Koşudan geldim ve babam ile bakıştık. Hızlı bir şekilde buzdolabından su şişesi açıp içerken babam mırıldandı. ''Neden mutlusun?''
Gülümsedim. ''Çünkü Aron.''
Babam gözlerini devirdi. Nefes alıp verdiğimde hızlı bir şekilde konuştum. ''Kurabiye yapacağım.''
Babam kaşlarını kaldırdı. ''Sağlıksı şe-''
''Yulaflı ve kuru üzümlü.''
Babam gülerek konuştu. ''Kurabiye değil o.''
Kaşlarımı çattım. ''Kurabiye kaplarına koyacağıma göre, kurabiyedir.''
Babam gözlüğünü düzeltti. ''Dövmeli her yerinden sorumsuzum ben diye bağıran ço-''
''Aron.''
''Evet, adı aklıma gelmedi.'' Kafasını salladı ve sözüne devam etti. ''Ona, bu yeme alışkınlıklarını sakın söyleme. Gerçekten onun da hayattan aldığı zevki bozmana gerek yok.''
Elimdeki su şişesinden biraz su ona sıçrattım. Babam gülerek profesör konuşması yaptı. ''Yıllar sonra o elindeki suya balıkların ihtiyacı olacak.''
Gözlerimi devirerek mutfaktan çıkışını izledim. Suyumun yarısını içtikten sonra derin bir nefes aldım ve etrafa baktım. ''EVET HAZIRIM!''
Gözlerimi saate çevirdiğimde okula gideceğimi hatırladım. ''Siktir, hazır değilim.''
&
Okula geldiğimde kütüphanede bizimkilerle otururken elimde nintendo vardı. Hala bunu atmadığım ve oynama şansına ulaştığım için mutluydum. Çünkü oyun oynamak en sevdiği şeydi. Jutes yanağımdan öptü ve Uliues gülerek bana baktı. ''Mesajını çok geç gördüm, ne oldu?''
''Aron beni New York'a götürdü.''
Jutes yanıma otururken güldü. ''Vay canına, sevgiliye bunun için ihtiyaç var.''
''Ve seks.''
Jutes bir anda gülümsemeye başladı. Gözlerimi devirerek onlara baktım ve daha sonrasında kaldığım yerden devam ettim. ''En seksiz öpücüğümü onun dudaklarına bıraktım.''
Uliues bana beşlik çaktı. ''Benim kızım!''
Jutes kafasını salladı. ''Güzel! Arabada seviştiniz mi sonra?''
''Hayır.''
Jutes kaşlarını çattı. ''Hikaye bu mu? Bu kadar mı?''
Uliues onu dürttü. ''Sessiz ol.''
Onlar tartışmaya başladığı sırada telefonuma gelen mesaj sesi ile irkildim. Telefonumu çıkarttım. İki kişiden mesaj vardı.
Babam: Yarın akşam annen yemek veriyormuş. Kartına para attım bir şeyler al kendine.
Ben: Evan gelecek mi?
Babam: Evet.
Ben: Lauren?
Babam: Evet. Ayrıca fazla şey sorma küçük klavyeden yazmak zor.
Ben: Ben de Aron'u getireceğim.
Babam: Klavye küçük ara kavga edelim :)
Tahmin edeceğiniz gibi aramadım. Çünkü benim istediğim olacaktı. Aslında Aron'ı hiç aile ortamıma sokasım yoktu fakat Evan bana ters bir şekilde 'onunla görüşme' dediği için beraber olduğumuzu gözüne sokasım gelmişti. Diğer mesaja baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."