"Yoongi?"
Kapının ardındaki beden birden kapıyı üzerime itince geri sendeledim. Adam üzerime doğru gelirken ben geriye gidiyordum. Adamın elindeki bezi görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Derdi neydi bunun?
Adam elindeki bezi ağzıma götürmek için bir hamle yaptığında yana kaçmıştım. Kaşlarını çatarak üzerime gelmeye devam etti. Tam arkamı dönüp koşacaktım ki kolumdan tutup beni kendine çekti ve daha bir şey yapmama izin vermeden bezi ağzıma koydu.
Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Yoongi'nin ne zaman geleceğini düşünüyordum.
.
.Gözlerimi zorlukla açtığımda belime giren ağrı yüzünden yüzümü buruşturmuştum. Etrafı incelemek istiyordum fakat etraf bulanık gözüküyordu. Görüntüyü düzeltmek amacıyla gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.
Görüntü düzeldiğinde gözlerimi kısarak etrafı süzmeye başladım. Oturduğum sandalyede ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Tepemdeki ampul odayı aydınlatmaya çalışıyordu fakat pek başarabildiği söylenemezdi. Odada sadece benim oturduğum sandalye vardı.
Oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandım. Belim ağrımıştı. Bir an tereddüt etsem de kaşlarımı çatarak bağırmaya başladım.
"Yoongi?"
Herhangi bir ses gelmiyordu. Yalnız mıydım burada?
"Yah kimse yok mu?"
Duyduğum ayak sesleriyle oturduğum yere iyice sindim ve beklemeye başladım. Kapı açılmıştı. İçeri giren adam, bugün sabah eve gelen adamdı.
Yanıma kadar geldi ve yüzlerimizi eşitlemek amacıyla eğildi. Kaşlarımı çatarak sorarcasına ona bakıyordum. Birden kahkaha atarak konuşmaya başlayınca irkilmiştim.
"Ah Seulgi! En değerli misafirim sensin!"
"Eh?"
Adam gülümseyerek bana bakıyordu. Deli falan mı acaba?
"Merak etme sana bir şey yapmayacağım. Sadece küçük bir mesele."
"Ne zırvalıyorsun sen?"
Adam ellerini sallayarak konuşmaya devam etmişti.
"Aigoo! Boş ver, boş ver. Sadece korkma."
Adam tekrar gülümseyip odadan çıktığında cidden sorunları olduğunu anlamıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain || myg
أدب الهواةSeulgi, bir intikam uğruna hayatını mahveden Yoongi'ye dışından nefret kusarken, içten içe yanlış duygular besliyordu.