Üşüyordum.Tir tir titremem üşümemden değildi ama.
Deliler gibi korkuyordum da.
Sabahın ışımamış saatlerinde,4 veya 5 arası olduğunu tahmin ediyorum,kuş uçmaz kervan göçmez bir yerdeydim.
Yoongi benden elini ayağını çekmemekle kalmamış muhattap bile olmuyordu artık benimle.Aynı yerde yaşayan iki yabancı gibiydik.Bana olan nefretinin gerçekliğine ise nedense inanmıyordum.
O benden bu kadar uzaklaştığı için ben de onun ilgi alanlarına ve çevresine yanaşmaya karar vermiştim.
Hoseok'la konuşup arkadaşlarıyla takıldığı bu yerin adresini zar zor koparabilmiştim ondan.
Hoseok gelmememi defalarca kez söylemesine rağmen ben çelik kapının tam önünde duruyordum.
İçeride dönen şeylerden Yoongi hiç bahsetmemişti.Ama kafa dağıtma amacıyla arkadaşlarıyla toplaştığı bir yer olduğundan emindim.
Hem beni nereden görecekti ki?Bir sürü insanın arasında,fark etmesi biraz zordu.
Fakat merak ediyordum.Neden böylesine kuytu ve pasaklı bir yer seçmişti?Kafa dağıtıyordu sonuçta sadece.
Yoongi'nin arabasıyla birlikte park edilmiş 3-5 arabayı daha görünce doğru yerde olduğumdan hiç şüphem kalmamıştı.
Kapının ardından gelen yüksek sesli müziği duyunca var gücümle ittirdim.
Çok ağırdı.Aralanır aralanmaz yüzüme duman çarpmıştı.
Ağır tütün kokusu,kalabalık ortam,masalara ilişmiş bir sürü insan.
Ben tüm bunları süzerken yanımda dikilen kişiyi fark etmemiştim bile.
-Seni ilk defa görüyorum.
Çok uzun olmasa da kalıplı birine benziyordu.
-Yeni misin?
Fazla bilgi vermekten kaçınmalı ve kaçınmalıydım.
-Evet.
Ama o konuda da yalan söyleyecek değildim ya.
Gülümseyerek karşıladı beni.
-Buralarda yeni birilerini görmek çok zor.İsmin nedir?
Hızlı düşün Evil.İsim sordu alt tarafı.
-Elise.
Tamam benim ismim Elise olmayabilirdi.Ama annemin adıydı,gerçek ismimi de veremezdim zaten.
Ne Yoongi ne de Hoseok burada olduğumu bilmiyorlardı çünkü.
-Çok tatlı bir isimmiş.Ses tonun ve senin gibi en az.
Gözlerini kısarak bana elini uzattı.
-Adım Jackson.Etrafı gezdireyim mi sana?
Ne gezmesi?
-Yok.Aslında otursak bir yere.Sabit kalsak.Yoruldum da.
Yoongi'nin beni görecek olma ihtimalinden ölesiye korkuyordum.
Bir iki gözetlemeye gelmiştim onu.Sonra çekip gidecektim zaten.
-Peki oturalım.
Oturduğumuz anda masaya içkiler getirilmişti.Ortam kalabalıktı ama göz gözü görmez türünden bir kalabalık değildi.
-Ee,ne tür bir oyuncusun bakalım?
Oyun mu?Sefaat ortamı gibi bir yer olduğu barizdi ama burada oyun oynandığını bilmiyordum henüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
What's Your Poison | Min Yoongi
FanfictionBu gün ne içersin mesela? ⚠️kötü alışkanlıklar,aşağılama,cinsellik ⚠️angst