What's Your Poison | Min Yoongi

$7$-"Count Money For Yoongi"

-İstediğini yaptım.Artık kutsal mesleğine layık görüyorsun beni,değil mi?

Asılmaya hazır bekleyen bir mahkumun edası vardı üzerimde adeta.

Fakat Min Yoongi sorumu olumlu yanıtlayana kadar şekilden şekile girmem umrumda olmayacaktı.

Jimin'i onun ayağına kadar getirmiş,yetmiyormuş gibi bir de övmüştüm patronumu.

Şimdi Yoongi için belirleyebileceğim sıfat dudaklarından dökülecek kelimeye bağlıydı.

-Aferin.Başarılı.

Zeki,kör de değil.

-Yani sınavını geçtim.Bunu söylemeye çalışıyorsun.

-Tabii tabii.Geçtin.

Ahşap süslemelerle kaplı masasından kalktıktan sonra üzerime doğru yürüdü.

Olayın heyecan ve gerilimden odasını inceleme fırsatı bulamamıştım.

Ama en az kaldığı ev kadar antika ayrıca pahalı görünüyordu.

-Şimdi ödüllendirilmen gerekiyor.

Soğukkanlılıkla söylediği cümlenin ardından gördüğüm en rahat takım elbisenin ceketini üzerinden yavaşca çıkardı.

Gömlek üzerine ya tam oturmuştu ya da bir iki beden dardı,düğmeleri adem elmasının üç parmak aşağısını görebileceğim kadar açıktı.

Buz gibi olan odada uzun süredir durduğu düşünülünce kemik hatları belli olan teninde dikleşen tüylerine kadar görebiliyordum.

Gömleğin dirseğe doğru kıvrılmış kollarından gözüken altın olduğunu düşündüğüm kol düğmeleri göz alıcıydı.

Rolex saati sade olduğu kadar da uyumluydu görüntüsüyle.

Yaklaştıkça burnuma dolan parfüm kokusu erkeksi ve ferahtı.

Reddedilemez bir gerçek vardı ortada.

Min Yoongi yakından hoş görünüyordu.

Tamam itici biriydi ve bana göre olduğunu düşünemezdim.

Sonuçta o hilekarlığın kitabını yazan adamdı.

Ben ise yazsam yazsam hatalarım üzerine bir kitap yazabilirdim.

Muhtemelen kitapta da bir çok hata yapardım,neyse.

Fazla yakın olduğumuz için ifadesizce suratına bakıyordum.

Hislerim olsaydı ya da en azından dürtülerim,şu anda panikler veya kızarırdım.

Fakat karşımda sadece kendimi ispatlamak için uğraştığım biri duruyordu.

-Ödülümü ver de gideyim.

Israrcı duruşum onun soğuk bakışlarını değiştirmemişti.

-Acelen mi var,hm?

Fısıldar gibi kullandığı ses tonuyla ne yapmak istediğini az çok anlamıştım.

Ama Min Yoongi'nin bilmesi gereken bir şey vardı.

Kırk takla atsa da beni asla ama asla cezbedemezdi.

Kıkırdadım ve konuşmadan önce bir kaç saniye bekledim.

-Sesin kısılmış,hasta oluyorsun.Klimanın ayarını biraz düşürmen lazım.

Yukarıya doğru kalkan tek kaşıyla burnundan aldığı soluğu hızla dışarıya bırakmıştı.