Yoongi beni odada yalnız bıraktığında bağlı olan ellerimden kurtulmaya çalışıyordum.Cidden... Ellerim bağlı olmasaydı şu an saçımda tek bir tel bile kalmamıştı.
Oturduğum sandalyede bir ileri bir geri sallanarak kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Ama nafile. Bağırmaya devam ederken Yoongi yavaşça kapımı araladı ve içeri girdi.
"Sen... Sen neden bu kadar çok gürültü çıkarıyorsun?"
Kafamı iki yana sallarken nefes nefese konuşmaya çalıştım.
"Beni çöz lütfen. Uyuyacağım." Dedikten sonra odada göz gezdirdim. Hiç bir eşya yoktu. Ben de işaret parmağımla odanın köşesini gösterdim. "Orası rahat gibi duruyor."
Yoongi sırıtırken kafasını aşağı yukarı salladı ve beni çözdü. Moraran bileklerimi elimle ovuştururken kurumuş dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.
"Saol."
Yoongi kafasını aşağı yukarı sallayıp odadan çıktı. Ben de parmağımla gösterdiğim köşeye gidip kıvrıldım. Uyumak için gözlerimi yumdum fakat aklıma sadece Joon geliyordu. Bana bakıp gülümsüyor... Gülümserken kısılan gözleri... Bembeyaz dişleri...
Yüzümdeki hafif sırıtmayla beraber hafif uzamış tırnaklarımı tırtıklı duvarda gezdirdim ve duvarı kazıyarak bir şeyler yazmaya çalıştım.
Beceremeyince vaz geçip ellerimi kucağıma düşürdüm. Hiç dinmeyen gözyaşlarımdan dolayı buğulu gözlerimle tırnaklarıma bakmaya çalıştım. Görüntümü netleştirmek için bir kaç kez gözümü kırpıştırdığımda zar zor uzattığım tırnaklarımın kanamaktan görünmeyecek hale geldiklerini fark ettim. Onları umursamayarak gözlerimi yumdum ve uyumaya çalıştım.
.
.Gözlerimi zorlukla açtığımda karşımda endişeli bir Yoongi görmeyi beklemiyordum. Ellerimi ellerinin arasına almış endişe ile tırnaklarımı süzüyordu. Bir yandan da duvardaki yazıyı okumaya çalışarak gözlerini kısıyordu.
Beni fark ettiğinde endişeli gözlerini bana dikti. Hemen ellerimi bırakıp parmaklarını göz altlarımda gezdirdi. Cidden... Endişeli gözüküyordu.
"S-sen kendine ne yaptın böyle?"
"Be-" diyememiştim çünkü guruldayan karnım buna engel olmuştu. Cümlemi tamamlayamadan kafamı aşağı eğdim. Yoongi ise ayaklanmıştı ve kapıyı sertçe çarparak odayı terk etmişti.
Yoongi çıktığında baş ağrısından çatlamak üzere olan kafamı duvara vurmaya başlamıştım. Abim kim bilir ne yapıyordur şuan. Benim için endişelenmiş midir ki?
Kafamı vurmayı bıraktığım duvara yasladım ve gözlerimi yumdum. Buradan kaçabilir miydim ki?
Yoongi'nin yemek falan getireceğini düşünmüştüm fakat o gün boyu hiç gelmemişti. Ben ise gün boyu aynı poziyonda durup düşünmüştüm. Artık popom ağrımaya başlayınca oturduğum yerden yavaşça kalktım ve kapıya doğru yöneldim.
Kilitli olduğunu düşündüğüm kapıyı açmaya çalıştığımda hafif aralandığını fark ettim. Yüzümde hafif bir tebessüm belirirken ilk defa gördüğüm evi süzmeye başladım.
Çıplak ayaklarımla ses çıkarmadan yürümeye çalışıyordum. Gözlerim mutfağı arıyordu. Koridoru döndüğümde gözüme salonla birleşik mutfak çarptığında yüzümdeki tebessüm fark edilmeyecek kadar artmıştı.
Sessizce dolabın kapağını açıp dolabı karıştırmaya başladım. Her yer karanlıktı odayı sadece buzdolabından çıkan ışık aydınlatıyordu. Elime aldığım Nutella kavanozunu yavaşça masaya bıraktım ve ekmeklikten bir parça ekmek çıkardım.
Daha sonra çekmecelerden birini seçip yavaşça açtım. İçinde çatal ve kaşık vardı. Sanırım Yoongi bıçakları kaldırmıştı.
Omuz silkip elime bir kaşık aldım ve elimdeki kaşıkla Nutella'yı ekmeğe sürerek yemeye başladım.
Işıklar açılana kadar her şey mükemmel gidiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/144289466-288-k967741.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain || myg
ФанфикSeulgi, bir intikam uğruna hayatını mahveden Yoongi'ye dışından nefret kusarken, içten içe yanlış duygular besliyordu.