Dudaklarımı yaladım ve düşündüğüm tek şey o idi.
''...değil mi Morris?''
''Ha?''
Kaşlarımı çatarken bakarken Uliues elindeki kalemi bıraktı ve nefes aldı. ''Neler oluyor sana?''
''Bir şey yok sadece salonumuzun ortasına üçünüzde kusunca onu temizlerken beyin hasarı geçirmiş olabilirim.''
Uliues gözlerini devirerek ödevini tamamlamaya devam etti. ''Bak hatalarımı ve kustuğum her yeri yüzüme vuracaksan bu arkadaşlık nasıl samimi olabilir?''
Güldüm. ''Yaptığın her şeyi yüzüne vurup utanmanı bir an olsun sağlayarak.''
''Ama utanmıyorum.''
''Bu seni yüzsüz bir yakın arkadaş yapar.''
Uliues elini kaldırdığı anda Jutes onun yumruğunu öptü. ''Mükemmel bir hafta için mükemmel bir başlangıç yapmış bulunmaktayım! Kim benimle ölüyor?''
Jutes'i yeniden kimse takmadığında Uliues bana doğru döndü. ''Her neyse,beni erkeklerin yemek yeme şekilleri tahrik ediyor.''
Kaşlarımı çattım. ''Ne?''
Jutes bir anda yanımıza oturdu. ''Uliues bu kadar azmış olamazsın.''
Uliues gülerek açıklama yaptı. ''Hayır, yani şöyle. Yemek yerken baş parmağını yalamaları falan beni inanılmaz tahrik ediyor. Bu yüzden, Rob'u hatırlıyorsunuz değil mi? Onunla bu yüzden tamda hamburger yerken beraber olmuştum.''
Jutes kusuyor taklidi yaptı. ''Sanırım biraz önce mideme bir kusmuk gölü oturdu.''
''Uliues bu iğrenç.''
Uliues kollarını bağladı. ''Seni ne tahrik ediyor?''
Bunu söylediği anda Aron'ı düşündüm. ''Sanırım, özgüven ve '' nefes aldım. ''Bir his vardır. Senin her zaman yanında olacağını hissettireceği bir his."
Dudağımı yaladım ve kafamı salladım. "Evet bu histen hoşlanıyorum."
Jutes ve Uliues bana garip garip bakıyorlardı. ''Bu ne saçma bir tahrik olma. Burada seksten bahsediyoruz edebiyattan değil.''
Uliues'ın seks demesini tüm okulun kantini duyduktan sonra Uliues gözlerini devirdi. ''Ben lanet bir kaldığım ve leylekler tarafından geldiğimi orgazm yaşayarak reddettim şimdi önünüze dönün.''
Jutes birden kahkaha patlattık. ''Sana bayılıyorum Uliues.''
Uliues nefes aldı. ''Biliyorum.''
&
Patenlerimin üzerinde iken kollarımı tezgaha dayadım ve kimya ödevimi tamamlamaya çalıştım. Müdürüm bağırdı. ''Masa 5!''
Kalemimi bıraktım. ''Geldim.''
Eteğimin cebinden adisyonumu çıkartıp saçımın içinden kalemimi çıkarttım. Masaya patenlerim ile geldiğimde Aron yüzünden mönüyü çekti. ''Arkadaşların kustu mu?''
''Bunu teyit etmek için çok fazla yol kat etmiş olmalısın.''
''İyi ki Oliver Evans arabayı icat etti o zaman.''
Başımı eğdim. ''Henry Ford?''
Aron gülümsedi. ''Küçük cehaletini yok sayıyorum.''
Gülerek kalemimi adisyona bastırdım. ''Siparişin?''
''Ne zaman çıkıyorsun?''
''Öyle bir şey satmıyoruz. Ama patronum bana sarkıntılık yapanlara özel olarak kıçlarına yeni bir çıkış açabiliyor.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
Ficción GeneralEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."