What's Your Poison | Min Yoongi

$1$-"Can You Smell It?"

Benim için hiç bir şey mutlu bitmemeliydi.

İçimde yer etmiş olan umutsuzluk ve kasvetin asla silinmeyecek olduğunu zaten biliyordum.

Bu yüzden hayatta kendimi çok da zorlamamayı seçmiştim.

Ailemden bana geriye kalan tek varlığım bir berber dükkanıydı.

Kulağa tuhaf gelebilir fakat berber dükkanını açık tutarak onları yaşattığımı düşünüyordum.

Kadın bir berber olduğumu varsayarsak yaşadığım mahallenin tamamı buna çoktan alışmışlardı.

-Yine kargalardan önce uyanmışsın bakıyorum.

Sırt çantası ve bayık bakışlarıyla yeni uyandığı belli olan kuzenime çevirdim başımı.

Neredeyse her sabah beni dükkanın önünde karşılıyordu.

-Servisi bekliyor olman gerekmiyor mu senin Angel?Yine kaçıracaksın bak.

-Aklım sendeyken servis falan düşünemem ben kusura bakma.Hala o iti düşleyerek geceleri uykusuz kaldığını biliyorum.

Göz devirerek anahtarı çevirdim ve dükkandan içeriye girdim.

Dört yıldır dip dibe olduğum sevgilim Jungkook'dan bahsediyordu.

Nedensizce benden ayrıldığı bir kaç günün ardından düğün davetiyesi elime ulaşmıştı.

Hala ona karşı duygusal olarak dolu olabilirdim fakat hayatımda yiyebileceğim en büyük kazığı atmıştı bana.

Düşündükçe gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.

-Evil sakın ağlayayım deme!

-Ne diye hatırlatıyorsun o zaman ağlayacağımı bile bile?

Omzuma yasladığı başına başımı yatırdım.

Herkes gitse de onun gitmeyeceğinden o kadar emindim ki.

Ne kadar sinirlerimi yerinden oynatsa da Angel benim kardeşim,sırdaşım ayrıca geriye kalan ailemdi.

Dışarıdan yükselen korna sesiyle irkilerek birbirimizden ayrıldık.

Kapıya doğru yürüyünce öfkeli bakışlarla sürücü koltuğundan bizi izleyen bir adet Park Jimin ile karşı karşıyaydık.

Angel mahçup biçimde yüzüme baktıktan sonra sevgilisini işaret etti.

-Okula birlikte gidecektik.Çok gecikmiş olmalıyım.Canıma okuyacak!

-Onu daha fazla delirtmeden git hadi.

Gözlerimi silerek kuzenimi dışarıya ittirdim.

-Evil eğer istersen ben de seninle kala-

-Kök salmamı falan mı bekliyorsun Angel!

Cümlesini tamamlayamadan sitem eden Jimin'in üzerine kısık sesle vedalaşarak yanımdan ayrılmıştı.

İkisinin arkasından bir süre öylece baktıktan sonra derince iç çekerek içeriye girdim.