Uliues ile içip eve geldiğimizde biraz çakır keyfi havasındaydım. Babam salondan bağırdı. ''KİM O?''
Gülerek salona yürüdüm. ''Biz geldik?''
''Üst kata kusuyorum Morris.''
Uliues'i merdivenlerden çıkarken izledim. ''Tamam.''
Babam bana döndü. ''İçirme şu kıza.''
Güldüm. ''Hemen sarhoş olmasına çok imreniyorum.''
Babam gülümsedi. Masadaki aburcuburlara baktı. Kaşlarımı çatarak kurabiyelerden bir parça aldım. ''Bu kurabiye nerden geldi? Yoksa çöpçatanlık peşinde misin?''
Babam gülerek belgesel izlerken mırıldandı. ''Lauren evde yapmış getirdi. Evan ile buradalardı.''
Elimdeki kurabiyeyi birden tabağa bıraktım. Sinirle nefes aldım. ''Niye bu kızı evimize getirip duruyor?''
''Bence tatlı bir kız.''
''Kutup ayıları falan tatlı o kız, sinsi.''
Babam gülerek bana döndü. ''Kutup ayıları demişken, belki Norveç'e gidebilirim. Soyu tükenmekte olan bir-''
Babamın lafını kestim. ''Nereye gittiler?''
''Evan mı?''
''Evet.''
Babam nefes aldı. ''Burada soyu tükenmekte olan hayvanlardan bahsediyorum ve ağabeyinin sevgilisi ve o daha mı önemli?''
''Orada elinden gelenin en iyisini yapabileceğini biliyorum. O yüzden sıradaki konu Evan nerde?''
Babam suyundan içti ve bana baktı. ''Annenin buzdolabını doldurmak için alışveriş yapmaya gittiler.''
Ve sinirlerim kesinlikle bozuldu. ''Annemle tanıştıracak Lauren'i?''
''Bilmiyorum ama düşünüyordu. Benimle geçen konuştu.''
Gözlerimi devirip güldüm. ''Daha iki haftadır falan beraber bu çocuk salak mı?''
Babam belli ki benimle ilgilenmiyordu. Birden belgesel kanalına bağırdı. ''Seni göt o Felidae türü!''
Ellerimi kolumda bağladım. ''Kesinlikle salak.''
Babam televizyona küfredip kanalı değiştirdi. ''Sersemler, işini düzgün yapmayan araştırmayan insan topluluklarından nefret ediyorum.''
Masada duran kurabiye tabağını aldım ve mutfağa yürüdüm. Çöp kutusunu açıp tabağın içindeki tüm kurabiyeleri çöpe attım. Elimdeki tabağı hızla lavaboya atıp merdivenlerden çıktım. Uliues bana mesaj atmıştı. ''Kusucam saçımı tut.''
Gözlerimi devirerek odamdaki tuvalete girdim. Eğilip Uliues'in saçını tuttum. Öğürmeye başladığı anda onun videosunu çektim ve sonra telefonumu cebime attım. ''Evan, Lauren'i annemle tanıştıracak.''
Uliues kustuktan sonra dolu gözleri ile klozetten kafasını çekti. ''Nerden biliyorsun?''
''Babama söylemiş.''
Uliues birden öğürdü ve kafasını yeniden klozete uzattı. Saçını uzaktan tutarak ayağa kalktım. ''Uliues dışarıya sıçratma.''
Kusması bittiği anda konuştu. ''Kusarken hedefi tutturmaya çalışıyorum çünkü (!)''
Uliues kusması bittikten sonra birkaç kez yutkundu ve bende saçını bırakıp içeriden ona su getirdim. Elini yüzünü yıkadıktan sonra ona uzattığım suyu aldı. Suyu açıp kafasını arkaya yasladı. ''Ah, kafam artık yavaş hareket ediyor.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."