Sessizce geri çekilip Su'ya doğru yaklaştıktan sonra onun elini tutup yavaşça Castillo'nun elini tutmasını sağladıktan sonra ''Beni biraz bekleyebilir misiniz? Ufak bir işim var.'' deyip hızlı adımlarla geri dönüp kapıya ilerledim.
Aralık olan kapıyı sessizce sonuna kadar açtıktan sonra içeri girdiğimde hayvan bir an titremiş ve yattığı yerden kıpırdamıştı. Olduğum yerde durup bir süre hareket edip etmeyeceğini görmek için bekledikten sonra hareket etmeyeceğini anlayınca birkaç adım daha attım.
Yerde ki çocuk ve asker bedenlerinin arasından sessizce geçerken aklımda hayvanı nasıl durduracağım vardı. Güçlerimi uzun süredir kullanmayı tercih etmiyordum ve şimdi kullanacak olmam biraz tuhaftı.
Hayvana yeterince yaklaştığımda elimi kaldırıp yavaşça onun göğsüne doğru yaklaştırıp odaklanmaya çalıştım. İlk başta hiçbir şey olmasa da yavaşça kalbinin atışlarını hissetmeye başladığımda odaklanmaya çalıştım. Biraz önce düzenli olan kalp atışlarının ritmi bir anda bozulmaya başladığında gözlerimi sıkıca kapatıp onun kalbini durdurmaya çalıştım fakat aniden kalbimde hissettiğim ağrıyla elimi hızla çekmek zorunda kalmıştım. Derin nefesler alıp bir elimi kalbimin üstüne koyduğumda odada ki dolapların titremeye başladığını duymuştum.
Kalbimdeki acının yok olması için kendimi ikna etmeye çalışsam da yapamıyordum. En sonunda bir masa büyük bir gürültüyle hayvana doğru fırladığında geri geri gitmeye başlamıştım. Ahşap masa hayvanın bedenine çarptığında bir an için bir şey olmamıştı. Hayvanın uyanmayacağını düşünsemde bir an sonra kan kırmızısı gözleri kocaman açılmıştı.
Bir an odayı hızla turladıktan sonra gözü benim üstümde donup kalınca kıpırdamayı kesmiştim. Kalbimde ki acı hala devam ederken odadaki eşyalar titremeye devam ediyor, fakat hayvan hiçbirini umursamıyor, yalnızca bana bakıyordu.
Yavaşça yattığı yerden silkelenerek kalktığında sanki cüssesi birkaç katına çıkmıştı. Hiç kıpırdamadan ona bakmayı sürdürdüğümde ağzından yere damlayan salyalara gözüm takılmış ve aklımdan bir düşünce seli geçmişti. Bu şey benim kanımdan gelmişti. Yaşadığımız her şey benim kanımdan geliyordu. Hepsinin özünde ben vardım ve şimdi beni o iğrenç salyasında ölecektim.
Hırıltılarının arasından aniden ileri atladığında kendimi sağa atıp pençelerinden kendimi kurtardım. Kapıya doğru koştuğum sırada Su'yun dışarıda olduğu aklıma gelmişti. Su'ya saldırmasını göze alamam.
Arkamda ki hayvana dönüp beklemeye başladığımda bana doğru dönüp sanki savunmasız anımı bekler gibi bir an beni süzmüş ardından ileri atılmıştı ki önümde koyu bir sisten duvar oluşmuştu. Ben ne olduğunu anlamak için gerilediğimde sis yoğun bir halde yaratığın içine girmeye başlamıştı. Birkaç saniye boyunca hayvan hareketsiz bir biçimde bekledikten sonra bir anda yere düştüğünde sis usulca içinden dışarı çıkmaya başlamıştı. Etrafımda birkaç tur dolaştıktan sonra kalın bir ses usulca ''Şu aralar bana çok fazla borçlanıyorsun.'' demesiyle kuşkuyla ''Su nerede?''diye sordum. Bir anda keyif alır gibi bir ifadesi olduğunda dişleri sonuna kadar belirmişti. Tam önümde durup bir süre beklediğinde neredeyse insan bedenindeymş gibi bir görüntüsünün olduğunu fark etmiştim. Net bir şekilde insan duruşunun etrafı siyah bir dumanla kaplanmıştı.
Elini sallayarak ''Onu bedenimin yanında, Acwel ile beraber bıraktım.'' deyip yavaşça süzülürken bir an duraksamış ve bana doğru dönmüştü. Ellerini arkasında birleştirip ''bu güç kontrolünü kaybetme numarasına inanmıyorum Kelly. Seni bozan bir şey var ve onu bulursam, kendi ellerimle öldüreceğim. Seni her seferinde bir ölümden kurtarmam demek, o kişiye daha da sinirlenmeme sebep oluyor.'' demesiyle donup kalmıştım. Kendinden çok emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S PROJESİ : YIKIM
Ciencia Ficción⭐Serinin 3. kitabıdır.⭐ Sonunda karşı çıkıp, güçlerini birleştiren ve isyan başlatan taşıyıcılar, her şey son bulunca eskisi gibi hayallerini kurdukları özgür hayatı yaşıyorlardı. Ya da onlar öyle sanıyordu. Her şeyin bir anda alt üst olacağını ki...