Normalde bu bölümü daha erken atacaktım ama maalesef Wattpad bana yine oyunlar oynadı ve bölüm silindi. Tekrar yazdım. Yağmur yağarken, şimşekler çakarken yazdım. Siz düşünün. Bu bölüm "Ben mutlu sonları hiç sevmem"diyen daktır Bahar Kutlu Karasu'ya gelsin.
Popomun titremesi ile telefonumun üstüne oturduğumu fark edip hemen havaya fırladım. iPhone bu, boru değil! Durumuma nalet edip telefonu açtım.
-Kuzen? duyduğum sesle istemsizce gülümsedim.
-Hayvan?
-Bir kere de doğru düzgün cevap versen ölürsün. Değil mi? dedi bıkkınlıkla.-Beğenemedin mi cicim? Kusura bakma ama kaç gündür aramalarıma cavap vermiyorsun. Yani anlayacağın "Aradığınız medet bende bulunmamaktadır. Lütfen başka birinden tekrar umun"
-Yapma kuzen...dedi yayarak. Benden ses gelmeyince özür diler gibi konuşmaya başladı:
-Bak sınır dışındayım şuan. O yüzden sürekli görev oluyor. Hatta bak senden hiçbir şey saklamayacağım. Burda gerçekten zor durumdayız. Seni geçen gün tanıştırdığım Ankaralı çocuk varya o esir alındı mesela. Şu an onunla uğraşıyoruz. Sana bu bilgileri vermem ne kadar doğru bilmiyorum ama sadece haline şükret diye.Kendimi ağlamamak için sıktım.
-Be...ben bilmiyordum. Üzüldüm. diyebildim.
-Yaa... İşte böyle kuzen bana bir süre ulaşamayabilirsin. Haber vermek istedim. Bunları sana üzül diye söylemedim. Hadi eski haline dön ve yine şu saçma sapan konuşmalarımızı yapalım.Derin bir nefes aldım.
-Kerem... Bak şimdi iyi dinle bir kere söyleceğim. Sen çok terlersin. Eee babanın genlerini almışsın... Terledikten sonra üstüne bir şey giy. Öyle soğuk su falan içme sakın! Dağda bayırda geziyorsunuz, sık sık ellerini yıka. Mikrop kapma! Yemeklerine dikkat et...
Sözümü kesti:-Sonra arkamdan ağlar değil mi anne? Tanımadığım teröristlerle de konuşmayayım.
Laf mı soktu simdi bu? Hıh hissetmedim bile. Hiç alınmadan bir anne edasıyla:
-Şşt! Kuzene laf söylenmez dedim.-Senin iyice hormonların azmış. Kendine gel sonra konuşalım en iyisi. Tabi sen herşeye hazır ol. Bir süre konuşmayacağız.
-Tamam, seni seviyorum dedim gözüm artık dayanamayıp bir yaş akıtınca.-Bükü... Canım... Daha ölmüyorum. Sakin ol.
-Ya sen ne biçim konuşuyorsun? Birde asker olacak... İzlemiyor musun bizim diziyi? Askerler ölmez, şehit olur!Güldü.
-Neyse, komutan geliyor. Hediye sulu sulu öpüyorum o bıngıl bıngıl yanaklarından.
-Hissettim. Anlamıyor musun kıt beyinli! Sevmiyorum yapma şöyle. Hem sen benim mükemmel fizigimi kıskanıyorsun değil mi?Ben söylenirken telefonu yüzüme kapattı. Aptal!
Alışkanlıkla elimi yanağıma sürttüm. Iğyk. İnsanlar niye böyle öper ki?Hazır ayağa kalkmışken aklıma bir buçuk saattir tuttuğum tuvaletim geldi. Karavanın küçük lavobosuna girdim hemen. Bir gün üşengeçlikten prostat olacağım ha...
Ya! Bu, bugün müydü? Herşey niye üst üste geliyor? Oyalanmayıp, gerekenleri yaptım ve çıktım. Koltuğa kendimi isteksizce attım. Hay bin çikolata kemiren kunduz...
Kendi kendime söylenirken içeri yüzünde muzip bir gülümse ile Tolga girdi. Enerjik bir şekilde yanıma geldi ve tam önümde durdu.
-Sinemaya gidelim mi?
Çok mutlu ve garip bir heyecanı vardı.
-Tolga benim canım hiç istemiyor dedim aynı isteksizlikle.
-Anlaşılan yeni ilişkimiz için bir tek ben heyecanlıyım.
Neeöoğğ?
-Anlamadım?dedim sorar gibi.
-Boşver.
![](https://img.wattpad.com/cover/135550923-288-k602492.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Biraz AyTol❤ Tamamlandı
Hayran KurguAybüke abla ve Tolga abiyi her gördüğünde "Ayyy inşallah" diyenlere yazılmış bir kitaptır . Böyle diyenler ,Size diyecek 3 kelimenin var: Amin çok amin ... ?❤