Uluies bana döndü.
"Benden bir şey saklıyorsun."
Alnıma yapıştırdığım yazı üzerinde şu yazıyordu. 'Bana bugün senin hakkında bir şey sorma.'
Kafamı sağ sol yaparak 'hayır' dedim. Tabii bunun yeterli olmadığını anlayınca konuştum. "Senden bir şey saklamıyorum. Sadece bugün, tüm günümü senin hakkında olan bir şeylerle öldürmek istemiyorum."
Uluies kaşlarını çattı. "Yani benden bir şey saklıyorsun."
Jutes dolabımın yanına geldi. Daha sonra derin bir nefes aldı ve bana baktı. "Morris şu aptal hareketi yapma. Herkes artık herkes Uluies hakkında bir şey gizlediğini biliyor."
Uluies kafasını sallayarak ellerini göğüsünde birleştirdi. "Ne oldu?"
Bu bilginin ağırlığı ile bağırdım. "Bir şey yok beni sıkıştırma artık!"
Asla gelmesini istemediğim insan geldi.
Young ellerinde defter ile geldi. "Sen hayatımda gördüğüm en gerizekalısın."
Durdu ve 'bir dakika' işareti yaptı. "Hayır, görüp görebileceğim. Hatta iddiayı artırıyorum Uluies'in bile görüp görebileceği en gerizekalı insansın."
Gözlerimi devirdim. "Ben burda-"
"Söyledin değil mi hemen?"
Uluies bana baktı. "Young'da mı biliyor?"
Young bir anda güldü. "Beni küçümsedin mi biraz önce? Bu okulun bir A'sı ya da Gossip Girl'ü olsaydı ben olurdum güzelim."
Bir adım geriledi ve kafasını 'hayır' anlamında salladı. "Sana genlerimle vermeyi düşünmekle bir hata yapmışım."
Uluies kaşlarını çattı. "Ne?"
Young post-it'lerinden birini çıkarttı ve bir şey yazmaya başladı.
Uluies isyan etti. "KONUŞ ARTIK!"
Nefes verdim. "Travis'i bateri çalarken gördükçe etkileniyorum."
Uluies bana baktı. "Ne?"
Jutes bir anda kolunu dolabımdan çekti. "Ne?"
Young post-it'i çıkarttı ve alnımın ortasına tam da yazının üzerine yapıştırdı. Ve gitti.
Yazının üzerine şu yazıyordu. 'Burası boş'
Hahaha. Beynim yok. hahah.
Bilmiyorum, belki.
Ama bu kadar kolay pes edecek değildim. YAŞAYACAKTIM!
tek omurgalı olarak...
Jutes kaşlarını çattı. ''Sen Aron ile beraber değil misin?''
Dudaklarımı yaladım ve kafamı salladım. "Mesela bu, aldatmaya girer mi?"
Uluies sessizleşti. Jutes mırıldandı. "Elbette aldatmaya girer- ama şimdi Travis ve yani... Bir film yıldızından etkilenmek gibi... Ne bileyim, yani... Cevaplayamadım belki şıklar Travis'ten oluştuğu için de olabilir bilmiyorum."
Uluies kollarını aşağıya indirdi ve gözlerini kıstı. Göz teması kesinlikle benimle kurmuyordu. Gözlerimi kıstım. İşte şimdi bir şey düşünüyordum.
Jutes sırasını devretti. "Uluies ben bu soruyu cevaplayamacağım. Sen gir."
Uluies durdu ve birkaç kelime etti. "Yani, bilemiyorum."
Telefondan saatine baktı ve gereksiz bir şekilde işi çıkmış gibi davrandı. "Her neyse, benim kütüphaneye gitmem gerek. Kapanmadan bazı kitapları iade edeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."