"Her şey hazır mı?"
Üyeler kafalarını aşağı yukarı sallayınca Jimin'e döndüm. Laptopta bir şeyler uğraşıyordu. Baya odaklanmış gibiydi. Tam ona seslenecekken aniden kafasını kaldırıp elini şıklatarak 'Bingo!' diye bağırdı.
Tae onu sessiz olması için azarlamaya başlayınca Jimin'in elindeki laptopu aldım ve kamera kayıtlarına bakmaya başladım. Seulgi uyanmıştı ve kahvaltı yapıyordu.
"Tamam sessiz olun biraz! Karakoldan geldiklerinde de böyle gürültü çıkarırsanız Seulgi değil biz 25 yıl hapis cezası yiyeceğiz."
Konuşmamla üyeler suspus olurken göz devirip tekrardan kayıtları izlemeye başlamıştım. Seulgi kahvaltısını bitirmiş ve masayı toplamıştı. Daha sonra salondaki bir koltuğa oturmuş ve kitap okumaya başlamıştı. Yanında duran silahı görünce yüzümdeki sırıtışa engel olamadım.
"Kurbanı gönderin! Ona her şeyi anlattınız ve Seulgi'nin onu öldürmesine izin vermezse başına ne geleceğini söylediniz değil mi?"
Jungkook kafasının aşağı yukarı salladı. Ardından Hoseok konuşmaya başladı.
"İlk başta bize inanmadı biz de fragman olarak gösterdik."
Ben de kafamı aşağı yukarı salladığımda adamı göndermişlerdi. Adam kapıya yanaşmış ve ona verdiğimiz anahtar sayesinde kapıyı açmıştı. Adam içeri girdiğinde gözüm de direk laptopa kaymıştı.
Seulgi içeri giren adamı fark edince okuduğu kitabı kenara fırlatmış ve oturduğu yerden ani bir hareketle kalkmıştı.
Adam ise ona gösterdiğimiz gibi davranıyordu. Seulgi'nin üzerine gidip ona vurmaya kalkışınca Seulgi geri kaçtı ve koltuktaki silahı kavradı.
Hadi, hadi vur onu!
"Jin Hyung polisi ara!"
Jin elindeki telefonuyla 911'i tuşladı. Sesini değiştirerek küçük bir kız gibi konuşmaya başladı.
"Alo! Efendim b-ben bir evin önündeyken evin içinden bir silah sesi duydum. Camdan baktığımda ise bir kız bir oğlanı silahla vurmuş. Lütfen yardım edin!"
Jin telefonu hoparlöre aldığında polisin sesi de duyulmuştu.
"Tamam sakin ol. Yerini tespit etmeye çalışıyoruz. Sen hemen oradan uzaklaş. Biz halledeceğiz."
Dedi ve telefonu kapattı. Ben gene kameralara odaklanırken diğer üyeler Jin'i mükemmel oyunculuk yeteneğinden dolayı tebrik ediyorlardı.
Tam zamanı. Seulgi elindeki silahın tetiğini çekip ateş etti. Adam yere düşerken siren sesleri duyulmaya başlamıştı bile.
Seulgi'nin ağzından
İstemeyerek de olsa adamı Yoongi'nin dediği gibi vurmuştum. Adam yere düştüğünde duyduğum siren sesleriyle endişeli gözlerle dışarı baktım.
Polisler!
Gözüm bir elimdeki silaha kayıyordu bir de yerdeki ölü adama... Elimdeki silaha hemen yere fırlattım. Polislerin bir kaçı ise kapıyı kırmaya çalışıyordu.
Ama hani kimsenin haberi olmayacaktı? Yoongi öyle söylemişti.
Kapı kırıldığında korku dolu gözlerimi polise çevirdim. Biri hızla yanıma gelip kolumdan çekerken öbürü de ellerime kelepçe takmıştı.
Beni evden çıkardıklarında açıklama yapmaya çalışıyordum ama kimse beni dinlemiyordu. Onlar beni çekiştirirken gözüm birden çalılıkların arkasındaki Yoongi ve diğer üyelere kaydı. Yoongi sırıtarak bana bakıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde gözümdeki hayal kırıklığını gördüğüne emindim.
Aynısı bana da olmuştu.
FLASHBACK
Biraz zor olmuştu ama varmıştık. dört polis memuru evin kapısının önünde tetikte bekliyorlardı. Sertçe kapıya vurduklarında evin içinden yüksek bir ses duyuldu. İrkilmiştim.
Neyse ki olanları polislerin arasında izliyordum. Yani güvendeydim.
Kapı birden açılınca gördüğüm şeyle şok olmuştum. Çünkü Yoongi kapıyı açtığı gibi polisler hareket edemeden dördünü de elindeki silahla vurmuştu.
Polisler hemen Yoongi'ye ateş etmeye başladılar. Yoongi zor durumda gibiydi. İşte o an kalbim acımıştı.
Bir tane kurşun Yoongi'nin omzuna gelince birden bağırdım.
"Durun!"
Nasıl olduysa herkes birden durmuştu. Yoongi ise yerde acı içinde kıvranıyordu. Tam onun yanına koşacaktım ki bir polis memuru kolumdan yakaladı.
"Oraya gidemezsin."
"Lütfen, bırakın yardım edeyim."
Polis memuru kafasını iki yana sallayınca ağlamaya başlamıştım. Çünkü Yoongi vurulmuştu ve hapse girecekti. Bunun olmasını istemiyordum.
Neden böyle bir şeye bulaştım ben?
O an Yoongi ile göz göze geldik. Ağlıyordu. Ağzıyla bir şeyler fısıldamaya çalışıyordu ama anlamıyordum. Dudaklarını okumaya çalıştım.
"Özür dilerim Seulgi."
FLASHBACK END
Benim de gözlerimden yaşlar süzülürken bağırmaya başlamıştım.
"Yoongi! Hani beni bırakmayacaktın!"
Dizlerimin üstüne düşerken beni çekiştiren polis memurlarından kurtulmaya çalışarak çalılıklardaki Yoongi'ye bağırıyordum. Polisler ise benim bir deli olduğumu ve boşluğa bağırdığımı sanıyorlardı.
"Yoongi ne halt yiyorsun sen! Saklandığın yerden çık!"
Polisler beni çekiştirerek arabaya bindirmişti. Ben ise camdan saklandığı çalılıklardan çıkıp üyelerle gülüşen Yoongi'yi izliyordum.
.
.Bir sonraki bölüm Final yapacağım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain || myg
FanficSeulgi, bir intikam uğruna hayatını mahveden Yoongi'ye dışından nefret kusarken, içten içe yanlış duygular besliyordu.