Oturduğum koltukta rahat etmeye çalışarak arkama yaslandığım zaman kadın sakin bir şekilde "Bugün nasılsın?" diye sormuştu.
İlgilenmediğimi belli etmek için omuz silktikten sonra kadına gözlerimi dikerek onu bakışlarımla bir an öldürmeye çalıştım. Ve belki cidden isteseydim şu anda kadın deri koltuğunda boğulurken debeleniyor olurdu.
Kadın gözlerini gözlerimden ayırmadan beklemeye devam ettiği zaman cevap beklediğini anlamıştım.
Kafamı sallayarak "Ben deli değilim, bunu biliyorsun, değil mi?" dediğimde kadın elini sallayıp "Sana delisin diyen olmadı." demişti.
Başımı sinirle kaldırıp "O zaman ne diye buradayım?" diye bağırdığım zaman masanın üstünde ki lamba bir anda yerinden fırlayarak duvara çarpıp parçalanmıştı.
Bir süre ikimiz de bakışlarımızı lambadan ayırmadığımız zaman kadın konuşurken bakışlarını yeniden bana sabitlemişti.
"Sadece seni dinleyip, sana yardımcı olmak istiyorum."
Omuz silkmekle yetindiğim zaman kadın zarif bir şekilde kalemi parmaklarının arasına alıp sallamaya başladığında kadın derin bir nefes alarak "Güçlerinin kontrolün dışına çıktığını biliyorum." demişti.
Kafamı elime yaslayarak "Acwel yetiştirmekte gecikmemiş." diye mırıldanmamla gülümseme eşliğinde "Senin iyi olmanı istiyor." dedi.
Elimi sallayarak "Tabi." dediğim zaman kadın ısrarcı bir şekilde "Bana ne olduğunu anlatmanı bekliyorum. Ne kadar erken anlatırsan o kadar erken yardımım dokunur." demişti.
Bir süre açık mavi gözlerine kıpırdamadan baktıktan sonra "Eğer anlatırsam beni rahat bırakacak mısın?" diye sorduğum zaman kasın, başını sallayarak "Bugün için, evet." demişti.
Hızla oturduğum koltukta doğrularak "Baştan neden demedin? Ne anlatmamı istiyorsun?" dediğimde kadın hafif tebessüm ettikten sonra görüntüsünün aksine hırslı bir tonlamayla "Her şeyin başlangıcını duymak istiyorum." demişti.
⭐⭐⭐
Simsiyah duvarları olan odada etrafımı görmek için ilerlemeye başladığımda, kapının ardından gelen, yere belirli aralıklarla vurulan sopanın çıkardığı sesi duymaya başlamıştım.
Adımlarımı o yöne dorulttuğum zaman dışarıdan gelen tiz ve acışı çığlıklarla beraber yerimde sıçradığımda kapıya yaklaşmayı bırakıp, aceleyle uzaklaştım.
Geri geri giderken, ister istemez odayı aydınlatan tek yer olan kapının altından sızan lamba ışığını izlemeye başlamıştım.
Önce ışığı kesen ince bir sopa olduğunda nefesimi tutup beklemeye başladım. Baston bir kez daha yere değip, yere devrildiğinde çıkardığı gürültüyü yanımdaymış gibi duymuştum.
Bir adım daha attığımda bu sefer kapının ardında ışığı kesen bir çift ayak olmuştu. Hemen kapının önünde kıpırdamadan duruyordu.
Heyecandan sıkışan kalbimi rahatlatmak için elimi kalbimin üstüne koymamla kapı bir anda ölümüne yumruklanmaya başlamıştı.
Korkuyla bir kez daha yerimde sıçradığımda zaman kapımın yumruklanma şiddeti artmıştı. Sanki kapının açılmasını istiyordu.
Kapının ardında duran kişi dışında başka ayak sesleri duyduğumda ışığı izlemeye devam ettim.
Önden birisi koştuktan birkaç saniye sonra arkasından birkaç kişi onu takip etmişti. Bir tür kovalamacaya benziyordu.
Yeniden yumruklamaya odaklandığımda şiddeti artmış, kapı titremeye başlamıştı. Arkamı dönerek ne yapacağımı düşünürken sonunda pencereyi gördüğümde oraya koştum ve perdeleri iki yana çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S PROJESİ : YIKIM
Science Fiction⭐Serinin 3. kitabıdır.⭐ Sonunda karşı çıkıp, güçlerini birleştiren ve isyan başlatan taşıyıcılar, her şey son bulunca eskisi gibi hayallerini kurdukları özgür hayatı yaşıyorlardı. Ya da onlar öyle sanıyordu. Her şeyin bir anda alt üst olacağını ki...