Herkese merhaba. Kitabı unuttunuz değil mi? Yeni bölümü görünce de şok oldunuz tabi. Ufak sürprizler yapın dediler, yeni bölüm yazayım dedim. ☺️ Umarım bölümü beğenirsiniz. Fazla bir şey değil belki ama geir dönüş için ufak da olsa başlamak istedim. Umarım beğenirsiniz.
Kendimi yerden kaldıracak gücü bulduğumday attığım yerden ayrılarak sersemlemiş bir şekilde ilerlemeye başlamıştım. Çok geçmeden diğerlerinin yanına ulaştığımda birkaçının uyukladığını görmemle dikkat çekmemeye çalışarak en yakın ağaç dibine oturupdinlenmeye çalıştım fakat aklım devamlı olarak Castillo ve Berry'ye kayıyordu. Orada her ne olduysa ikisi de bir anda ortadan kaybolmuştu. Beki de geldikleri yere geri gitmişlerdir?
Ben düşünceler içinde boğulurken birisinin yanıma oturduğunu hissettiğimde başımı kaldırı kim olduğunu görmeye çalıştım.Hemen yanımda Castillo oturmuş sessizce bekliyordu. Onu görür görmez irkilmiş ve kendimi yana doğru itmiştim. Castillo gayet sakin bir şekilde başını bana doğru çevirip bana baktığında gözleri yavaşça kızıl parıltıyla parlamış ve suratında şeytani bir gülümseme belirmişti.
Kaşlarım çatarak ona baktığımda Castillo başını hafifçe yana eğerek ''Özlemedin mi beni?'' demesiyle br an için bakışımı ondan ayırıp diğerlerine baktıktan sonra yeniden Castillo'ya dönerek ''Ne zaman döndün?'' diye sordum. Kaşlarını kaldırarak ''Az önce.'' dediğinde bir süre bekledim. Yavaşça ayağa kalkarak ''Pekala... İyisin değil mi?'' dememle Castillo başını olumlu anlamda sallayarak oturduğu yerden ben izleyerek ''Hiç bu kadar iyi olmamıştım.'' demişti.
Onda bir tuhaflığın olduğunu ilk anda anlamıştım. Castillo asla bana bu şeytani bakışlarını dikmemişti. Başımı sallayarak geri çekildikten sonra ağaçlık alanı göstererek ''Güzel.O zaman ben gidiyorum.'' dediğimde Castillo'nun suratında ki o şeytani sırıtış yerini çatık kaşlara bırakmıştı. Şüpheci bir şekilde ''Nereye gittiğini sanıyorsun?'' dediğinde şakacı bir ekilde ''Neden aklımı okumuyorsun?'2 dediğimde Castillo sessizce suratıma bakmayı sürdürdüğünde ''İşemeye. İşemem gerek.''diyerek arkamı döndüm ve adımlarımı hızlandırdım. Ben gözden kaybolana kadar Castillo'nun bakışlarını üstümde hissedebiliyordum.
Hızla kendim br ağacın arkasına atarak boynumda ki kutuyu çıkartıp düğmesine bastım ve alanWolf'un hologramının çıkmasını bekledim. Çok geçmeden görüntü belirdiğinde tam konuşacaktı ki ''Castillo'da bir tuhaflık var!'' diye bağırdım. AlanWolf suratıma boş bir ifadeyle baktığında sinirle ''Beni duymadın mı? Onda bir tuhaflık var! Sanki içine şeytan girmiş gibi davranıyor! Gözleri zaten ayrı bir konu. Kırmızı gözleri hiç değişmiyor.'' dememle sonunda AlanWolf'un dikkatini çekmiştim.
AlanWolf şüpheyle ''Ne yaptın sen?'' dediğinde başımı sallayarak ''Hiç bir şey.'' desemde AlanWolf beni göstererek ''Buna inanmamı bekleme.'' demişti. Sinirle elimi sallayarak ''İlle benim bir şey yapmam mı gerek?Sizin sorununuz ne? Berry ile kavga ettikten sonra, bir anda oldu!'' dememle AlanWolf ellerini kaldırarak ''Berry?''demişti.
Elimi sallayarak ''Şu Castillo gibi olan diğer sis. Onunla karşılaştım. Bana kendisinin abağlanacağından ma Cas'in araya girdiğinden bahsetti.'' dememle AlanWolf ellerini sallayıp ''Asıl konuya gel.'' demesiyle başımı sallayıp ''İkisi de kavga etti. Sanırım. Cas içime girip Berry'ye karşı beni kullandı.'' dememle AlanWolf'un kaşları çatılmıştı. Tereddütle ''Kendisi gibi olana karşı koymak için seni mi kullandı?'' demesiyle başımı çevirip çalıları izleyerek ''Şey, sanırım evet.'' dedim. Ardından ona bakarak ''Önemli bir nokta mı?'' dememle AlanWolf tedirgin bir şekilde ''Bu Castillo'nun gücü, tek başına ona karşı koyacak kadar güçlü değil demek. Seninle arasında ki bağı kullanarak ona karşı koymaya çalışmış.'' demesiyle, asıl anlatmak istediğini anlayamamıştım. Tek kaşımı kaldırarak ''Yani?'' dememle ''Castillo senden beslendiğinde aranızdaki bağı açığa çıkarttıysa, Berry bunu kullanmış olabilir.'' demişti. Hala demek istediğini anlayamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K.A.O.S PROJESİ : YIKIM
Science Fiction⭐Serinin 3. kitabıdır.⭐ Sonunda karşı çıkıp, güçlerini birleştiren ve isyan başlatan taşıyıcılar, her şey son bulunca eskisi gibi hayallerini kurdukları özgür hayatı yaşıyorlardı. Ya da onlar öyle sanıyordu. Her şeyin bir anda alt üst olacağını ki...