Düzenlendi
Eğlenceli ve sıcak bir yaz tatilinin ardından Haneul ve Taehyung nihayet evlerine dönüyorlardı. Babası okulda derece yaptığından onu 2 aylığına mükemmel bir tatil köyüne göndermişti.
Haneul orada Taehyung ile harika zaman geçirmiş ve çok eğlenmişti. Orada geçirdiği anılar aklına geldikçe gülümsemesini engelleyemiyordu.
Kırmızı ışıkta durduklarında Haneul babasının mezuniyet hediyesi olarak aldığı yeni arabasının sürücü koltuğunda omuzlarını hareket ettirip yanında oturan Taehyung'a döndü.
Taehyung yeni alınan telefonunu eline almış kulaklıklarının birini kulağına takmış deli gibi biriyle yazışıyordu.
Telefonu eline yeni almasına rağmen çok hızlıydı.
"Jimin mi ?"
"Hm ?"
"Jiminle mi yazışıyorsun ?"
"Evet. Yarın öğlen Jungkook ve onunla dışarıya çıkacağız."
"Yorgun değil misin ? Hemen plan yapmışsın."
"Onları cidden özledim Hanie~!"
Yeşil ışık yanınca Haneul gülümseyerek direksiyonu yine kavradı ve gaz pedalına yüklendi.
"Nerede buluşacaksınız peki ?"
"Lunapark !"
Haneul Taehyung'un bu fazla mutlu haline karşı ufak bir kahka attı. 15 yaşlarındaki birine göre hala çocuksuydu.
"Ne kadar istiyorsun peki ?"
"Imm...gönlünden ne koparsa desem ?"
"Gönlümden bir şey kopmuyo desem ?"
"Yah Haneul !"
"Tamam, şakaydı."
Haneul evinin olduğu apartmanın otoparkına girip arabasını park ettikten sonra Taehyung'un da yardımıyla valizleri alıp asansöre bindi.
Asansörün aynasından kendine bakınca "Höh !" diye garip bir ses çıkardı. Taehyung kafasını telefonundan kaldırıp aynada bir ona bir kendisine bakan Haneul'a 'ne oldu' bakışı attı.
"Beni geçmişsin !"
Taehyung telefonu arka cebine sokup gülümseyerek omuzlarını dikleştirdi. Şimdi Haneul ile aralarındaki mesafe daha fazla olmuştu.
"Voah ! Cidden beni geçmişsin !"
Haneul Taehyung'un beline sarılıp alnını boynuna yasladı.
"Daha dün bacağımdan kısaydı boyun ! Nasıl bu kadar çabuk büyüyebildin ?"
Taehyung Haneul'un ona annesi gibi davranmasından rahatsız olmuştu. Haneul onun için kesinlikle anneden fazlasıydı. Bu hisse tam ad koyamıyordu.
Yine de Haneul'u üzmek istemediğinden oda kollarını onun beline dolayıp aynada ki yansımalarına baktı. Ardından gülümseyerek konuştu.
"Hep bir metre olarak kalmayacaktım zaten."
"Duygusuz kedi ! Azıcık duygusallaştırmıyorsun adamı. Ayrıca ben 1.63'üm ! Senin dediğinden yarım metre 13 santim fazlayım."
Haneul Taehyung'u itekleyerek ondan ayrıldı ve açılmak üzere olan asansör kapısına döndü.
Taehyung ise onun bu haline kıkırdayarak gülüyordu.
"Çok mu komik Taehyung Bey ?"
Taehyung Haneul'un burnunu sıkıp "Tatlısın." dediğinde Haneul sahte bir şekilde gülümseyip Taehyung'un eline vurdu.
"Yah Hanie~!"
"İyi tamam, affettim."
Kapı açıldığında valizini çekiştirerek dairesinin önüne geldi. İnce ceketinin cebinden anahtarını çıkarıp kapıyı açtı ve içeri geçti.
Elindeki valizi ayakkabılığın yanına koyup Taehyung'a yöneldi. Onunda elindeki valizi aldıktan sonra ikiside kendilerini salonda ki koltuğa attılar.
"Gittiğimiz yer ne kadar mükemmel olsa da burayı acayip özlemişim."
"Ev özlenmez mi ? "
Taehyung kafasını geriye doğru yaslayıp derin bir nefes aldı.
"Aç mısın ? Atıştırmalık hazırlayayım mı sana ?"
"Olur."
Haneul üstündeki ceketi bir kenara fırlatıp koltuktan kalktı ve mutfağa doğru yol aldı.
Buzdolabının kapağını açtığında kocaman bir boşlukla karşılaşacağını bildiğinden havalimanından çıktıktan sonra markete uğramayı akıl edebilmişti.
"Taehyung ! "
"Efendim ?"
"Marketten aldıklarımızı getirsene !"
"Tamam !"
Bir kaç saniye sonra Taehyung ellerinde poşetlerle mutfağa girdi.
Haneul poşetlerin içinden gerekli malzemeyi alıp yiyecek hazırlarken, Taehyung aldıkları şeyleri buzdolabına yerleştiriyordu.
Bir süre sonra ikiside masaya oturmuş sandiviçlerini yiyorlardı.
"Haneul bu sene üniversiteye gidecek misin ?"
"Evet. Neden sordun ?"
"Bende okula gitmek istiyorum."
"Taehyung okula gitmeni bende istiyorum canım ama biliyorsunki çok hızlı büyüyorsun. Daha 3 ay önce 10 yaşındaki biri gibi gözüküyordun."
"Jungkook gitmişti ama !"
"Sen ondan da hızlı büyüyorsun. O her 5 ya da 6 ayda bir büydüğünü söylemişti. Sen 2 ya da 3 ayda bir büyüyorsun. Ayrıca o iki yıl büyüreken sen üç ya da dört yıl büyüyorsun."
"Anladım."
"Biliyorum üzülüyorsun. Ama bu konuda elimden hiçbir şey gelmiyor canım. Özel öğretmene devam etmeliyiz."
"Cidden anlıyorum. Sorun değil."
Haneul Taehyung'u güldürmek istediğinden ona imalı imalı bakmaya başladı.
Taehyung ise ne olduğunu anlamadığı için "Ne ?" diye sordu.
"Ne oldu ? Niye öyle bakıyorsun ?"
Haneul gülümsemesini büyütüp "Yarın için sana 200 dolar versem ?"dediğinde Taehyung ağzı açık bir şekilde kalakaldı.
"Şaka mı yapıyorsun ?"
Haneul oturduğu yerden kalkıp Taehyung'un burnunu sıktı.
"Tatlısın."
Masadaki boş tabakları alıp arkasını döndü ve gülümseyerek mutfağa yöneldi.
"Yah Haneul !"
Selam
Kore'de won kullanılıyor evet. Ama sıfır sayısı çok olup ortaya çıkan rakamı söylemek zor olduğundan satın alınacak şeyleri dolara çeviriyorlar.
Bu arada bunlar geçiş bölümü daha asıl hikayeye başlamadım.
Okuyan, vote veren ve yorum yapan herkese teşekkürler 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat Boy | kth
Fanfictiondüzenlendi 27/01/2018 #catboy 2 #taehyung 13 #kimtaehyung 3 #taetae 9 #bts 302