Adam gittiğinden beri hala geri gelmemişti ve ben acıkmaya başlamıştım. Aslında bu umurumda değildi. Yoongi'nin ne zaman geleceğini düşünüyordum sadece.
Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Popom ağrımaya başlamıştı. Sinirle adama bağırmaya başladım.
"Yah!"
Her hangi bir ses duyamayınca daha da çok bağırmaya başladım.
"Yah adam!"
"Seulgi?"
Bu Yoongi'nin sesi miydi? Yoksa bana mı öyle geliyordu? Bilmiyordum.
"Y-Yoongi?"
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Sanırım mutluluktan ağlayacaktım. Karşımdaki kapı kırılırcasına açılınca kafamı kaldırdım. Yoongi'yi görmeyi beklemiyordum.
Yoongi hemen yanıma gelip ellerimi çözdü. Kafasını kaldırdığında ağladığımı fark etmişti. Kollarını bana doladıktan sonra kafamı göğsüne bastırdı. Rahatlamıştım.
Beklemediğim bir anda beni kucağına aldığında refleks olarak kollarımı boynuna doladım. Beni odadan çıkardı. Evden çıkarken yerde yatan baygın adamı gördüm. Yoongi sanırım bütün sinirini bu adamdan çıkartmıştı.
.
.Yoongi eve geldiğimizde beni koltuğa yatırıp evden çıktı. Sürekli bir işi olduğundan evden çıkıyordu. Yoongi evden çıkar çıkmaz yattığım yerden kalktım. Üzerimi silkeleyip yukarı kata çıktım ve kısa bir duş aldım.
Saçlarımı kuruttuktan sonra altıma siyah bir tayt, üzerime de Yoongi'nin bana verdiği gri kazağı geçirdim. Bana bayağı büyük geliyordu.
Ayağıma ayakkabılarımı geçirip evden çıktım. Anahtar falan da almamıştım. En kötü ihtimalle yurda giderdim. Şu an sadece dolaşmak istiyordum.
Uyuşuk adımlarla Han Nehrine doğru yürümeye başladım. Orası nedense bana huzur veriyordu. Han Nehrine geldiğimde boş bulduğum bir banka oturdum ve nehri izlemeye başladım. Bir yandan da o adamın kim olduğunu düşünüyordum.
Yoongi'nin boyundaydı.
Yoongi'ye benziyordu.
Sesi de Yoongi'ninki gibiydi.
Yoongi'yle bir bağı olabilir mi diye düşünmeden edemiyordum.
"Yah!"
Duyduğum sesle düşüncelerimden jet hızıyla ayrıldım ve kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Yanımda oturan bir Namjoon görmeyi beklemiyordum.
"Yarım saattir senle konuşmaya çalışıyorum."
"Kusura bakma oppa. Dalmışım."
Namjoon kafasını aşağı yukarı sallayarak gülümsedi. Ben de gülümseyerek parmağımı gamzesine soktum. Cidden belediye çukuru gibiydiler.
Bir süre Namjoon'la sohbet ettik. Ona başıma gelenleri anlattığımda bayağı şaşırmışa benziyordu. Onun bu haline gülerek nehri izlemeye başladım. Yoongi dışında biriyle konuşunca rahatlamıştım. Her şeyi ona anlatmaktan sıkılmıştım. Neyse ki anlatabileceğim başka insanlar da vardı.
Biraz daha durduktan sonra Namjoon'a veda ederek eve gittim. Yoongi'den azar yemek istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pain || myg
FanfictionSeulgi, bir intikam uğruna hayatını mahveden Yoongi'ye dışından nefret kusarken, içten içe yanlış duygular besliyordu.