Hayır, senin buraya kucağında bir bebekle falan gelmeni istemiyorum. O çocuktan kurtul sen profesör olacaksın! Eğitimin ve kariyerin her şeyin üzerinde olmalı.''
Kaşlarımı çattım. ''Kafanın içinde drama çok fazla ve ayrıca ben profesör falan olmak istemiyorum.''
Babam elini bana doğru uzattı. ''Morris, bunu sadece ben duydum ve hemen şimdi sözünü geri al.''
''Baba sosyoloji okumak istiyorum.''
''Harika, git erkeklerin soylarının olmadığı bir topluluk hareketi başlat?''
''Lezbiyenliği desteklediğini mi söylüyorsun?''
Nefes aldım ve onunla konuşmaya çalışırken babam masaya oturdu ve elimi tuttu. ''Morris, Uliues ile çok yakışıyorsunuz.''
Elimi hızla onun avucundan çektim. ''BABA HAYIR!''
Babam kahvesinden içerken mırıldandı. ''Neden böyle düşünüyorsun? Çok fazla paranız olana kadar çocuk yapma ihtimaliniz çok düşük.''
''Baba, lütfen.''
Babam kafasını salladı. ''Tamam dalga geçiyorum, çocuğa bakarım ama o herif bu evde yaşayamaz.''
Ellerimi açtım ve bağırdım. ''BABA HAMİLE DEĞİLİM!''
''İşte bu yıllar boyunca duymak isteyeceğim bir şey.''
Gözlerimi devirdim ve kahve makinesine doğru yürüdüm. Bardağımı çıkartıp kendime kahve koydum. Buzdolabına yürürken konuştum. ''Bu korku da nerden çıktı ayrıca?''
Babam yüzünü ekşitti. ''Rob'un kızı hamile kalmış. O gereksiz çocuk da onunla beraber kalacaklarmış.''
''Onun kızı Harvard'a gitmiyor mu?''
Babam kafasını salladı. ''Evet. Korkunç değil mi?''
''Kaç yaşındaydı?''
''21.''
Gözlerimi açtım ve kahvemden içtim. ''Korkunç.''
Babam biraz gülümsedi. ''Ne kadar kötü olduğunu hissettiğine göre şunu söy-''
''Sakın bana cinsel ilişkide şunlar dikkate alınmalı konuşmasını açma.''
''Ama dinlemelisin çünkü biz annen ile evlendikten sonra sizi dünyaya getirmeye karar verdik. Biliyorsun annen ile üniversiteden beri beraberiz. Yani benim salaklığıma denk gelse ya da annen hap alm-''
''BABA!''
Babam ellerini kaldırdı. ''Tamam hiçbir şey demedim.''
Ellerimi açtım ve kahvemi masaya koydum. Masanın üzerinde olan telefonuma baktım ve gelen mesajları kontrol ettim. Aramızda küçük bir sessizlik olurken babam mırıldandı. ''Kim bu çocuk?''
Gözlerimi ona diktim. ''Gerçekten bilmek istiyormuşsun gibi davranmana gerek yok.''
Babam gülerek kafasını salladı. ''Hayır, gerçekten bilmek istiyorum. Seni benimle konuşmaya iten şey ne?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."