19

1.4K 85 15
                                    

"Nasıl olur da üzerime kusarsın!?"

Abimi zar zor eve getirmiştim ve yatırdığım yatakta yarım saattir azarlıyordum.

"Madem kusacaktın bana niye söylemiyorsun da alete biniyorsun!"

Abim artık beni dinlemekten bıkmış olacak ki sinirle nefes verdi ve bana kıçını döndü. Ben de boş durur muyum sizce? Durmam. 

İşaret parmağımı abimin poposuna batırdığımda abim birden yerinden sıçradı ve ateş saçan gözlerini bana çevirdi. Ben ise ona dil çıkardım.

Abim dayanamayıp gülmeye başladığında ben de ona katılarak güldüm. Daha sonra abim yatağında yana kaydı. Bende yanına uzandım ve ona sarılarak gözlerimi yumdum. Çok geçmeden o da ellerini belime sardı ve derin bir şekilde kokumu içine çekerek uykuya daldı.

1 hafta sonra

İki yılın ardında ilk defa okula gidecektim. Bu durum biraz... Garip. Heyecanlıydım. Biraz da korkuyordum doğrusu. Ama sadece şunu biliyordum ki okul çıkışlarında asla taksiye binmeyeceğim.

Yoongi mi? Ah onu çoktan unuttum. Ne yaptığı umurumda değil. Ben bir buçuk yıl boyunca yeterince çektim. Biraz da o çeksin. Ona aşık olmam bana yaptıklarını unuttuğum anlamına gelmiyor.

Her neyse.

Başımda zır zır öten alarmı kapatıp yataktan doğruldum ve lavaboya gidip çişimi yaptım. Yüzümü yıkayıp çıktım. Odama geri gelip lanet olasıca kilodumu gösteren eteğimi giydim ve gene lanet olasacıa kısa kollu üniformamı üzerime geçirdim. Kollarımı saklamam gerek. Çünkü hala yaralar duruyor. İz olsa çok belli olmazdı ama kıpkırmızı yara baya açık.

Üzerimi değiştirdimve mutfağa gidip ağzıma bir iki ekmem tıkıştırdım. Dişlerimi fırçalayıp makyaj masama oturdum.

Biraz fondöten sürüp göz altlarımdaki morlukları kapatıcıyla kapattım. Uykusuz gözükmemek için gözlerimin içine beyaz kalem sürdüm ve göz kapaklarıma görünmeyecek kadar ince bir eyeliner çektim. Daha sonra dudağıma hafif kırmızı renkli rujumu kore stilide sürdüm.

Saçlarımı ise iki yandan balıksırtı ördüm.

İşimi bitirince masadan kalktım ve sırtıma bir çanta geçirdim. Dışa kapıya kadar koşup abimin benim için aldığı spor ayakkabılardan birini seçip giydim.

Abimin ısrarları sonucu arabaya bindim ve abimi bekledim. bir yandan da kollarımı nasıl gizleyebileceğimi düşünüyordum.

Abim birden arabaya dalınca kollarımı birbirine dolayıp abime sahte bir gülücük yolladım. Abim arabayı çalıştırıp okuluma doğru sürmeye başladı.

"Çok şirin olmuşsun."

Abimin dediği şeyi duyduğumda ona şirin bir gülümseme gönderdim. Daha sonra aklıma gelen soruyu ona yönelttim.

"Sen peki? Çalışıyor musun? Okuyor musun?"

Abim biraz düşündükten sonra cevap verdi.

"Hiç biri. Seni bir ara oraya götüreyim."

"Nereye?"

"Geldik."

Camdan dışarı baktığımda okula varmış olduğumuzu gördüm. Abime veda edip arabadan indim ve emin olamayan adımlarla okula doğru yürüdüm.

Okul bahçesine girdiğimde fark ettiğim ilk şey herkesin grup halinde dolaştığıydı. En az beş kişilik arkadaş grupları vardı.

Okul bahçesinde yürümeye devam ederken erkeklerin arsız bakışlarını es geçerek bir kızı durdurup sordum.

"Müdürün odası nerede acaba?"

"Okula girdiğinde sağa dön düz gidersen karşına çıkar zaten."

Kıza teşekkür edip müdürün odasını bulmaya çalıştım. O sırada ders zili çalmıştı. Müdürün odası gözüme çarptığında kapıyı tıkatıp içeri girdim ve müdürden sınıfımı öğrendim.

11-C 

Sınıfımı bulduğumda heyecanım iki katına çıkmıştı. Kapıyı tıklatmak için elimi kaldırmıştım ki omzuma dokunan elle bakışlarım omzumun üstüne kaydı.


pain || mygHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin