"B-bakın ben-"
"Yirmi beş yıl! Mahkeme sona ermiştir."
Kolumdan tutup sürükleyen polislere hala açıklama yapmaya çalışıyordum. Mahkemeye çıktığımda avukatım yoktu. Ya da her hangi bir tanığım. Tek ben vardım.
Beni karakolu götürüp hapse tıktılar. Parmaklıkların ardından onlara bağırarak açıklama yapmaya çalışıyordum ama kimse beni dinlemiyordu. Ellerim parmakları öyle bir sıkıyordu ki parmak boğumlarım bembeyaz olmuştu.
Kapıyı sertçe kapatıp gittiklerinde ellerimi güçsüzce parmaklıklardan çektim. Kafamı eğerken gözyaşlarımın süzülmesine izin vermiştim. Yavaşça geri geri gidip sırtımın duvarla buluşmasına izin verdim. Daha sonra yavaşça yere çöküp boğazım yırtılırcasına ağlamaya devam ettim.
İçimdeki her şeyi döküyordum. Ne var ne yoksa.
Yoongi bana vurdu.
Yoongi beni intihara sürükledi.
Yoongi beni hep ezdi.
Yoongi kardeşim gibi olanın göğsünü parçaladı.
Yoongi bana yalan söyledi.
Yoongi beni seni seviyorum diye kandırdı.
Yoongi beni parmağında oynattı.
Ama o iyi biri... Neden mi? Çünkü ben öyle düşünüyorum.
Jimin...
Peki o neden Yoongi'ye uydu? Bana değer veriyordu. Biz birbirimize değer veriyorduk. O benim üçüncü abim gibiydi. Yoongi beni kovduğu zaman hep ona giderdim. Hep o beni avuturdu. Peki neden beni bıraktı?
Jungkook...
O neden yaptı? O da en az Jimin kadar bana değer verirdi? Yoongi'nin canımı yakmasına göz yumamazdı? O da dördüncü abimdi? O neden bıraktı?
Hepsi aynı...
Hepsi bana değer verdiğini söyleyip beni kandırdı. Tek amaçları beni kullanıp atmaktı. Onlara güvendim. Güvendim de ne oldu? Hepsi beni bıraktı.
Ailem de bıraktı. Yeni biri yaptılar beni unutmak için. En büyük abim de bıraktı. Sadece Won benim için uğraştı. Ama ben ne yaptım? Onu bırakmak zorunda kaldım.
Joon? Ah benim biricik sevgilim. Sen de Yoongi'nin gazabına uğradın.
Hem senin canını yaktı. Hem benim.
Gözlerim hafif koluma kaydı. Yaralar geçmek üzereydi ama ten rengimin biraz daha koyu renginde iz kalmaya başlamıştı.
Şimdi Yoongi mutlu. O mutluysa ben de mutluyum. Yüzüme her ne kadar sahte olsa da bir gülücük yerleştirmeliyim.
Belki yirmi beş yıl sonra ben kırk iki yaşındayken çıktığımda seni görürüm de hala içimde bir umut olduğunu yüzümdeki sahte gülücükten anlarsın.
Her ne kadar onun yüzünden gençliğim, okul hayatım, arkadaşlarım, geleceğim, üniversitem, ailem, sevgilim, hayatım gitmiş olsa da...
Seni ölene kadar seveceğim Min Yoongi.
.
.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain || myg
FanfictionSeulgi, bir intikam uğruna hayatını mahveden Yoongi'ye dışından nefret kusarken, içten içe yanlış duygular besliyordu.