'5

1.2K 114 49
                                    

"Şu siktiğimin haberini kaldırın."

"Adamlar öyle bir yazmışlar ki ben bile inandım." Elimde ki telefonda gördüğüm haberlerle sinirle bağırdığım sırada oturduğu koltukta heyecanla olduğu yerde zıplayan Jungkook'un eğlenen sesini duymuştum.

"Yalnız çok iyi çıkmışsınız, olsanız yakışırsınız." Hobi gülerek koluyla beni dürtükledi, sinirle saçlarımı geriye doğru tararken söylenmekten geri kalmıyordum. "Alt tarafı aynı otele giriş yaptık diye nasıl hemen sevgili olabiliyoruz?"

Bu çok saçmaydı. Jungkook ve Hobi ile de aynı yerde bulunuyordum. Onlarla haber yapmak yerine tanımadığım bir adamla, hem de ilişkisi olan biri, her yerde haberimiz dolanıyordu. Bu yalan haberler yüzündense şirketin telefonları ve benim telefonum asla susmuyordu. Aklıma gelen yeni menajerimle, odada hissettiğim eksikliğiyle beraber etrafıma bakındım. Onun içinde zor bir zaman olmlaıydı. İşe başladığı andan beri oturacak zaman bulamamıştı.

"Sabahtan beri telefonu susmuyor, gazetecilerle uğraşıyor." Diye yanıt verdi Hoseok aranışımı fark edip. Telefonuma gelmeye devam eden çağrılarla sessize alıp cebime attım, böyle saçma bir haberin doğru olacağını düşünüp beni arıyor olmaları daha bir saçmaydı. Sıkıntıyla nefes vererek koltuktan kalktığımda,"Benim girmem gereken toplantılar var, bunlarla uğraşamayacağım." Diye mırıldandım telefonlarına gömülü olan iki çocuğa dönerken.

"Hyung yakında evlenecekmişsiniz, bizi de çağırır mısın?" Jungkook gülerek telefondan okuduğu haberi bize söylediğinde, "Yüzük taşıyıcısı olmak istiyorum." Demişti heyecanla.

"Seni düğünüme bile davet etmen." Diye mırıldandım evden çıkmadan önce. Çocukları evde bırakarak şirkete gittiğimde herkesin bana bakışlarının arasında fısırdaşmaları, gülüşleri ve heyecanlı konuşmalarıyla odama geçtim. Her geçen saniye daha bir sinir bozucu olmaya devam ediyordu. 

Kapımın çalınmasıyla içeri giren Ji Sang heyecanla "Bu çok iyi oldu başkanım." Demişti suratında ki gülümseme eksilmezken. Boş bakışlarımla odanın ortasında heyecandan tepinen adamı izlerken onu anlamadığımı fark ettiğinde durmayıp, heyecanlı zıplamalarına devam ettiği sıra  "Park Jimin ve yeni ilişkiniz. " dedi.

Sıkıntıyla bir nefes verdiğimde, "Öyle bir şey yok Ji Sang. Adamı tanımıyorum bile." Dedim masamda ki dosyaları karıştırırken. Sakin cümlemle odanın ortasında ki zıplayışı yavaşça kesilmiş, suratında ki gülümseme solarken "Nasıl ama..yakışıyorsunuz." Demişti anlamayarak bana bakarken. Onun bu halini umursamazken, "JS holdingin bize yolladığı belgeler nerde?" Diye mırıldandım masamda ki dosyalar arasında aradığımı bulmaya çalıştığım sırada. Onunla uğraşacak enerjim yoktu, bu işleri bitirip uyumak istiyordum sadece.

"Ah masamdalar.." hızla odadan çıkıp masasında ki dosyaları yanıma getirdiğinde "Yarın ki toplantılarımı bugüne koy lütfen, yarın şirkete gelemeyeceğim." Dedim verdiği dosyaları incelemeye başladığım da. Tahmin ettiğimden daha azdı, bu iyiydi sabahlamayacaktım en azından.

"Neden? Bir sorun mu var?"

Meraklı sesine karşı unuttuğu küçük ayrıntıyı ona hatırlattığımda beni onaylayarak sessizce odadan çıktı. "Benim bir idol olduğumu unutuyorsun sanırım. Uğraşmam gereken şarkılar var."

Girdiğim toplantıların sonunda odama giderken çalan telefonumla sinirle derin bir nefes verirken haberciler yerine arayan Namjoon'u gördüğümde açmak zorunda kalmıştım.

"Neredesin?"

"Çalışıyorum."

"Stüdyondayım, yoksun."

Mirage [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin