Young havalı bir giriş yaparak gözündeki gözlüğü çıkardı. ''Lideriniz geldi!''
Gözlüğünü çıkardığı anda gözlerini hafifçe kıstı ve yanındaki zigona çarptı. ''Ah, göremiyorum.''
Gözlüğünü tekrar giydi ve nefes aldı. ''Her neyse, liderin planı var.''
Gözlerimi devirdim. ''Öncelikle sen lider falan değilsin. İkincisi ne planı?''
''Tekrar sahneye haftaya çıkacağız ve grupları incelemeliyiz.''
Kaşlarımı çattığım anda Trav bağırarak girdi. ''ROCK BEBEĞİM!''
Trav Uliues'e döndü. ''Bir sonraki öpüşmemizi ne zaman yapıyoruz bebeğim?''
Uliues gözlerini devirerek kusuyor numarası yaptı. Young bir anda konuya girdi. ''HAYIR! GRUP İÇİNDE AŞK, SEKS VE UYUŞTURUCU YOK! DUYDUNUZ MU?''
''Bu kalitesiz Netflix filmlerine benziyor.''
Uliues güldü. ''Grubumuzun ismi Coco-Cola!''
Trav Uliues'e baktı. ''Gruptan ayrılalım mı güzelim?''
''Siktir git Trav.''
Young parmağını kaldırdı. ''Uzaktan serseri bir havamın olduğunu biliyorum. Bu yüzden insanlara gördüklerini, vurgulayacağız.''
Kaşlarımı çattım. ''Kimyadan A alan converseli bir ineksin.''
Young çenemi tuttu. ''Morris, serseri duruyorum ve sen sümsük gibi duruyorsun.''
Ellerimi havaya kaldırdım. ''Çinlisin sen! Sizi herkes ürüyor diye biliyor.''
Young bir anda kaşlarını çattı. ''Senden nefret ediyorum.''
Young beni yine görmezden gelerek sözlerine devam etti. ''Her neyse, birkaç grup sahne alacak onların listesini çıkardım ve not alacağız. Provaları öyle yürüteceğiz.''
Uliues bira almak içi eğildiğinde, Trav boynunu büküp Uliues'in götüne baktı. Hızla ona vurdum. ''Trav.''
''Pardon,''
''Tamam, Young.''
Young bana baktı ve kollarımı tuttu. ''Morris, bu çok önemli bir görev. Kılık değiştirmeli ve piercing ya da dövme yapmalıyız.''
Dudağımdaki piercingi gösterdim. Kollarımdaki dövmeleri gösterdim. ''Young, kendi adına konuş.''
Young başını 'hayır' anlamında salladı. ''Tam özentisin.''
Gözlerimi devirerek elindeki kağıdı aldım. Uliues uzun eteği ile yanıma geldi. ''Gerçekten havalı duruyorsun.''
Gülümsedim. ''Teşekkürler.''
Young gözlerini kıstı.
&
Young beni evden aldığında üzerimde askılı kısa tişört ve mom jean vardı. Saçlarımı her zamanki gibi birkaç metre ileriden görülebilecek şekilde kabarık bıraktım. Nefes aldım. Young tam karşımda bugün giydikleri ile duruyordu. ''En azından şapka falan takabilirdin.''
Güldü. ''Etkilenirsin diye korktum.''
Gözlerimi devirerek babamın arabasının anahtarını aldım. ''Atla.''
Arabaya bindim ve Young yanıma oturdu. Young aslında Evan hakkında konuşmak istiyordu ama konuşmayacağını biliyordum. Arabada bu yüzden sürekli bir rahatsız edici bir sessizlik vardı. Bizim çıkacağımız mekanın karşı kaldırımındaki bar tarzı bir yere gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coco-Cola
General FictionEvan afişi bana uzattı. "Nasıl kokain yaptım grubumuzun ismini. Kelime oyunu falan. Serseri duruyor değil mi?" Ona baktım. "Sen gerizekalısın." Evan gülerek afişe tekrar baktı. "Ben de çok beğendim."