Koltuktan kafamı sarkıttım. Young salonun ortasında yürüyor bir yandan da burnunun üzerindeki gözlüğünü düzeltiyordu. Nefes aldım. ''Ne yapacağız.''
Travis bir şeyler mırıldanmaya başladı. ''Bu sefer cover yapalım yeni şarkıyı hazırlayamayız.''
Yavaşça ona döndüm. ''İkisini de yapamıyoruz, biliyorsun.''
Travis gözlerini büyüttü. ''Sesin oldukça iyi Morris. Ayrıca Uliues var. ''
Uliues gülümsedi. ''Tatlı çocuklar için vardım ama sonuçta varım. Yani evet.''
Jutes içeri haykırarak girdi. ''MERHABA GENÇLER.''
Bir anda durdu. ''Oh naber Roy.''
Babam Jutes'e dikkatle baktı. ''Rusya'da önemli bir soyun tehlikede olduğunu biliyorsun değil mi?''
Jutes güldü. ''Umarım benim soyum değildir.''
Roy kafasını salladı. ''Neden hala Amerika'dasın?''
Jutes kaşlarını çatarak salona göz gezdirdi. ''Özür dilerim.''
Babam hayıflanarak yukarı çıktı. Jutes kahkaha atarak geldi. ''Nabersiniz?''
Kollarımı yere bıraktım. ''Bitik.''
Trav mırıldandı. ''Dağınık.''
Young yere oturdu. ''Karışık.''
Uliues gözlerini gezdirdi. ''Sersefil.''
Jutes ellerini şaplattı. ''Harika! Ben de okuldan birkaç çocuğa bilet sattım. Sizin üzerinizden para kazandığımı söylemiş miydim?''
Kafamı salladım. ''Cover yapabiliriz.''
Tüm grup arkadaşlarım da yavaş yavaş kafalarını salladılar. Jutes yanıma oturdu ve kafamı koltuktan aşağı sarkıttığımı gördüğünde göbeğimi okşadı. ''Seninle bir şey konuşmam lazım.''
Kafamı kaldırdım ve nefes alarak herkes gibi düzgün oturdum. ''Ne oldu?''
''Evan ile ilgili.''
Tek kaşımı kaldırdım ve zorla nefes aldım. ''Pekala.''
&
Jutes ile evden uzaklaştık ve arabamdan indiğimizde bir parktaydık. Jutes gözlerimin içine baktı. ''Morris, özür dilerim ama bunu yapmam gerekiyordu.''
Kaşlarımı çattım. ''Ne?''
Arabadan çıktığımızda bize doğru gelen birini gördüm.
Kalbim tekledi. Yemin ederim içime kadar titredim.
Fakat gelen Evan değildi. Lauren idi. Lauren utangaç bir tavırla benim yanıma geldi. ''Merhaba Morris.''
Gözlerimi devirdim. ''Jutes benim arkamdan iş mi çeviriyorsun?''
''Bence dinlemelisin Morris!''
Bağırarak arabaya doğru gitmeye başladım. ''DİNLEYECEK BİR ŞEY YOK!''
Lauren konuştu. ''Amacım Evan ile arana girmek hiçbir zaman olmadı Morris.''
Ona döndüm. ''Biliyor musun, umurumda değil.''
Lauren bir adım daha attı. ''Evan'ın sana ihtiyacı var.''
Tek kaşımı kaldırdım ve arabanın kapısından elimi çektim. ''Elbette var. Her şeyde onun yanında olan sadece bendim.''
Lauren kafasını salladı. ''Eğer seninle konuştuğumu bilse beni gerçekten affetmez ama,''
Kafasını öne eğdi ve daha sonra etrafa baktı. ''Evan mezuniyetine seni çağırmayacak. Daha sonrasında yüzünü görmemek için de üniversite için şehir dışına çıkacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."